29 Temmuz 2009 Çarşamba

BEYLER, KENDİNİZE GELİN!


Epeydir bir “sorun” lafıdır gidiyor. Yıllardır, gün 24 saat döne döne dillendirilen bu “sorun” yüzünden milletin kafası çorbaya döndü!

Yoktan var edilmesinde malum çevrelerin büyük menfaat umdukları bu sözde “sorun”a karşı kimi allameler “açılım” yaparak çözüm(!) arıyor, benim saf ve iyi niyetli kimi vatandaşlarım ise bu arsız dayatmalara karşı; “ama Atatürk; ‘Ne mutlu Türk’üm diyene!’ demişti, ‘Ne mutlu Türk olana’ dememişti ki” diyerek, Türk olmanın adeta suçluluğu(!) altında eziliyor; “aslında biz de bu durumdan şaşkınız ama ne yapalım ki böyle” mealine gelecek savunmalar yapmaya çabalıyor. Öte yandan, isminin önüne sıralanmış sıfatlardan milletin medet umduğu kimi aydınlar(!) ise ; “Bu talepler ‘üniter’ yapıya aykırıdır” diye söze başlayarak daha ilk dakikada topu kendi kalelerine gönderiyorlar!

Devamını gör...

TÜRK MİLLİYETÇİSİ KİMDİR?



















Vatan diye toprağına sarılıp, komutanından, ölüm emrini gözünü kırpmadan bekleyen şu gazi Anadolu'nun kahraman evlatları, vatanlarının şerefi için gencecik yaşlarında toprağa düşerken, bunun mukaddes bir vazifenin icabı olduğuna dair en ufak bir tereddüt dahi göstermediler. Bayrağını ve hürriyetini mukaddes bilip korkusuzca ateşe atılan bu yiğit evlatların ruhları, iyi bilinsin ki bizim en büyük gücümüz, onların kanlarıyla ıslattıkları bu topraklar da bizim ilelebed mülkümüzdür! Yabancı uşaklarının bütün gayretleri, bu gerçeği değiştirmeye yetmeyecektir. Ölümden öte köy tanımayarak canlarını vatanlarının şerefi için feda etmekten çekinmeyen bu milletin aslan yürekli evlatları, bizim en büyük manevi varlığımız, onlara bu cesareti veren başkomutan da, bizim ebedi komutanımızdır.



Unutulmasın ki, "ya istiklâl, ya ölüm" emri, ne geçmişte kalmış bir emir, ne o büyük komutan, maziye terk edilmiş bir komutandır! Onun emirleri, bu millet için sonsuza kadar geçerli, onun fikirleri,  bu millet için ilelebed yolunu aydınlatacak ezeli bir ışıktır!

O halde kim, bu ülkenin namus ve şerefini ayaklar altında kalmaktan kurtaran o aziz şehitlere ve batının, kendi menfaati söz konusu olunca her türlü melaneti yapmayı mübah sayan "gücü" karşısında boyun eğmeyen Mustafa Kemal'e daimi bir şükran hissi beslemeyi kendisine bir görev sayıyor, vatanı adına yapacağı işleri ; cemaat, tarikat, ideoloji, mezhep, hemşehricilik, etnik milliyetçilik tuzaklarına ve taassubuna düşmeden sadece Türk milletinin varlığı adına yapmaya ahdediyor ve kim "milletinin esir yaşayamayacağına, esir yaşamaktansa ölmesinin daha yeğ olduğuna" gönülden iman ediyorsa, Türk odur, Türk milliyetçisi odur!


Vatanları için kâh çöl sıcaklarında, kâh dondurucu soğuklarda cepheden cepheye yetişmeye çalışırken genç yaşta canlarını veren bu mübârek toprakların yiğit evlatlarını bu vesile ile bir kez daha rahmetle anıyor, atalarına lâyık evlatlar yetiştirmekten bir an bile yüksünmemiş bu Gâzi Anadolu'nun sıradan bir evladı olmaktan her zaman gurur duyuyorum.





28.07.2009

Devamını gör...
 

"Allahsız Oğlu Allahsız"

Firavunların Laneti ile Damgalandı: "Allahsız Oğlu Allahsız" - Açık İstihbarat

Sizi artık ne gücünüz, ne malınız mülkünüz, ne gizli hesaplardaki paranız, gizli ortaklıklarınız, sansürünüz, RTÜK'ünüz, her yıl yenisini yaptırmakla övündüğünüz hapishaneleriniz, eteğinizi öpen basınınız, biat etmiş yargıçlarınız, silah arkadaşları bin bir iftirayla tutuklanırken size topuk selamı veren generalleriniz;

Ne öfke ve kin kusan diliniz, korku filmine dönen çehreniz, yalakalarınız, dalkavuklarınız, jurnalcileriniz, gaz bombalarınız, özel yetkili mahkemeleriniz, 'akilleriniz'...

Allah'ı kandırmak, güya günahlarınızın kefaletini ödeyip sıyırmak amacıyla, halkın parasıyla inşa ettirmeye giriştiğiniz cami-mabed'leriniz..

Hiç birisi kurtaramayacak demektir...

Devamı...

Perdenin arkasında hava kötü

Sürece Diyarbakır'dan bakınca...


Örgütün gizli ajandasını anlamamız
için son iki gün içinde yerinde teyit ettiğim üç noktayı kayda geçeyim:

1- Örgüte katılım artıyor.Yeni yapıda rol almak için dağa çıkanlar artıyor. Burada örgütün şöyle bir taktiği var. Çekilme adı altında gidenlerin ciddi bir kısmı bu yeni katılımlar. Bir yandan da tecrübeliler içeride bekletiliyor. Hem bölgedeki koordinasyonu yapıyorlar hem de olası bir yol kazası sonrası çatışmaya hazır bekliyorlar. Plana göre ekime kadar tecrübeliler çıkmayacak. Sonra da kar kış bahanesiyle kalmaya çalışacaklar.

2- PKK ağır silahlarını ve bombaları belli bölgelerde depoladı.
Etraflarını da bubi tuzakları ve mayınlarla çevirdi. Dolayısıyla ihtiyaç halinde lojistik sorunu yaşamayacak. Asker bir şekilde buralara girmek isterse de ağır zayiat verecek.

3- Örgüt bu süreci legalleşme dönemi olarak gördüğü için önceki gün yeni bir kampanyanın startını verdi. Bundan sonra herkes evine ve işyerine Öcalan posterleri asacak.

4- Örgüt uyuşturucu ekimine hız vermiş. Diyarbakır kırsalı esrar tarlalarıyla dolu. Diyarbakır neredeyse suç ihraç ediyor. 'Nasıl olsa çözüm sürecindeyiz operasyon olmaz' diye köylüleri de baskı altına almışlar.

Başka örnekler de vermek mümkün. Yani örgüt bir yandan çözüm/barış diyor ama öbür taraftan başka bir ajandanın yol haritasını uyguluyor.