tag:blogger.com,1999:blog-77556559270043616702024-03-14T07:39:43.143+03:00SİYASETİ MİLLİYE NOTLARI...<br><strong>"Efendiler!...Her halde âlemde bir hak vardır. Ve hak, kuvvetin üstündedir."<br> <br>Mustafa Kemal Atatürk</strong>A. Hüsnü Sezginhttp://www.blogger.com/profile/05950656855353407165noreply@blogger.comBlogger414125tag:blogger.com,1999:blog-7755655927004361670.post-58640058142239269222022-04-26T12:01:00.001+03:002022-04-26T12:01:42.062+03:00Ve yangın çıktı...<p> </p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj4mIFpaj81uzq8MtWSuUr25VZPV92xNtxGB0HNBIUkodjXyf-lJFFHqVkylnTvmRsoBkwQo11xK5MR50mbDo1wQK_He3TuPlR80Xe8c5ALiCTuC7I2z7_0Mrg2hPNg04gsVraZQ8TeTeyebV677c3K4BDK2eer_6RWBtJOmSaqwlF2PO-m7GB-kHzE/s723/1280px-Count_Nikolay_Ignatiev.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="723" data-original-width="380" height="400" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj4mIFpaj81uzq8MtWSuUr25VZPV92xNtxGB0HNBIUkodjXyf-lJFFHqVkylnTvmRsoBkwQo11xK5MR50mbDo1wQK_He3TuPlR80Xe8c5ALiCTuC7I2z7_0Mrg2hPNg04gsVraZQ8TeTeyebV677c3K4BDK2eer_6RWBtJOmSaqwlF2PO-m7GB-kHzE/w210-h400/1280px-Count_Nikolay_Ignatiev.jpg" width="210" /></a></div><span style="color: #010217; font-size: medium;">Sevgili arkadaşlar, </span><div><span style="color: #010217; font-size: medium;"><br /></span></div><div><span style="color: #010217; font-size: medium;">Her yıl tekrarlandığı gibi, Ermeni diasporası bu yıl da yine <b>"Ermeni soykırımı"</b> yalanı ile ortalığı velveleye verdi. </span></div><div><span style="color: #010217; font-size: medium;"><br /></span></div><div><span style="color: #010217; font-size: medium;">İşin aslının ne olduğu, bütün vicdan ve iz'an sahiplerince bilindiği halde, diaspora <b>"bir şeyi kırk kere tekrar edersen, o iş sahileşir"</b> düsturu gereğince, yalanlarını tekrar etmeye devam ediyor. </span></div><div><span style="color: #010217; font-size: medium;"><br /></span></div><div><span style="color: #010217; font-size: medium;">Bu yalanın yayılmasından fayda sağlamayı umanlar sadece <b>"diaspora"</b> değil elbette. Bu durumu kendi dış politikalarında bir koz olarak elde tutmayı gerekli bulan kimi devletler de, onların bu yalanını hayatta tutmak için elbette<b> "gereğini yapmaktan"</b> geri durmuyorlar!
Etnik ayrışmayı körükleyici bu ve benzeri yalanlarla geçmişteki hınçlarını diri tutmaya çalışan <b>"etnikçi organizasyonların" </b>bildikleri ama <b>"kullandıkları etnisiteye mensup"</b> bir çok kimsenin <b>"duygusal nedenlerle"</b> uzak durarak <b>"pasif destek" </b>verdikleri bazı gerçeklerin, nihayetinde<b> "faturayı"</b> o etnisiteye ödetecekleri ise, tarihi bir gerçeklik! </span></div><div><span style="color: #010217; font-size: medium;"><br /></span></div><div><span style="color: #010217; font-size: medium;">Bu nedenle, <b>"kendilerini sağlama almış"</b> diasporacılara söz söyleyerek nefes tüketmenin bir faydası yok! Öyle ise, ben <b>"duygusal nedenlerle"</b> bu gerçeklere <b>"pasif destek"</b> verenlere bir hatırlatmada bulunarak sözlerime son vereyim: </span></div><div><span style="color: #010217; font-size: medium;"><br /></span></div><div><span style="color: #010217; font-size: medium;">Osmanlının son döneminde İstanbul'da görev yapan ve Balkanlar başta olmak üzere, Osmanlı egemenliği altındaki coğrafyalarda yaşayan kimi farklı etnisiteleri,<b> "Slav milliyetçiliği"</b>ne hizmet için Osmanlıya karşı kışkırtan Rus sefiri <b>Nikolai İgnatiyev</b>, Anadolu coğrafyasında kışkırttığı Ermenilerin kendisinden <b>"daha fazla yardım"</b> istemesi üzerine, onlara şöyle sesleniyor:
"Büyük devletler itfaiye gibidir; yardıma gitmeleri için önce <b>YANGIN'IN ÇIKMASI</b> gerekir!." </span></div><div><span style="color: #010217; font-size: medium;"><br /></span></div><div><span style="color: #010217; font-size: medium;">Ve dediği gibi de oldu, <b>YANGIN</b> çıktı... </span></div><div><span style="color: #010217; font-size: medium;"><br /></span></div><div><span style="color: #010217; font-size: medium;">İyi günler dilerim...</span></div><div><span style="color: #20124d;"><br /></span></div><div><br /></div>A. Hüsnü Sezginhttp://www.blogger.com/profile/05950656855353407165noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-7755655927004361670.post-218787752153197612022-03-03T21:14:00.000+03:002022-03-03T21:14:25.466+03:00Rusya Nereye?...<p></p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/a/AVvXsEgkr0pAkFbhv76i9u_EZq16eXYywYfzINyT_sEiWnLUD2m16Q1SC_mtXhUesDoky66bUarkN3ogqJO0MyI84IlMLUtQ4g6izESkXSZUxUOWBHXYeNYa8wWc98poCzyxEWyZ3KPoZS3aNZKC9gZ93eeDQcU0ougtmVV8j6dplwab6fXC9ltyrq9iWJuh=s750" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="750" data-original-width="500" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/a/AVvXsEgkr0pAkFbhv76i9u_EZq16eXYywYfzINyT_sEiWnLUD2m16Q1SC_mtXhUesDoky66bUarkN3ogqJO0MyI84IlMLUtQ4g6izESkXSZUxUOWBHXYeNYa8wWc98poCzyxEWyZ3KPoZS3aNZKC9gZ93eeDQcU0ougtmVV8j6dplwab6fXC9ltyrq9iWJuh=s320" width="213" /></a></div><span style="color: #020010; font-size: large;">Maşallah, her konuda (bir başkasına öğretecek kadar) bilgi sahibiyiz. Şu son Rusya-Ukrayna arasında cereyan eden hadiselerde de bunu görüyoruz. </span><div><span style="color: #020010; font-size: large;"><br /></span></div><div><span style="color: #020010; font-size: large;">Şunu net bir şekilde söylemek mümkün ki, Çarlık Rusya'sının hayaletini, Sovyet İhtilali bile ortadan kaldıramadı! Zira, kanlı bir ihtilalle Çarlık Rusya'sını ortadan kaldıran Bolşevikler, çok güçlü geleneklere sahip Çarlık bürokrasinin yerine, aynı güce sahip kendi bürokrasilerini kuramadılar. </span></div><div><span style="color: #020010; font-size: large;"><br /></span></div><div><span style="color: #020010; font-size: large;">Troçki <b>Rus Devriminin Tarihi</b>’nin girişinde, bunu üniformalı üniformasız köylü kitlelerinin katıldığı ve köylülüğün ağır bastığı bir olgu olarak tanımlar. Oysa diğer Bolşevik yazarlar bu durumu (köylülükten hiç bahsetmeden) <b>"üniformalı ve üniformasız askerler"</b> diyerek geçiştirirler. </span></div><div><span style="color: #020010; font-size: large;"><br /></span></div><div><span style="color: #020010; font-size: large;">Kısaca, Lenin sonrasında (kendisi de bir Gürcü köylüsü olan) Stalin, devrimin ilkelerini oturtmak için bir çaba içine girmek yerine, (yeni adı Sovyetler Birliği olsa da) <b>"kendi Çarlığını"</b> kurmak yolunu tercih etmiştir. Tıpkı bugün Vladimir Putin'in yaptığı gibi... Yanisi de şu ki, bugünü kavrayabilmek için geçmişin bilgisine hakim olmak gerekir. Bu anlamda, konuya ilgi duyanların bu kitabı edinmelerini salık veririm.</span></div><div><br /></div><div><br /></div>A. Hüsnü Sezginhttp://www.blogger.com/profile/05950656855353407165noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-7755655927004361670.post-51286663178128653202022-03-03T21:02:00.001+03:002022-03-03T21:02:07.716+03:00Ordular, onun bunun elinde bir ihtiras aleti olmaktan uzak tutulmalıdır<p></p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><br /></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: justify;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/a/AVvXsEilUIRsBn7XHIZ0A7rNoljNF1Ue_qRL0qnG-oCZ--hzcK349gDqTvGK6BS7I1_8ecn5elhRufxecMsxXsWwgVxf6er6Z36Iu1FA-WNy-zNg7JNrmZEdO2ILXZeY7CdpAUNtev-C6Vp6AZLEb6N8_saCaQcHjAKfu3yrD6lcE-BwejphJEi1vmhj1v_2=s604" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="399" data-original-width="604" height="321" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/a/AVvXsEilUIRsBn7XHIZ0A7rNoljNF1Ue_qRL0qnG-oCZ--hzcK349gDqTvGK6BS7I1_8ecn5elhRufxecMsxXsWwgVxf6er6Z36Iu1FA-WNy-zNg7JNrmZEdO2ILXZeY7CdpAUNtev-C6Vp6AZLEb6N8_saCaQcHjAKfu3yrD6lcE-BwejphJEi1vmhj1v_2=w505-h321" width="505" /></a></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><span style="color: #050117; font-size: large;"><br /></span></div><p style="clear: both; text-align: justify;"><span style="color: #050117; font-family: times; font-size: large;"><span style="text-align: left;">II. Dünya Savaşının en etkileyici fotoğraflarından biri olan bu fotoğraf, dünya savaş tarihinin en büyük tank savaşlarından biri olan ve Alman kuvvetlerinin <b>"Blitzkrieg"</b> (Yıldırım Harekatı) adını verdikleri savaş doktrini kapsamında Sovyetler Birliğine karşı gerçekleştirilen ünlü <b>"Kursk Muhabere</b></span><span style="text-align: left;"><b>leri"</b>nde çekilmiştir.