15 Ağustos 2018 Çarşamba

Aynı gemideyiz...


Devamını gör...

16 Nisan 2018 Pazartesi

İki Kumandan - İki emir



Askerlik mesleğini en iyi tanımlayan söz şüphesiz, onun bir "sertlik mesleği" olduğunu ifade eden sözdür. Lâkin, söylemeye gerek yok, "kumanda edilenler" üzerinde disiplini sağlamanın en etkin şekli olduğu kabul edilen sertliğin de yerli yerince kullanılması elzemdir.

İşte bu yazının konusu da, inanıyoruz ki, son zamanlarda sıkça bahse konu etmek durumunda kaldığımız "Mustafa Kemal ve Enver Paşalar" arasında başlatılmaya çalışılan bir "üstünlük" tartışmasına açıklık getirecek olan iki "yaşanmışlık"tır.

Bunlardan ilkini daha önce "Türk'ün Cehennem Ateşinde Yürüdüğü Yıllar" sayfamızda yayınlamıştık. Bu sebeple ilk evvel oradan bir alıntı yapacağız ve sonra da M. Kemal'e ait bir hatıratı yazacağız. Buyrun:

Devamını gör...

17 Mart 2018 Cumartesi

Bir jet kazasının ardından...



Haberlerde "jet kazasında hayatını kaybedenlere veda töreni" naklen veriliyor.
Kolay değil, ateş düştüğü yeri yakıyor.
Allah sabırlar versin.
Ölüm bir şekli ile her kula erişiyor netice olarak ama "sosyal statüye göre muamele" de alabildiğine devam ediyor.
Eskilerin dediği gibi:

"Yedi köye dert olur ağa çıbanı, fukaraya niye öldü sorulmaz."

"Gelinliğini bir hafta önce özel uçağı ile Paris'ten alıp gelen" merhumenin yanında bir de, bir dostumun naklettiği şöyle bir yaşanmış hikaye var:

"Evlenen, Pozantı'nın Ömerli köyünden fukara bir yaşlı karı-kocanın öksüz-yetim torunu.
Adettendir, gerdeğe girecek delikanlıyı arkadaşları sırtına yumruk vurarak kapıdan içeri sokarlar. Fakat onun sırtına yumruk vuran da olmamış.
Nenesi:

Devamını gör...

27 Şubat 2018 Salı

İçeriden Fethedilen Kale: CHP (V)


Serinin son yazısını aşağıda dikkatlerinize sunuyoruz. Bundan sonrasını takdir, artık okuyucunundur...

* * *
-Flood serimizin bir önceki bölümünde, Kemal Kılıçdaroğlu tarafından çatı aday gösterilen Ekmeleddin İhsanoğlu’nun nasıl aday gösterildiğine dair bazı ilişkiler ağını size sunmuş, 15 Temmuz sürecini ise Kılıçdaroğlu’nun doğru okuyamadığını ve bu nedenle sonrasında hatalı konumlandığını ifade etmiştik.

-Verilen tüm “küresel desteğe” ve medya gücünün adeta önüne serilmesine rağmen parti içi direnişi bile zar zor aşmış görünen Kılıçdaroğlu’nun istenilen seviyeye gelememesi –ki yanlış anlaşılmasın-istenilen iktidar olması değildir..

-Bunun bir de sonucu olacaktır ve sonuçta yaşananlar küresel dizayn edicileri Kılıçdaroğlu isminin yanına bazı soru işaretleri koymaya iter..

-Ancak araya giren bazı “hatırlı kişiler”, küresel dizayn edicilerin Kılıçdaroğlu için son ve yeni bir kredi açmasını sağlarlar….

-Ne tesadüftür ki 1 Mart Tezkeresi sonrasında Erdoğan’ın üzeri çizildiğinde ABD’de özel temaslarda bulunan ve ABD’li yetkililere“Erdoğan’ı harcamayın kullanın” diyen isim olan Cüneyt Zapsu, Kılıçdaroğlu’nun 183 numaralı kurucusu olduğu TESEV’in YÜKSEK DANIŞMA KURULU üyesidir..

Devamını gör...

