26 Şubat 2010 Cuma

İftiranın kefareti var mıdır hocam?

Sözü hiç uzatmayacağım.

İslamiyet'in sözde bayraktarlığını yapanlar, bu gayeye matuf olmak üzere "sohbetler" düzenleyerek mukaddes kitabımız Kuran-ı Kerim'deki sure ve ayetlerde saklı hikmetler üzerinde uzun uzun konuşmalar yapanlar,
İslam'a "hizmet" için koşuşturanlar...

Ve bu sohbetleri "sektirmeden" takip edip "feyz" alabilmek için başlarını huşu ile eğip kalplerini "iman" ile dolduran esnafımız, memurumuz, doktorumuz, okumuşumuz, okumamışımız...

Samimi olarak söylemeliyim ki, büyük bir çoğunluğunuz tertemiz kalpli insanlarsınız ve kendinizi Allah yolunda, "Allah'ın razı olduğu kullar" arasına koymak istiyor, hep onlarla beraber olmak gerektiğini düşünüyorsunuz.

İşte aşağıdaki video da o "cemaatin" televizyonunda yayınlanan "haber" programından alınmıştır.

Sadece bu videoyu izleyen "iz'an" ve "vicdan" sahibi bir insan bile Allah için yapıldığı söylenen bir "hizmet"in gerçekte neye hizmet ettiğini görecektir.

Tabii ki; "müslümanın kanmayacak ve kandırmayacak kadar akıllı olması gerektiğini" unutmamış ve kendi vicdan ve iz'anını "Allah" zannederek başka birine teslim etmemişse!

İşte o video:

0 yorum:

Yorum Gönder

 

"Allahsız Oğlu Allahsız"

Firavunların Laneti ile Damgalandı: "Allahsız Oğlu Allahsız" - Açık İstihbarat

Sizi artık ne gücünüz, ne malınız mülkünüz, ne gizli hesaplardaki paranız, gizli ortaklıklarınız, sansürünüz, RTÜK'ünüz, her yıl yenisini yaptırmakla övündüğünüz hapishaneleriniz, eteğinizi öpen basınınız, biat etmiş yargıçlarınız, silah arkadaşları bin bir iftirayla tutuklanırken size topuk selamı veren generalleriniz;

Ne öfke ve kin kusan diliniz, korku filmine dönen çehreniz, yalakalarınız, dalkavuklarınız, jurnalcileriniz, gaz bombalarınız, özel yetkili mahkemeleriniz, 'akilleriniz'...

Allah'ı kandırmak, güya günahlarınızın kefaletini ödeyip sıyırmak amacıyla, halkın parasıyla inşa ettirmeye giriştiğiniz cami-mabed'leriniz..

Hiç birisi kurtaramayacak demektir...

Devamı...

Perdenin arkasında hava kötü

Sürece Diyarbakır'dan bakınca...


Örgütün gizli ajandasını anlamamız
için son iki gün içinde yerinde teyit ettiğim üç noktayı kayda geçeyim:

1- Örgüte katılım artıyor.Yeni yapıda rol almak için dağa çıkanlar artıyor. Burada örgütün şöyle bir taktiği var. Çekilme adı altında gidenlerin ciddi bir kısmı bu yeni katılımlar. Bir yandan da tecrübeliler içeride bekletiliyor. Hem bölgedeki koordinasyonu yapıyorlar hem de olası bir yol kazası sonrası çatışmaya hazır bekliyorlar. Plana göre ekime kadar tecrübeliler çıkmayacak. Sonra da kar kış bahanesiyle kalmaya çalışacaklar.

2- PKK ağır silahlarını ve bombaları belli bölgelerde depoladı.
Etraflarını da bubi tuzakları ve mayınlarla çevirdi. Dolayısıyla ihtiyaç halinde lojistik sorunu yaşamayacak. Asker bir şekilde buralara girmek isterse de ağır zayiat verecek.

3- Örgüt bu süreci legalleşme dönemi olarak gördüğü için önceki gün yeni bir kampanyanın startını verdi. Bundan sonra herkes evine ve işyerine Öcalan posterleri asacak.

4- Örgüt uyuşturucu ekimine hız vermiş. Diyarbakır kırsalı esrar tarlalarıyla dolu. Diyarbakır neredeyse suç ihraç ediyor. 'Nasıl olsa çözüm sürecindeyiz operasyon olmaz' diye köylüleri de baskı altına almışlar.

Başka örnekler de vermek mümkün. Yani örgüt bir yandan çözüm/barış diyor ama öbür taraftan başka bir ajandanın yol haritasını uyguluyor.