</span></span></p><p style="clear: both; text-align: justify;"><span style="color: #050117; font-size: large;"><span style="font-family: times;"><span style="text-align: left;"><span></span></span></span><span style="font-family: times; text-align: left;">Rus siperleri üzerine yürüyen yüzlerce Alman tankının yarattığı dehşetin iki Rus askeri üzerinde yarattığı ruh halini bire bir yansıtan bu fotoğrafı önemli kılan diğer bir husus da, Sovyet ihtilali ile başlayan ve dini tümden yasaklamak adına işi kiliseleri kapatmaya kadar vardırmaya kararlı bir rejimin temsilcisi olan Stalin'nin, başlayan Alman saldırıları sonucu, <b>"askerin moralini yükseltmek gerekçesi ile"</b> 7 Ekim 1941'de din yasağını kaldırmasıdır. </span><span style="font-family: times; text-align: left;">Resimde, hayatının son anlarını yaşadığını düşünen bu Sovyet askerinin, boynundaki haçı öpmesinin ardındaki hikaye de budur. </span></span></p><p style="clear: both; text-align: justify;"><span style="text-align: left;"><span style="color: #050117; font-family: times; font-size: large;">Böyle durumlarda, Atatürk'ün <b>"Milletin hayatı tehlikeye girmedikçe, savaş bir cinayettir."</b> sözünü hatırlamamak mümkün mü? </span></span></p><p style="clear: both; text-align: justify;"><span style="text-align: left;"><span style="color: #050117; font-family: times; font-size: large;">Sözümüzü yine onun bir konuşmasından aldığımız şu sözlerle bitirelim:</span></span></p><p style="clear: both; text-align: justify;"><span style="text-align: left;"><b><span style="color: #050117; font-family: times; font-size: large;">"TBBM ordusu...şunun bunun elinde ihtiras aleti olmaktan uzaktır."</span></b></span></p><p style="clear: both; text-align: justify;"><span style="text-align: left;"><b><span style="font-family: times;"><br /></span></b></span></p><p style="clear: both; text-align: justify;"><span style="font-family: courier; text-align: left;"><b><br /></b></span></p>A. Hüsnü Sezginhttp://www.blogger.com/profile/05950656855353407165noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-7755655927004361670.post-65304734331859351422021-03-26T23:12:00.002+03:002021-03-26T23:18:21.480+03:00ŞÜKRÜ KAYA'NIN ÇAKMAĞI<p></p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><iframe allowfullscreen="" class="BLOG_video_class" height="366" src="https://www.youtube.com/embed/ZF5OORIhKf4" width="475" youtube-src-id="ZF5OORIhKf4"></iframe></div><h2 span="" style="font-family: georgia, "times new roman", times, serif; font-size: 16px;"><span style="font-weight: normal;">Mustafa Kemal Paşa'dan devlet adamlığı dersi! İzleyin, siz de şahitlik edin.</span></h2><p></p>A. Hüsnü Sezginhttp://www.blogger.com/profile/05950656855353407165noreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-7755655927004361670.post-61292190317095436862020-09-25T22:03:00.001+03:002020-09-25T23:17:56.236+03:00Tanrı kötülüklere neden müdahale etmiyor?.<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><iframe allowfullscreen="" class="BLOG_video_class" height="322" src="https://www.youtube.com/embed/gwiiMKFTaTc" width="400" youtube-src-id="gwiiMKFTaTc"></iframe></div><br />
<br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , "times" , serif; font-size: 16px;">Son zamanlarda (madem<b>) "Tanrı denildiği kadar güçlü ise, neden kötülüklere müdahale etmiyor?. " </b>tarzında, sureti haktan görünerek<b> "serzenişlerde" </b>bulunan bir çok okumuş-yazmış<b> "deist-bilimselci" </b>vatandaşımız var. <div><br /></div><div><b>"Tahsil ettikleri bilim bakımından"</b> diğerler vatandaşlardan çok daha aydınlık bir kafaya sahip olması beklenen bu vatandaşların, dünyadaki bütün kötülükleri dinin sırtına sararak,<b> "dinsiz ve Allahsız bir hayatın"</b> daha sorunsuz olduğuna iman etmeleri ve bunu da sağlamak gayesi ile, ülke nüfusunun çoğunluğunca bilinçli, bilinçsiz sahiplenilen bir dini aşağılamaya kalkmaları ve bunu yaparken de tutarsız söylemler içine girmeleri, bu sohbetin konusudur. </div><div><br /></div><div>Kimsenin dinini veya dinsizliğin, sorun saymak bizim işimiz değildir. Fakat, aydınlık bir kafaya sahip bireyler olarak, ülkesinin sosyal ve kültürel seviyesini yükseltmesi umulan bu kitlenin, bu derece tutarsız akıl yürütmelerine şahit olmak, şahsen beni ziyadesi ile karamsarlığa itiyor. Dilerim, benim de, bir an önce irtifa kazanması elzem olan ülkeme, bu şekilde, karınca kararınca da olsa bir katkım olur. </div><div><br /></div><div>Saygı ile...</div></span>A. Hüsnü Sezginhttp://www.blogger.com/profile/05950656855353407165noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-7755655927004361670.post-76223977234511084762020-06-01T14:02:00.000+03:002020-06-01T14:22:30.279+03:00ABD fena karıştı!..<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://1.bp.blogspot.com/-OKUeyvC3fcg/XtTVCTiOzTI/AAAAAAAAE_k/SBXB_0mlA38vcnaH_a4SHQFKcRMMI3TrgCLcBGAsYHQ/s1600/STP.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="400" data-original-width="727" height="352" src="https://1.bp.blogspot.com/-OKUeyvC3fcg/XtTVCTiOzTI/AAAAAAAAE_k/SBXB_0mlA38vcnaH_a4SHQFKcRMMI3TrgCLcBGAsYHQ/s640/STP.jpg" width="530"></a></div>
<br>
<br>
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , "times" , serif; font-size: 16px;">ABD, zaman zaman <b>"dünyada eşi benzeri olmayan bir ülke"</b> anılsa da ve aslında bu tanımlama, onun bir <b>"özgürlükler ülkesi"</b> olduğuna dair <b>"gizli bir atıf"</b> içerse de, bu tanımlama bence sadece onun <b>"coğrafi özellikleri bakımından</b>" geçerli sayılabilir. Zira, meselenin iç yüzünü bilenler için (veya sadece W.A.S.P'ın, yani Beyaz, Anglo-Sakson, Protestan tanımlamasını bilenler için bile...) durum hiç de dışarıdan göründüğü gibi değildir. </span><br>
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , "times" , serif; font-size: 16px;"><br></span>
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , "times" , serif; font-size: 16px;">Bu dediklerimizle ne kastettiğimizi, ABD'de neler olduğunu bilmek ve anlamak için, onun kuruluş günlerine gitmek ve onun <b>"founding fathers"</b>, yani <b>"kurucu babalar</b>"ının <b>"zihinsel mekanizmaları"</b>nın nasıl çalıştığını iyi özümsemek gerekir. Irk ayrımcılığı, kadını ikinci sınıf insan görme, keskin bir <b>"zengin-fakir"</b> ayrımı vb. gibi ögeleri-deyim yerinde ise-<b>"dibine kadar kullanan"</b> bir zihniyetin, diğerlerini sömürmek üzere kurduğu bu hakimiyeti ilâ-nihaye götüremeyeceği açıktır! </span><br>
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , "times" , serif; font-size: 16px;"><br></span>
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , "times" , serif; font-size: 16px;">Bütün bunlar konusunda bilmeyenlere, ne demek istediğimiz ile ilgili küçük bir fikir verebilmek için, aşağıda ABD tarihinden küçük fakat ilginç bir kaç detay sunalım:</span><br>
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , "times" , serif; font-size: 16px;"></span><br>