21 Şubat 2018 Çarşamba

İçeriden Fethedilen Kale: CHP (IV)





BÖLÜM VI

-CHP'de "DERİN DİRENİŞ" başlamıştı ve ilk hedef Kılıçdaroğlu'na ilk "Kaybettikleri mevzii" olan Meclis Grup Başkanvekilliğini geri kazanmak olacaktı...

-Bu mevziyi kazanarak hem parti içerisindeki etkinliklerindeki azalmayı minimize etmeyi hedefleyen hem de "ilerisi için düşündükleri" isimlerden birisini yavaş yavaş ön plana çıkarmayı planlayan Baykal ekibi, Muharrem İnce ismi üzerine yoğunlaştılar...

-Bu "Direniş Stratejisinin" ilk adımı olacaktı... Ve Baykal-SAV ikilisi parti içindeki tüm ağırlıklarını kullanarak Muharrem İnce'nin yapılan seçimde 3 grup başkanvekilinden birisi olarak seçilmesini sağladılar... İlk mevzi geri kazanılmış, "direnişin" ilk hattı kurulmuştu...

-Şimdi sırada ikinci adım vardı. CHP Haziran 2011 seçimlerinden %25 oy ile ana muhalefet partisi olarak çıkarken medya bunu bir önceki seçimlerde alınan %20 oy üzerinden değerlendirerek yine bir "başarı öyküsü" yazma çalışmalarına başlamıştı.

-Seçim öncesinde Kılıçdaroğlu "%30 alamazsam istifa ederim" demiş ve kendisini bağlamıştı. Küresel güçlerin desteği, Baykal etkisinin minimize edildiği ve tamamen kendi yaptığı liste ile medya gücü ile %30'u rahatlıkla alacağını düşünüyor bu güvenle bu beyanatları veriyordu...

Devamını gör...

18 Şubat 2018 Pazar

İçeriden Fethedilen Kale: CHP (III)





Evet, CHP'nin yakın tarihine ışık tutan bu ilginç yazı dizisine, bugün kaldığımız yerden devam ediyoruz:

BÖLÜM V

-Evet Kılıçdaroğlu YEŞİL GLADİO'nun desteği ile gündeme getirdiği baskın olağanüstü kurultayı blok liste şeklinde yapmıştır ve PM ile MYK'daki BAYKAL -SAV ekibinin ağırlığını büyük ölçüde kırmıştır... Ama henüz gerçek mânâda başarabildiği bir şey yoktur...

-Kılıçdaroğlu arkasından rüzgar estirilmektedir ancak küresel güç odakları Kılıçdaroğlu'nun acilen somut bir başarıya yahut başarı algısına ihtiyacı olduğunu çok iyi bilmektedirler...

-Ve Baykal-Sav ikilisinin PM ve MYK etkisini kıran Kılıçdaroğlu için fırsat hemen önündedir: "Referandum". Özellikle HSYK'nın yapısının değişmesinin gündemde olduğu bu referandumda AKP "Evet" kampanyası yürütürken, Kılıçdaroğlu CHP Lideri olarak ilk seçim maratonuna başlıyordu...

-Referandum sonuçları açıklandığında sandıktan % 57,88'si "Evet", % 42,12'si "Hayır" şeklinde sonuçlar çıktı. AKP yeni Anayasa'yı kabul ettirmiş, Erdoğan 2.kez balkon konuşmasını yapmıştı. Ancak AKP'nin bu zaferinin hemen ertesi gününden itibaren tuhaf bir durum ortaya çıkacaktı.


Devamını gör...

11 Şubat 2018 Pazar

İçeriden Fethedilen Kale: CHP (II)




Gazeteci Celal Eren Çelik tarafından kaleme alınan ve kendi twitter hesabı olan @yazparov'da yayınladığı "İçeriden Fethedilen Kale: CHP" başlıklı "flood"larını, önemine binaen bir araya getirerek bir önceki sayfada yayınlamıştım. Yine aynı hesap tarafından yayınlanan ikinci paylaşım dizisini de burada, yine aynı nedenle okuyucunun dikkatine sunuyorum. 

BÖLÜM: III

 -Flood serimizin yayınlanmasının hemen ertesi gününde ismini burada veremeyeceğimiz, ancak Sn.Uğur Dündar'ın çok yakın çevresinde olan ve çok güvenilir bir kaynak bize ulaşarak floodda Uğur Bey ile ilgili geçen bölümle ilgili bilgilerini aktardı...