<a href="http://siyasetimilliye.blogspot.com/2020/06/abd-fena-karst.html#more">Devamı »</a>A. Hüsnü Sezginhttp://www.blogger.com/profile/05950656855353407165noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-7755655927004361670.post-44311209125392450032020-05-21T22:58:00.003+03:002020-05-21T22:58:51.665+03:00"Ümmilik" ne demektir?<iframe allow="accelerometer; autoplay; encrypted-media; gyroscope; picture-in-picture" allowfullscreen="" frameborder="0" height="315" src="https://www.youtube.com/embed/beLXTEd3HZ0" width="560"></iframe>A. Hüsnü Sezginhttp://www.blogger.com/profile/05950656855353407165noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-7755655927004361670.post-62738033706517268192020-04-29T14:24:00.001+03:002020-04-29T14:30:04.591+03:00"Türk'ün Avrupa'daki varlığı insanların haklarına sürekli bir hakaret" imiş!..<div dir="ltr" style="text-align: left;" trbidi="on">
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://1.bp.blogspot.com/-9sZhg6dGHN0/XqlTnMIhm_I/AAAAAAAAE7o/_u5GLQjjaLgg-zvtupeiL-JrmwZmkfCRACLcBGAsYHQ/s1600/avatars-000403316769-paet68-t500x500.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="500" data-original-width="500" height="200" src="https://1.bp.blogspot.com/-9sZhg6dGHN0/XqlTnMIhm_I/AAAAAAAAE7o/_u5GLQjjaLgg-zvtupeiL-JrmwZmkfCRACLcBGAsYHQ/s200/avatars-000403316769-paet68-t500x500.jpg" width="200"></a></div>
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , "times" , serif; font-size: 16px;">Türklerin zihnen, fikren, dinen ve daha bir çok hususta Avrupa halkları ile ortak bir noktada buluşamadığını, tarihin her aşamasında görmek mümkün. Bu konuda Türkler çok kereler olumlu yönde girişimlerde bulunmuşsalar da, </span><b style="font-family: georgia, "times new roman", times, serif; font-size: 16px;">"Avrupalılardan" </b><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , "times" , serif; font-size: 16px;">bir karşılık göremedikleri de bir gerçek. Bunun en son örneğine de</span><b style="font-family: georgia, "times new roman", times, serif; font-size: 16px;"> "Avrupa Birliği'ne giriş çabalarında" </b><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , "times" , serif; font-size: 16px;">zaten şahit olmaktayız.</span><br>
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , "times" , serif;"><span style="font-size: 16px;">
<br><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , "times" , serif;">
İkinci Dünya Savaşı sonrasının harap olmuş Avrupa'sı karşısında nispeten daha derli toplu duran</span><b style="font-family: georgia, "times new roman", times, serif;"> "Atatürk'ün Türkiye'si"</b><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , "times" , serif;">, Avrupa'nın gözünde bugüne nazaran, şüphesiz çok daha iyi bir yerdeydi.</span><br>
<br><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , "times" , serif;">
Avrupa'nın savaşın yaralarını sarmaya başlaması ve Türkiye'nin maalesef ki, cumhuriyetin ilk yıllarında yakaladığı ivmeyi kaybederek gerilemeye başlaması ile, Avrupa'nın gözündeki </span><b style="font-family: georgia, "times new roman", times, serif;">"saygın mevkiini" </b><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , "times" , serif;">de kaybetmiş oldu.</span><br>
<br><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , "times" , serif;">
Yani bu noktada şunu rahatlıkla söyleyebilir ki, </span><b style="font-family: georgia, "times new roman", times, serif;">"Türk sorunu"</b><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , "times" , serif;">, Avrupa devletlerinin görüş birliği içinde oldukları e nadir konulardan biridir; belki de en başta gelenidir. Tarih boyunca </span><b style="font-family: georgia, "times new roman", times, serif;">"Türk'e duyulan nefreti"</b><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , "times" , serif;"> bir çok Avrupalı devlet adamı çeşitli vesilelerle ve küstahça dile getirmekten geri durmamışlarsa da, hiçbiri, adeta bütün bunları bir tek paragrafta </span><b style="font-family: georgia, "times new roman", times, serif;">"cem eden"</b><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , "times" , serif;"> Francesco Crispi'ninki (1818-1901) kadar (bence) gerçek meramlarını(akıllarının dibini gösterici bir tarifle tarif edilmemiştir. Sarfedilen söze bakarsanız eminim bana hak verirsiniz. İtalya'nın başbakanlık da yapmış olan politikacılarından Crispi bakın ne diyor:</span><br>
</span></span><br>
</div><a href="http://siyasetimilliye.blogspot.com/2020/04/turkun-avrupadaki-varlg-insanlarn.html#more">Devamı »</a>A. Hüsnü Sezginhttp://www.blogger.com/profile/05950656855353407165noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-7755655927004361670.post-43846431986361921652020-04-25T14:31:00.001+03:002020-04-25T14:32:58.499+03:00Sorun, kapandaki peynire atlama sorunu!..<div dir="ltr" style="text-align: left;" trbidi="on">
<div dir="ltr" style="text-align: left;" trbidi="on">
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://1.bp.blogspot.com/-f_gGCGHYPvQ/XqQOPrzrpJI/AAAAAAAAE7A/VFRh12uxv1M2Nc_tNmwmDTxDIdCmeMisQCLcBGAsYHQ/s1600/NHT.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="363" data-original-width="535" height="344" src="https://1.bp.blogspot.com/-f_gGCGHYPvQ/XqQOPrzrpJI/AAAAAAAAE7A/VFRh12uxv1M2Nc_tNmwmDTxDIdCmeMisQCLcBGAsYHQ/s640/NHT.jpg" width="530"></a></div>
<br></div>
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , "times" , serif;"><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , "times" , serif; font-size: 16px;">
Dünya ufuklarında büyük bir savaşın kara bulutlarının toplanmakta olduğunu sezen İngiltere, bütün gücü ile, başta <b>"altın değerindeki sömürgesi </b></span></span><b style="font-family: georgia, "times new roman", times, serif; font-size: 16px;">Hindistan'ı</b><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , "times" , serif; font-size: 16px;">" elde tutmak ve Akdeniz'i Kızıldeniz üzerinden Hint okyanusuna bağlayan Süveyş Kanalı sebebi ile de Mısır'a (onu da elinde tutmak için Kırım savaşı vesilesi ile Kıbrıs'a) ve Basra körfezini kontrol altında tutmak için de, şimdi Kuveyt emirliği olarak bilinen ve Osmanlının uzak bir vilayeti olan ve onun tarafından epey bir zamandır adeta kaderine terk edilmiş bölgeye bütün gücü ile abandı!</span><br>
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , "times" , serif; font-size: 16px;"><br></span>
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , "times" , serif; font-size: 16px;">Bilhassa Kafkaslar üzerinden İran'a, oradan da Basra körfezine sarkarak İngiltere'nin Hindistan yolunu kesme imkânı bulunan Ruslara bu fırsatı vermemek için Doğu Anadolu'da bir Ermeni devleti kurdurma faaliyetlerine hız vermesi, hem Avrupa'daki diğer<b> "eşek arılarını"</b> bölgeye odaklandırdı, hem de Rusya'nın kendi sınırındaki bu yeni gelişmeye dikkat kesilmesini sağlayarak, kendine rahatça hareket edebileceği bir alan açmış oldu. Avrupa'nın diğer büyük devletleri daha sonraları<b> "sorunu sahiplenmek için" </b>birbirleri ile çekişseler de, <b>"Atı alan Üsküdar'ı geçmiş"</b>, İngiltere maksadına ulaşmış, bu uğurda kullandığı Ermenileri de öylece ortada bırakarak, kendi işine bakmıştı.</span><br>
<br>
</div><a href="http://siyasetimilliye.blogspot.com/2020/04/sorun-kapandaki-peynire-atlama-sorunu.html#more">Devamı »</a>A. Hüsnü Sezginhttp://www.blogger.com/profile/05950656855353407165noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-7755655927004361670.post-2760982287984172142020-04-25T00:11:00.001+03:002020-04-25T11:42:07.721+03:00 "Ermeni ve Kürt sorunu" yaratmada Bulgar Komitacılığı "deneyimi" ve bundan istifade eden İngiltere<div dir="ltr" style="text-align: left;" trbidi="on">
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://1.bp.blogspot.com/-cZYXQooX0tw/XqM5O8c5Y5I/AAAAAAAAE50/QII-5SDynJsEHkWHHsvz6jd9Gzu8qy1QwCLcBGAsYHQ/s1600/EQmRJHCWkAEx79K.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="358" data-original-width="964" height="348" src="https://1.bp.blogspot.com/-cZYXQooX0tw/XqM5O8c5Y5I/AAAAAAAAE50/QII-5SDynJsEHkWHHsvz6jd9Gzu8qy1QwCLcBGAsYHQ/s400/EQmRJHCWkAEx79K.jpg" width="530"></a></div>
<br>
<br>
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , "times" , serif;"><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , "times" , serif; font-size: 16px;">
Her fırsatta Türkiye Cumhuriyetinin (amiyane tabirle)<b> "tekerine taş koymak" </b>için kullanılan<b> "Ermeni Meselesi"</b> ve daha sonra devamında<b> "Kürt Sorunu"</b> olarak Batılı devletlerce, sürekli altı ısıtılarak sıcak tutulan meselelerin kimin <b>"patenti" </b>altında üretildiğine baktığımızda, tarih bize İngilizleri işaret ediyor.<br>
<br>
Çok tarihçi tarafından gözardı edilen ve bir çoğu tarafından da <b>"birbirinden bağımsız gelişen olaylarmış gibi" </b>ele alınan bu meselelerin<b> "ilk denemesi"</b> Bulgarların Osmanlılardan koparılması çalışması idi ve başarılı da oldu. <b>"Slav milliyetçiliği"</b> ve <b>"Ortodoks Hristiyanlığı" </b>çerçevesinde, Rus Çarlığı tarafından tarafından uygulamaya konulan, Almanya, Avusturya, Fransa, İngiltere ve İtalyan devletleri tarafından da <b>"sessiz kalınmak suretiyle" </b>onaylanan bu projeden, gün geldi o günün İngiliz devleti de istifade etti! </span></span><br>
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , "times" , serif;"><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , "times" , serif; font-size: 16px;"><br></span></span>
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , "times" , serif;"><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , "times" , serif; font-size: 16px;">Bu durumun kısa hikayesini de, yakınlarda rahmet-i rahmana kavuşan gazeteci-yazar Orhan Koloğlu'nun 1998 yılında yayınlanmış olan <b>"Avrupa kıskacında Abdülhamid" </b>adlı kitabından okuma şansı buluyoruz. </span></span><br>
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , "times" , serif;"><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , "times" , serif; font-size: 16px;"><br></span></span>
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , "times" , serif;"><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , "times" , serif; font-size: 16px;">Makalemizin başlığından da anlaşılabileceği üzere, Osmanlının yıkılışını hızlandırmak ve Hindistan'da kurduğu sömürge düzenini bilhassa kuzeyindeki Rus tehlikesinden korumak için İngiltere, doğu Anadolu'da kendisine <b>"bağımlı" </b>bir Ermeni devleti kurarak, kendince bu tehlikeyi def'etme çaresi bulmuş oldu. Yöntem ise belliydi; Osmanlıyı, önce (tıpkı Rusya'nın 1877'de yaptığı gibi) tebaasına zulmeden bir devlet olarak dünya kamuoyuna tanıtmak, ardından da <b>"bu zulme baş kaldırmak için"</b> tıpkı Rusların Bulgarlara yaptırdığı gibi, Ermenilere de silahlı çeteler kurdurtmak! (Hınçak, Taşnaksütyun vb.) Ve bütün bunlardan neredeyse bir asır sonra <b>"başarısız olan"</b> ikinci Ermeni Silahlı Terör örgütü ASALA ve o da başarısız olunca<b> "Kürt sorununu çözmek için"</b> ortaya çıkarılan malûm PKK Terör örgütü!.. Hepsinde de yöntem aynı!</span></span><br>
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , "times" , serif;"><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , "times" , serif; font-size: 16px;"></span></span><br>
</div><a href="http://siyasetimilliye.blogspot.com/2020/04/ermeni-ve-kurt-sorunu-yaratmada-bulgar.html#more">Devamı »</a>A. Hüsnü Sezginhttp://www.blogger.com/profile/05950656855353407165noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-7755655927004361670.post-55726950295109388592019-12-26T00:25:00.000+03:002019-12-26T00:36:37.238+03:00Liman von Sanders'ten Enver Paşa'ya Sarıkamış yerine, alternatif harekât önerisi<div dir="ltr" style="text-align: left;" trbidi="on">
<div dir="ltr" style="text-align: left;" trbidi="on">
<br></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://1.bp.blogspot.com/-5RCSgnYoVWU/XgPMAkyExXI/AAAAAAAAE2w/B7mMFS7DArUYnXls8TrlEtPF3w2ZVRYbQCLcBGAsYHQ/s1600/305.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="600" data-original-width="390" height="400" src="https://1.bp.blogspot.com/-5RCSgnYoVWU/XgPMAkyExXI/AAAAAAAAE2w/B7mMFS7DArUYnXls8TrlEtPF3w2ZVRYbQCLcBGAsYHQ/s400/305.jpg" width="260"></a></div>
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , "times" , serif;"><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , "times" , serif; font-size: 16px;">
Otto Liman von Sanders (1855-1929), I.Dünya Savaşı'nda ordumuz saflarına katılmış olan Alman subayları içinde, adı tarihimizde hiç şüphesiz en çok anılanlardan biridir. <b>"Türkiye'de Beş Sene"</b> adı altında ülkemizde yayınlanmış bir de hatıratı bulunan von Sanders'in bu hatıratında yazdıklarından başka, bir de o devrin tanınmış gazetecilerinden Ahmet Emin Yalman'a ya bir sohbet anında, ya da bir röportaj esnasında söylediği ilginç sözler var. Sanders, bu satırlarda Enver Paşa'ya, Sarıkamış Harekatı yerine bir başka harekât önerdiğini ama bu önerinin Enver Paşa tarafından kabul görmediğini anlatıyor. Yalman, onun bu anlattıklarını <b>"GÖRDÜKLERİM VE GEÇİRDİKLERİM"</b> adlı hatıratının birinci cildine şöyle geçirmiş:<br>
<br><i>
“..General Liman von Sanders’in Romanya ve Ukranya ile ilgili bir planı Enver Paşa tarafından kabul edilseydi, harbin bütün seyrinin değişmesine ve Birinci Cihan Harbi’nin bambaşka neticelere varmasına ihtimal vardı.<br>
<br>
Plan şuydu:<br>
</i></span></span><br>
</div><a href="http://siyasetimilliye.blogspot.com/2019/12/liman-von-sandersten-enver-pasaya.html#more">Devamı »</a>A. Hüsnü Sezginhttp://www.blogger.com/profile/05950656855353407165noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-7755655927004361670.post-59147005593707246402019-12-23T13:25:00.001+03:002019-12-23T13:25:28.465+03:00Sarıkamış'ta Napolyonculuk oynamak...<div dir="ltr" style="text-align: left;" trbidi="on">
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://1.bp.blogspot.com/-5sCtCX9th7I/Xf_TVclOqCI/AAAAAAAAE2U/Om_xvOyyNoE25LP2S0_FtuD46ffxh3rLQCLcBGAsYHQ/s1600/sk.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="361" data-original-width="600" height="334" src="https://1.bp.blogspot.com/-5sCtCX9th7I/Xf_TVclOqCI/AAAAAAAAE2U/Om_xvOyyNoE25LP2S0_FtuD46ffxh3rLQCLcBGAsYHQ/s640/sk.jpg" width="535"></a></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
</div>
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , "times" , serif;"><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , "times" , serif; font-size: 16px;">
Acı olaylarla dolu dünya askerlik tarihinden Türk milletine düşen hissenin hiç de azımsanır olmadığı, Türk-yabancı fark etmez, hemen herkesin malumudur. Ehliyetsiz ellerde heder olan Türk çocuklarının toplu olarak ve bir defada şehadet şerbeti içen vak'alar içinde ilk akla geleni ise tarihe<b> "Sarıkamış Faciası"</b> olarak geçen <b>"askeri harekât"</b>tır.<br>
<br>
Bu harekât hakkında çok şey yazılmış, çok şey söylenmişse de, bugün burada bugüne kadar sözü çok edilmemiş iki tarihi bilgi ve görüş üzerinde durmak istiyorum. <br>
<br>
Bunlardan ilki, (daha önce benim de kimi yazılarımda bahsettiğim) Enver Paşa'nın kendine <b>"idol olarak"</b> Napolyon Bonapart'ı seçmiş olmasıdır. Enver'in kafasındaki Sarıkamış Harekatı fikrini yanlış ve zamansız bularak kendisini uyaran (ve aynı zamanda harp okulundan hocası olan) Hasan İzzet Paşa'yı, bu şekilde görüş belirttiği için azarlayan ve üstelik de <b><i>"Hocam olmasaydın seni şimdi şurada kurşuna dizdirirdim!.."</i></b> diyen Enver paşa, 10. Kolordunun başına onun yerine arkadaşı Yarbay Hafız Hakkı'yı (paşalığa yükselterek) atamıştı.<br>
<br>
İlginçtir ki, Hafız Hakkı<b> "Paşa"</b> da kaleme aldığı hatıratında her ne kadar olup bittikten sonra Sarıkamış harekâtı için<b><i> “Ah Enver ah! Bu kış seferini ta’cil etmek (acele ettirmek), sonra da bu parlak taarruzda 9. Kolordu’yu dörtnala kaldırmakla, 100 bin masumun kanına girdin! Allah seni affetsin!”</i></b> demiş olsa da, harekât öncesinde,12 Kasım 1914'de</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , "times" , serif; font-size: large;"> <b>“Napolyon’un aç ve çıplak askerlerine İtalya’yı gösterdiği gibi bizde Kafkasya’ya girmeliyiz"</b> </span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , "times" , serif; font-size: 16px;">dediğini unutmuş görünüyor.<br>
</span></span><br>
</div><a href="http://siyasetimilliye.blogspot.com/2019/12/sarkamsta-napolyonculuk-oynamak.html#more">Devamı »</a>A. Hüsnü Sezginhttp://www.blogger.com/profile/05950656855353407165noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-7755655927004361670.post-2045084307687689102019-12-16T14:03:00.001+03:002019-12-16T14:03:17.347+03:00"Hırsızlıktan Çökmekte Olan Bir İmparatorluğun Sultanı..."<div dir="ltr" style="text-align: left;" trbidi="on">
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://1.bp.blogspot.com/-n8hPmL2FrG4/XfdcgiBER5I/AAAAAAAAE1s/d0Pvpq54pPY7Lf40ezK0ORKdgMUdV0KfQCLcBGAsYHQ/s1600/TEO.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="410" data-original-width="731" height="223" src="https://1.bp.blogspot.com/-n8hPmL2FrG4/XfdcgiBER5I/AAAAAAAAE1s/d0Pvpq54pPY7Lf40ezK0ORKdgMUdV0KfQCLcBGAsYHQ/s400/TEO.jpg" width="400"></a></div>
<br>
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , "times" , serif;"><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , "times" , serif; font-size: 16px;">
Üzerinden bir yüzyıl geçmiş, daha hâlâ<b> "Osmanlı neden çöktü?.."</b> diye soruyor ve orada burada sorumluluğu üzerine yıkabileceğimiz bir şahıs arayıp duruyoruz! Bırakın bir devleti, bir imparatorluğu, sıradan bir işletmeyi bile batıran, o işletmenin <b>"hırsız-yöneticileri ve personeli"</b>dir. Bu ayrıntının farkında olmayanların<b> "kurtuluşu"</b> sistemde değil kişilerde aramaları ise bir başka acayipliktir.<br>
<br>
Aşağıda, Osmanlı toprakları üzerinde bir İsrail devleti kurmak için çabalayan Teodor Herz'in bu yolda yaptığı çalışmalarını kaleme aldığı hatıratından Doğan Avcıoğlu'nun alıntılayarak, kendi yorumu ile beraber değerlendirdiği çarpıcı satırlar:<br>
<br>
<i>"Herzl, tehdit, rüşvet ve sermaye getirme silahlarını
kullanır.</i><br>
<i>İmparatorluğun mali işlerini yöneten Osmanlı
Bankası'nı toptan satın almak ve bu yoldan Sultan
Hamit üzerinde baskı yapmak tehdidini, inandırıcı biçimde
sahneye koyar.</i><br>
<i>Osmanlı Bankası idarecilerine verilecek
50 milyonluk bir garanti ile, Türkiye'ye akan musluklar kesilecektir.
Tehdit etkili olur.</i><br>
<i></i></span></span><br>
</div><a href="http://siyasetimilliye.blogspot.com/2019/12/hrszlktan-cokmekte-olan-bir.html#more">Devamı »</a>A. Hüsnü Sezginhttp://www.blogger.com/profile/05950656855353407165noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-7755655927004361670.post-3281106704126570732019-12-05T17:33:00.002+03:002019-12-05T17:33:31.778+03:00"Soğuk Savaş" döneminin efsane uçağı SR 71 ve onun kısa hikayesi<div dir="ltr" style="text-align: left;" trbidi="on">
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://1.bp.blogspot.com/-H0zn028DxII/XekN9jBZibI/AAAAAAAAEzs/tb8rGQGTi9cPLOBWH7JYYCweAzupedZ_gCLcBGAsYHQ/s1600/5.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="540" data-original-width="995" height="305" src="https://1.bp.blogspot.com/-H0zn028DxII/XekN9jBZibI/AAAAAAAAEzs/tb8rGQGTi9cPLOBWH7JYYCweAzupedZ_gCLcBGAsYHQ/s640/5.jpg" width="535"></a></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
</div>
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , "times" , serif;"><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , "times" , serif; font-size: 16px;">
II.Dünya savaşı sonrasında dünya siyasal olarak iki gruba bölünmüş ve Sovyetler Birliği, işgal ettiği Doğu Avrupa devletleri ile beraber bir komünist blok (NATO’cular onlardan<b> “Demirperde Ülkeleri” </b>diye bahsederlerdi) olarak <b>VARŞOVA PAKTI</b>’nı kurarken, ABD öncülüğündeki Batı Avrupa devletleri de NATO’yu kurmuşlardı.<br>
<br>
İşte bundan sonrasında, bu iki grup arasında başlayan çekişme, bu dönemin <b>“Soğuk Savaş”</b> olarak adlandırılmasına sebep oldu. Casusluk faaliyetlerinin alabildiğine arttığı bu döneme damgasını vurmuş olaylardan biri de<b> “Casus Uçaklar”</b>dı. 1950’lili yıllarda Sovyet semalarında düşürülen Lockheed U-2 casus uçağı iki blok arasında önemli bir gerginlik yaratsa da ABD, yeni ve daha <b>“marifetli”</b> bir uçağı devreye sokmakta gecikmedi.<br>
<br>
Neredeyse tüm zamanların efsane uçağı olarak tanımlanmayı hakeden bu uçak <b>“SR-71 BLACKBIRD”</b> olarak adlandırıldı. Ses hızının 3 katına (Mach 3) ulaşabilen, saatte 3850 Km. hız yapabilen ve 90.000 Ft. Yani 29.000 m. İrtifaya çıkabilen ve yaklaşık 33 m. uzunlukta ve 17 m. Kanat genişliğindeki bu uçak, gerçekten de havacılık tarihinde uç noktalara ulaşabilme başarısı göstermiş bir makineydi. Onu ne radarlar yakalayabiliyor, ne de (yakalasa bile) ona sürat ve irtifa olarak yetişerek onu düşürebilecek bir mevcut füze sistemi bulunuyordu. <br>
</span></span><br>
</div><a href="http://siyasetimilliye.blogspot.com/2019/12/soguk-savas-doneminin-efsane-ucag-sr-71.html#more">Devamı »</a>A. Hüsnü Sezginhttp://www.blogger.com/profile/05950656855353407165noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-7755655927004361670.post-59665502730172486912019-11-17T23:16:00.001+03:002019-11-17T23:54:16.220+03:00"Cibilliyet ve ahlâk itibariyle" Vahdettin<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://1.bp.blogspot.com/-Dye9T26CuHc/XdGklLdZbtI/AAAAAAAAEyw/gJhmeTBsIJI9Mi1xBPzgYdbTHsw08E-cgCLcBGAsYHQ/s1600/vahideddin.JPG" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="608" data-original-width="508" height="320" src="https://1.bp.blogspot.com/-Dye9T26CuHc/XdGklLdZbtI/AAAAAAAAEyw/gJhmeTBsIJI9Mi1xBPzgYdbTHsw08E-cgCLcBGAsYHQ/s320/vahideddin.JPG" width="266"></a></div>
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , "times" , serif; font-size: 16px;">
Başlıkta yer alan tırnak içindeki sözler, II. Abdülhamid'in emri ile Taif zindanlarında boğdurulan Midhat Paşa'nın oğlu Ali Haydar Midhat Bey'in (1872-1946) "Hatıralarım" adlı kitabından alınmıştır. Bahsi geçen her iki padişahı da yakından tanımış olan Ali Haydar bey, bu kitabının 327 ve 328.sayfalarında onlar hakkında şunları yazmış:<br>
<br>
"Tarihte bir eşine daha nadir tesaduf edilecek olan Sultan Vahdettin, cibilliyet ve ahlak itibariyle, Sultan Abdulhamidi Saniden pek çok daha aşağıydı. Hatta, bir Bayram gününde, tekmil Saltanatı Seniyeye mensup Şehzade ve Sultanlar, arzı tebrikat icin Saraya gittiklerinde, Prens Sebahattin’in validesi Seniha Sultan, biraderinden ahvali sormuş, Padişah da, cevap olarak,<br>
<br>
<i><b>≪Umum Hanedanı Saltanatın refah ve istikbalini temin ettim</b></i><i><b>≫</b></i><br>
<br>
diye cevap vermiş. Seniha Sultan,<br>
<br>
<i><b>≪Ben şahsımızı ve hanedanımızı sormuyorum, memleketimiz ne haldedir, onu bilmek istiyorum≫</b></i><br>
<br>
demesi üzerine, Vahdettin,<br>
</span><br>
<a href="http://siyasetimilliye.blogspot.com/2019/11/cibilliyet-ve-ahlak-itibariyle-vahdettin.html#more">Devamı »</a>A. Hüsnü Sezginhttp://www.blogger.com/profile/05950656855353407165noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-7755655927004361670.post-66164903895482293512019-11-08T22:22:00.003+03:002019-11-19T09:04:29.775+03:00"Talat Albayıma dedim ki..."<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://1.bp.blogspot.com/-dR88t42HEQY/XcW8EipxBAI/AAAAAAAAEyE/AHOeGSpasLUU8ZwBbKgCy-NPRHoDCDe1wCLcBGAsYHQ/s1600/TLT.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="417" data-original-width="336" height="330" src="https://1.bp.blogspot.com/-dR88t42HEQY/XcW8EipxBAI/AAAAAAAAEyE/AHOeGSpasLUU8ZwBbKgCy-NPRHoDCDe1wCLcBGAsYHQ/s320/TLT.jpg" width="270"></a></div>
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , "times" , serif; font-size: 16px;">
Memlekete dair veriler, ülkenin dengesinin her alanda hızlı bir bozulmaya doğru gittiğine şahitlik ediyor. Mesela bunlardan biri de kitap yazma <b>"merakı</b>". O kadar ki, <b>“Kitap yazmaya heves eden vatandaş sayısı, kitap okuyan vatandaş sayısını ha geçti, ha geçecek!.</b>” desem, eminim ki, çok ileri bir iddiada bulunmuş olmayacağım.<br>
<br>
Sıradan vatandaşların bu <b>"trend</b>"e kendilerini kaptırmaları hadi bir nebze de olsa hoş görülebilir; fakat aynı <b>“gürûh”</b> içerisine <b>“akademik personelin”</b> de<b> </b>dahil olduğunu görmek, insanın içinde gerçekten derin yaralar açıyor.<br>
<br>
Son dönemde siyasi tarihe dair önemli eserler veren <b>Yusuf Hakan Erdem</b>’in el’an okumakta olduğum <b>“Tarih – Lenk”</b> kitabında denk geldiğim bir pasaj, tam da az evvel bahsettiğim yarayı deşecek cinsten!<br>
<br>İki <b>“akademisyenimiz”</b><i> (adlarını vermeyeceğim, kitabı yazdıkları zaman biri doçent, biri prof. imiş. Herhalde şimdiye kadar biri çoktan ordinaryus prof. dr., diğeri de prof. dr. olmuştur!. Merak eden yazdıkları kitabın adını internete girerek, kim olduklarını öğrenebilirler..)</i> 2015 yılında<b> “Bilinmeyen Osmanlı”</b> adı altında bir kitap yayınlamışlar. Ve bu kitap halen <b>“çok satanlar”</b> listesinde imiş!<br>
<br>
Hakan Erdem, işte 528 sayfalık bu <b>“sıvama ciltli” </b>kitabın 265. sayfasından bir alıntı yaparak, onu şu şekilde değerlendiriyor:<br>
</span><br>
<a href="http://siyasetimilliye.blogspot.com/2019/11/talat-albayma-dedim-ki.html#more">Devamı »</a>A. Hüsnü Sezginhttp://www.blogger.com/profile/05950656855353407165noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-7755655927004361670.post-51904556336737058132019-10-03T15:24:00.000+03:002019-10-03T15:24:43.290+03:00"Günün birinde hangi duvar dibinde veya hangi sokak ortasında can vereceğimi ben de bilmiyorum"<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://1.bp.blogspot.com/-MeTUwD-YxBo/XZXceQZdglI/AAAAAAAAExY/_-lk3P2AMA4_PAsk8WJKsjpPZ6SJsWzswCLcBGAsYHQ/s1600/talaat-pasha-aceaeb66-b55c-48aa-be9d-a64ca708d34-resize-750.jpeg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="1124" data-original-width="750" height="320" src="https://1.bp.blogspot.com/-MeTUwD-YxBo/XZXceQZdglI/AAAAAAAAExY/_-lk3P2AMA4_PAsk8WJKsjpPZ6SJsWzswCLcBGAsYHQ/s320/talaat-pasha-aceaeb66-b55c-48aa-be9d-a64ca708d34-resize-750.jpeg" width="213"></a></div>
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , "times" , serif; font-size: 16px;"><b>
"İttihat ve Terakki"</b>nin sacayağından biri olan Talat Paşa'ya dair tarihi belgelerde yer alan bir çok hatırat içinde aşağıda alıntıladığım şu pasaj, zannederim ki hepsi içinde, en çok öne çıkması gerekenlerden biri olmayı hak ediyor.<br>
<br>
Osmanlı'nın sayılı devlet adamlarından olan Mithat Paşa'nın oğlu Ali Haydar Mithat Bey'in <b>"Hatıralarım" </b>başlığı ile 1946'da yayınlanan kitabında yer alan şu satırlar, eminim ki, onun şahsiyeti hakkında önemli ipuçları barındırmaktadır.<br>
<br>
Buyurun, okuyalım:<br>
<br><i>
"Tal’at Paşanın, her ne kadar tahsili noksan idiyise de, muktedir ve yüksek kaliteli bir devlet adamı ini. Her şeyi çabuk kavrayan, zeki, hamiyetli, vicdanı pak ve temiz bir zattı. Hiç bir zaman büyüklüğe kapılmaz, sadeliğini ve neş'esini muhafaza eden bir karakteri vardı, tevazuu, adeta bir zevk sayardı; hü'kumeti şahsiyeden de zevk almazdı. Memlekete hizmet etmiş tarihi simalara büyük hürmeti vardı. Bana, birkaç defa, Sadaret Sandalyesini göstererek, şu sözleri söylediğini hatırlarım :<br>
<br>
<b>≪Bu sandalyeye oturmuş olan büyük adamları hatırladıkça kendimden utanıyorum.≫</b><br>
</i></span><br>
<a href="http://siyasetimilliye.blogspot.com/2019/10/gunun-birinde-hangi-duvar-dibinde-veya.html#more">Devamı »</a>A. Hüsnü Sezginhttp://www.blogger.com/profile/05950656855353407165noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-7755655927004361670.post-46442984336300036392019-07-22T13:17:00.001+03:002019-07-22T13:17:23.601+03:00Ne Kavala'ymış be!..<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://1.bp.blogspot.com/-nj6U33BLhbo/XTWH0PyfV2I/AAAAAAAAEuo/2zqgBHQMlMIviZUeQYFfgkCKHT77xOw_ACLcBGAs/s1600/SOR.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="458" data-original-width="640" height="407" src="https://1.bp.blogspot.com/-nj6U33BLhbo/XTWH0PyfV2I/AAAAAAAAEuo/2zqgBHQMlMIviZUeQYFfgkCKHT77xOw_ACLcBGAs/s640/SOR.jpg" width="530"></a></div>
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , "times" , serif; font-size: 16px;">
Spontane/kendiliğinden başlayan <b>"GEZİ OLAYLARI"</b>na Soros adına sızarak, PKK ile birlikte, bu olayları kendi lehlerine çevirmeye çalışan ekibin başında bulunan ve aynı zamanda da<b> "KAVALA ŞİRKETLER GRUBU"</b>nun sahibi olan bu zat, işadamlığından çok, SOROS Vakıflarınca ülkemize <b>"sunulan"</b> etnik, bölücü, yutucu, soyucu çalışmalarında aldığı aktif görevlerle tanınıyor.<br>
<br>
Ülkemizin<b> "üst düzey Soroscu"l</b>arından biri olan bu şahıs, bir zamanlar, kendini de diğer muhalifler gibi, gayr-ı hukukî <b>"içeride"</b> tutan malûm zihniyet ile<b> "amaç birliği" </b>içinde idi. Tıpkı Altan kardeşler, Nazlı Ilıcak ve diğerleri gibi... Ama epey bir zamandır, amaç ve gönül birliği ettiği iktidarın <b>"adaletinden"</b> şimdi o da şikayetçi!<br>
<br>
İlahî adalet! Bu her zaman böyledir; başkalarını <b>"yesin"</b> diye beslediklerin, döner, ilk evvel seni yer!..<br>
<br>
İşin garibi; <b>"az ünlü-çok ünlü"</b> kim varsa, son günlerde <b>"Bu zulüm herkese yapılırdı da, Osman Kavala "gibi" birine yapılmazdı!.."</b> modunda!..<br>
<br>
Az önce gördüm; bu kervana Fazıl Say da katılmış ve demiş ki:<br>
</span><br>
<a href="http://siyasetimilliye.blogspot.com/2019/07/ne-kavalayms-be.html#more">Devamı »</a>A. Hüsnü Sezginhttp://www.blogger.com/profile/05950656855353407165noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-7755655927004361670.post-66836790476691594172019-06-29T22:04:00.000+03:002019-06-29T22:04:06.341+03:00Şehitlerine ve gazilerine sahip çıkmayan bir millet iflah olur mu?<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://1.bp.blogspot.com/-AR6wYDAKBus/XRexUs_d-LI/AAAAAAAAEuI/A2yIxFy7FFMxEahXja-BTOqUw57WKAffgCLcBGAs/s1600/%25C4%25B0M.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="584" data-original-width="440" height="200" src="https://1.bp.blogspot.com/-AR6wYDAKBus/XRexUs_d-LI/AAAAAAAAEuI/A2yIxFy7FFMxEahXja-BTOqUw57WKAffgCLcBGAs/s200/%25C4%25B0M.jpg" width="150"></a></div>
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , "times" , serif; font-size: 16px;">
Bir önceki paylaşımımızda alıntı yaptığımız o hatırattan, çok çarpıcı bulduğumuz yeni bir bölümü, önemine binaen sizlerle paylaşıyoruz. Buyurun:<br>
<br>
Eski iktidara göre, Kuvâ-yı Milliyeci demek haydut, maceraperest
veya reji devrindeki tütün kaçakçısı demekti.<br>
<br>
Karakolun
ilk mensuplarından Üsküdar Jandarma tabur mülhakı Atıf
Bey, sonradan muhasebata murakıp(denetçi) olmuştu. Bir aralık bir işi
oluyor. Kalburüstü milletvekillerinden birisi bu işle meşgul
olmayı üstüne alıyor ve kendisinden tercüme-i hal(özgeçmiş) istiyor.
Atıf veriyor.<br>
<br>
Bir iki gün sonra aynı milletvekili tercüme-i hali
iade ederek;<br>
<br>
—<b><i>Bunu değiştir, Kuvâ-yı Milliye bahsini çıkar</i></b>, diyor.<br>
<br>
Atıf hiddetle soruyor;<br>
<b><br></b>
<b>—Neden ?</b><br>
<br>
—<b><i>Malum ya, şimdi Kuvâ-yı Milliyecilik hoş görünmüyor,
reji kaçakçısı gibi bir şey telakki ediliyo</i></b>r '<br>
<br>
—<b>Teşekkür ederim! </b>Diyor, yürüyor.<br>
<br>
İşte eski iktidar nazarında Kuvâ-yı Milliyeci demek bu
idi.<br>
<br>
Memleket hayat ve istiklâlinden sarfınazar (eden) bu efendiler, oturdukları yaldızlı, marokenli koltuklarını evvela bu Kuvâ-yı
Milliyecilere borçlu olduklarını çoktan unutmuş bulunuyorlardı.<br>
<br>
Benim tanıdığım Ömer Kaptan isminde bir arkadaş vardır.
Memleket ufukları, Mütareke'nin kara karanlığıyla karardığı ilk
günlerde silahını omuzlamış, bin bir cephede kıyasıya, ölesiye
dövüşmüş ve en nihayet bir milis zabiti olarak müfrezesinin
başında güzel İzmir'e ilk girenlerden olmuştu.<br>
<br>
Kendisine verilen
işgal mıntıkasında İzmir'in en ileri zenginlerinden adını
açıklamak istemediğim bir Rum'un evi de vardı. Oraya girdiği
zaman bir torbada dört bin altın, sayısı gayri malum tomarla
dolar, drahmi ve büyük bir madeni kutu içinde ağzına kadar dolu mücevherat ele geçiriyor. Bunları alarak olduğu gibi
büyüklerden birinin huzuruna çıkarıyor ve bütün safiyetiyle;<br>
<br>
</span><br>
<a href="http://siyasetimilliye.blogspot.com/2019/06/sehitlerine-ve-gazilerine-sahip-ckmayan.html#more">Devamı »</a>A. Hüsnü Sezginhttp://www.blogger.com/profile/05950656855353407165noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-7755655927004361670.post-40914794299391552582019-06-28T13:53:00.001+03:002019-06-28T14:22:48.732+03:00Hangi "Türkler" ?..<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://1.bp.blogspot.com/--_uoMZyMUQg/XRXnXnXYq0I/AAAAAAAAEt8/9dHOH0c99TwbNbIyj_5DONhDQzSWQ-zAgCLcBGAs/s1600/0000000526855-1.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="600" data-original-width="373" height="320" src="https://1.bp.blogspot.com/--_uoMZyMUQg/XRXnXnXYq0I/AAAAAAAAEt8/9dHOH0c99TwbNbIyj_5DONhDQzSWQ-zAgCLcBGAs/s320/0000000526855-1.jpg" width="197"></a></div>
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , "times" , serif; font-size: 16px;">
Kökü ne kadar derinlere iniyordur, onu şu an bilemiyorum fakat, Türkiye'nin önünü tıkayan bir <b>"insan tipolojisi" </b>var ki, ben bunu tanımlamak için, bundan on yıl önce <span style="color: #0b5394;">'</span><a href="https://siyasetimilliye.blogspot.com/2009/12/hurriyet-ve-itilaf-partileri.html" style="color: #0b5394; font-weight: bold;" target="_blank">HÜRRİYET VE İTİLAF" PARTİLERİ </a><b style="color: #0b5394;"> </b>başlığı altında, konu ile ilgili ilk makaleyi yayınlamıştım. </span><br>
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , "times" , serif; font-size: 16px;"><br></span>
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , "times" , serif; font-size: 16px;">Sonrasında gazeteci Rıza Zelyut, <a href="https://siyasetimilliye.blogspot.com/2010/01/akpnin-atas-hurriyet-ve-itilaf.html" target="_blank"><b>"AKP'nin atası: Hürriyet ve İtilaf"</b> </a>başlıklı makale yayınladı; onu da önemine binaen olduğu gibi bloğuma aldım. </span><br>
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , "times" , serif; font-size: 16px;"><br></span>
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , "times" , serif; font-size: 16px;">Son olarak<b> YENİBAHÇELİ ŞÜKRÜ BEY'İN HATIRÂLARI </b>adlı kitapta rastladığım aşağıdaki satırlar, bu konudaki hassasiyetimin yersiz olmadığı konusunda beni iyiden iyiye ikna etti. Öyle ki, son günlerde sıkça duyar olduğumuz <b>"dış güçler"</b> sözü yerine, önceliği "<b>hangi Türkler?."</b> konusuna tanırsak, zannederim daha iyi ve daha hayırlı bir iş yapmış olacağız... Şimdi buyurun, beraber bakalım Şükrü beyin yazdıklarına...<br><br>
</span><br>
<a href="http://siyasetimilliye.blogspot.com/2019/06/hangi-turk.html#more">Devamı »</a>A. Hüsnü Sezginhttp://www.blogger.com/profile/05950656855353407165noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-7755655927004361670.post-55736082629019385412019-06-10T19:35:00.001+03:002019-06-10T19:59:58.755+03:00"Milliyetçi-Muhafazakârlığın" Ahlâkla İmtihanı<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://1.bp.blogspot.com/-HojpjsUa4fo/XP5-tAz-dXI/AAAAAAAAEtg/aasQfqTtPNYrWgpmJ2qwu72OxPC0E4V-wCLcBGAs/s1600/images.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="283" data-original-width="178" src="https://1.bp.blogspot.com/-HojpjsUa4fo/XP5-tAz-dXI/AAAAAAAAEtg/aasQfqTtPNYrWgpmJ2qwu72OxPC0E4V-wCLcBGAs/s1600/images.jpg"></a></div>
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , "times" , serif; font-size: 16px;">Her fırsat düştüğünde tekrar etmekten bıkmadığım sözdür;
Bu ülkede<b> "partili olmak"</b>, ilke ve prensipler doğrultusunda çalışmak değil, lidere koşulsuz şartsız biat ederek <b>"parsadan pay kapmak" </b>olarak anlaşıldığı ve liyâkata göre görev tevdiî yerine, <b>"makama talip olma"</b> adapsızlığına rağbet edildiği için, bugüne kadar herhangi bir partinin taraftarı olmadım ve kendime böyle bir çatı altında yer aramadım. Fakat bu durumu, haklı olanın yanında durmaktan kaçınmayı gerektirecek kadar da ileri taşımadım.<br>
<br>
Sadede gelecek olursak; adı etnik terörle anılan bir çetenin uzantısı olduğu bizzat kendi idarecilerince dahi muhtelif zeminlerde, defalarca ikrar edildiği halde, yıllardır bir <b>"siyasi parti"</b> olarak devletin her türlü yardımından yararlanmaya devam eden bir <b>"parti"</b>nin, danışıklı ve kanlı bir <b>"siyaset"</b>in belirleyici bir ögesi olmaya devam etmesinin mevcut siyasi sistemin elemanları tarafından da ısrarla istendiği anlaşılıyor, hatta bulunduğu noktada tavizsiz bir şekilde <b>"fonksiyonunu icra etsin diye" </b>sistemin diğer elemanlarından açıkça destek görüyor!<br>
</span><br>
<a href="http://siyasetimilliye.blogspot.com/2019/06/milliyetci-muhafazakarlgn-ahlakla.html#more">Devamı »</a>A. Hüsnü Sezginhttp://www.blogger.com/profile/05950656855353407165noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-7755655927004361670.post-7231008445561877182019-06-02T00:01:00.001+03:002019-06-02T00:05:26.644+03:00Hangisi: Kardeş mi, arkadaş mı?<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://1.bp.blogspot.com/-8M9lGaO6zro/XPLfYlHnNWI/AAAAAAAAEtA/s1gn4iSESjI8qAPyJcu_dIMeEXBuZ_TBgCLcBGAs/s1600/usakligil-halit-ziya-1.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="653" data-original-width="472" height="320" src="https://1.bp.blogspot.com/-8M9lGaO6zro/XPLfYlHnNWI/AAAAAAAAEtA/s1gn4iSESjI8qAPyJcu_dIMeEXBuZ_TBgCLcBGAs/s320/usakligil-halit-ziya-1.jpg" width="231"></a></div>
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , "times" , serif; font-size: 16px;">Her fırsat düştüğünde tekrar etmekten bıkmadığım sözdür; </span><b style="font-family: georgia, "times new roman", times, serif; font-size: 16px;">"Tarih okumalarında hatırat ve biyografilerin müstesna bir yeri vardır"</b><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , "times" , serif; font-size: 16px;">. Bugün bunun bir örneği ile daha karşınızdayım. </span><br>
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , "times" , serif; font-size: 16px; line-height: 21.328px;">
<br>
Osmanlının son döneminde dünyaya gelip, cumhuriyetin ilk döneminde hayata gözlerini yuman bir nesle ait iki kişi; biri şair, yazar, yayıncı Yusuf Ziya Ortaç, diğeri de onun çağdaşı Halit Ziya Uşaklıgil...<br>
<br>
Yusuf Ziya'nın 1963 yılında yayınlanmış,<b> "Bir varmış, bir yokmuş: Portreler"</b> adı altında derlediği anılar sayesinde okuma şansı bulduğum hikayelerden birini buraya alarak, sizlerle paylaşmak isterim. Zira beklenmedik bir anda ve umulmadık bir anda ağızdan öyle sözler çıkar ki, duyduğunuzda, bunun nesilden nesile aktarıla aktarıla adeta genetik bir halmış kimi endişe ve kaygıların bir tezahürü olduğuna istemeden şahitlik etmiş olursunuz. Bu anlatılanlar da böyle bir şey işte... </span><br>
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , "times" , serif; font-size: 16px; line-height: 21.328px;"><br></span>
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , "times" , serif; font-size: 16px; line-height: 21.328px;">Buyrun:<br>
</span><br>
<a href="http://siyasetimilliye.blogspot.com/2019/06/hangisi-kardes-mi-arkadas-m.html#more">Devamı »</a>A. Hüsnü Sezginhttp://www.blogger.com/profile/05950656855353407165noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-7755655927004361670.post-17125973457598615822019-04-10T20:36:00.000+03:002019-04-10T20:36:27.833+03:0031 Mart vak'ası ve "kahraman-ı hürriyet türedisi" Enver Paşanın ettikleri <div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://3.bp.blogspot.com/-HN80MFjT5qw/XK4lW7pjeDI/AAAAAAAAErs/Kwl-PVLOkcIg9kQ7aNAeMlVR8EIDPDyRACLcBGAs/s1600/2195340_obfe5.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="915" data-original-width="690" height="320" src="https://3.bp.blogspot.com/-HN80MFjT5qw/XK4lW7pjeDI/AAAAAAAAErs/Kwl-PVLOkcIg9kQ7aNAeMlVR8EIDPDyRACLcBGAs/s320/2195340_obfe5.jpg" width="241"></a></div>
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , "times" , serif; font-size: 16px; line-height: 21.328px;">Tarihe <b>"31 Mart Vak'ası" </b>olarak geçen ve II. Abdülhamid Han'ın halli ile sonuçlanan hadise, bu konuya ilgi duyanların malumudur. İçerisinde bugün bile birçok karanlık nokta barındıran bu hadisenin içinde yaşamış tanıklarından emekli paşa Mustafa Turan'ın <b><span style="color: #0d0d0d; font-family: "calibri" , sans-serif; font-size: 18pt;">"</span></b><b><span style="color: #0d0d0d; font-family: "calibri" , "sans-serif"; font-size: 18.0pt;">Elli Beş Yıldır Esrarı
Milletten Gizli Kalmış Olan Taş Kışlada 31 Mart" </span></b> başlığı ile 1964 yılında yayınladığı hatıratı, bu konuda birçok karanlık noktaya ışık tutuyor. İnsanımıza <b>"irticai bir ayaklanma" </b>olarak sunulan bu karanlık olayın kendisinden sonraki tarihi nasıl şekillendirdiği başlı başına bir yazı dizisini hak edecek kadar önemli hiç şüphesiz ki. </span><br>
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , "times" , serif; font-size: 16px; line-height: 21.328px;"><br></span>
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , "times" , serif; font-size: 16px; line-height: 21.328px;">Fakat biz burada, bu hatırat sayesinde, olayların tam göbeğinde yer alan Enver Paşa'nın o günkü tutum ve davranışlarının da ilginç bir şekilde bu vesile ile tespit edildiğini görüyoruz. Maksadımız yine aynı; onu Mustafa Kemal ile mukayeseye kalkışarak, M. Kemal'i milletin gözünden düşürmeye çalışanların bu uğurda sarf ettikleri gayretlerin ne denli temelsiz olduğunu ortaya koymak. Adaleti kısaca "eşyayı ait olduğu yere koymak olarak" tanımlarlar eskiler. Bizim de yapmaya çalıştığımız bu. Şimdi geçelim ilgili kitaptan alıntıladığımız o bölümü okumaya:<br>
</span><br>
<a href="http://siyasetimilliye.blogspot.com/2019/04/31-mart-vakas-ve-kahraman-hurriyet.html#more">Devamı »</a>A. Hüsnü Sezginhttp://www.blogger.com/profile/05950656855353407165noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-7755655927004361670.post-63815837807959509102018-08-15T16:21:00.001+03:002018-08-15T16:21:24.076+03:00Aynı gemideyiz...<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://3.bp.blogspot.com/-jBhoMaDHI7M/W3Qoq9arI7I/AAAAAAAAEps/CEujBXkymU0I51mIg5A-vcuOqhHQ4eH4wCLcBGAs/s1600/AYNI.GEM%25C4%25B0DEY%25C4%25B0Z.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="305" data-original-width="481" src="https://3.bp.blogspot.com/-jBhoMaDHI7M/W3Qoq9arI7I/AAAAAAAAEps/CEujBXkymU0I51mIg5A-vcuOqhHQ4eH4wCLcBGAs/s1600/AYNI.GEM%25C4%25B0DEY%25C4%25B0Z.jpg" /></a></div>
<br />A. Hüsnü Sezginhttp://www.blogger.com/profile/05950656855353407165noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-7755655927004361670.post-76175386666610950402018-04-16T16:44:00.002+03:002018-04-16T16:44:41.093+03:00İki Kumandan - İki emir<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://1.bp.blogspot.com/-gIACo1bA2lI/WtSNB4Z5p0I/AAAAAAAAEbg/kHFw40z4ZoEhngkwEYGtRA-3kVybk8m2QCLcBGAs/s1600/EPMK.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="355" data-original-width="508" src="https://1.bp.blogspot.com/-gIACo1bA2lI/WtSNB4Z5p0I/AAAAAAAAEbg/kHFw40z4ZoEhngkwEYGtRA-3kVybk8m2QCLcBGAs/s1600/EPMK.jpg"></a></div>
<br>
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , "times" , serif; font-size: 16px; line-height: 21.328px;"><br></span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , "times" , serif; font-size: 16px; line-height: 21.328px;">
Askerlik mesleğini en iyi tanımlayan söz şüphesiz, onun bir <b>"sertlik mesleği"</b> olduğunu ifade eden sözdür. Lâkin, söylemeye gerek yok, <b>"kumanda edilenler" </b>üzerinde disiplini sağlamanın en etkin şekli olduğu kabul edilen sertliğin de yerli yerince kullanılması elzemdir.<br>
<br>
İşte bu yazının konusu da, inanıyoruz ki, son zamanlarda sıkça bahse konu etmek durumunda kaldığımız <b>"Mustafa Kemal ve Enver Paşalar" </b>arasında başlatılmaya çalışılan bir <b>"üstünlük"</b> tartışmasına açıklık getirecek olan iki <b>"yaşanmışlık"</b>tır.<br>
<br>
Bunlardan ilkini daha önce <b><a href="http://siyasetimilliye.blogspot.com.tr/p/turkun-cehennem-atesinde-yurudugu-yllar.html" target="_blank">"Türk'ün Cehennem Ateşinde Yürüdüğü Yıllar"</a></b> sayfamızda yayınlamıştık. Bu sebeple ilk evvel oradan bir alıntı yapacağız ve sonra da M. Kemal'e ait bir hatıratı yazacağız. Buyrun:<br>
</span><br>
<a href="http://siyasetimilliye.blogspot.com/2018/04/iki-kumandan-iki-emir.html#more">Devamı »</a>A. Hüsnü Sezginhttp://www.blogger.com/profile/05950656855353407165noreply@blogger.com0