-Kaynağımız, floodumuzda yazdığımız Kılıçdaroğlu-Fırat ve Kılıçdaroğlu-Gökçek düellolarının planlama ve yayınlanmasından Aydın Doğan'ın zerre kadar haberi olmadığı gibi yayınlardan da son dakikada haberdar olduğunu belirtti...

Devamını gör...

7 Şubat 2018 Çarşamba

İçeriden Fethedilen Kale: CHP (I)



O malûm ve meş'um B.O.P Projesi çerçevesinde, ülkelerin sınırlarının "plan doğrultusunda" değişebilmesi için evvela o ülkelerdeki siyasi yapıların ve kamuoyu algılarının da değişmesi gerekiyordu. 

Bu anlamda "MHP'nin dönüştürülmesi işi" (proje sahipleri açısından) nispeten daha kolay oldu. CHP'ninki ise biraz daha "zahmetli" oldu ama  "temiz" oldu! 

Twitter'dan takip ettiğim Celal Eren Çelik'in kaleme aldığı aşağıdaki twit dizisi, kronolojik bir sıralama ile CHP'nin nasıl dönüştüğü mükemmel bir şekilde anlatıyor. 

"Partici" değil ama "Partili" olarak kalmayı başarabilmiş vatandaşlar için oldukça faydalı olacak olan bu "akışı" burada sizlerle paylaşıyor ve sayın Çelik'e, daima el altında bulundurulması gerekli bu önemli çalışmasından dolayı teşekkürlerimi sunuyorum.

Buyrun:

Devamını gör...
 

"Allahsız Oğlu Allahsız"

Firavunların Laneti ile Damgalandı: "Allahsız Oğlu Allahsız" - Açık İstihbarat

Sizi artık ne gücünüz, ne malınız mülkünüz, ne gizli hesaplardaki paranız, gizli ortaklıklarınız, sansürünüz, RTÜK'ünüz, her yıl yenisini yaptırmakla övündüğünüz hapishaneleriniz, eteğinizi öpen basınınız, biat etmiş yargıçlarınız, silah arkadaşları bin bir iftirayla tutuklanırken size topuk selamı veren generalleriniz;

Ne öfke ve kin kusan diliniz, korku filmine dönen çehreniz, yalakalarınız, dalkavuklarınız, jurnalcileriniz, gaz bombalarınız, özel yetkili mahkemeleriniz, 'akilleriniz'...

Allah'ı kandırmak, güya günahlarınızın kefaletini ödeyip sıyırmak amacıyla, halkın parasıyla inşa ettirmeye giriştiğiniz cami-mabed'leriniz..

Hiç birisi kurtaramayacak demektir...

Devamı...

Perdenin arkasında hava kötü

Sürece Diyarbakır'dan bakınca...


Örgütün gizli ajandasını anlamamız
için son iki gün içinde yerinde teyit ettiğim üç noktayı kayda geçeyim:

1- Örgüte katılım artıyor.Yeni yapıda rol almak için dağa çıkanlar artıyor. Burada örgütün şöyle bir taktiği var. Çekilme adı altında gidenlerin ciddi bir kısmı bu yeni katılımlar. Bir yandan da tecrübeliler içeride bekletiliyor. Hem bölgedeki koordinasyonu yapıyorlar hem de olası bir yol kazası sonrası çatışmaya hazır bekliyorlar. Plana göre ekime kadar tecrübeliler çıkmayacak. Sonra da kar kış bahanesiyle kalmaya çalışacaklar.

2- PKK ağır silahlarını ve bombaları belli bölgelerde depoladı.
Etraflarını da bubi tuzakları ve mayınlarla çevirdi. Dolayısıyla ihtiyaç halinde lojistik sorunu yaşamayacak. Asker bir şekilde buralara girmek isterse de ağır zayiat verecek.

3- Örgüt bu süreci legalleşme dönemi olarak gördüğü için önceki gün yeni bir kampanyanın startını verdi. Bundan sonra herkes evine ve işyerine Öcalan posterleri asacak.

4- Örgüt uyuşturucu ekimine hız vermiş. Diyarbakır kırsalı esrar tarlalarıyla dolu. Diyarbakır neredeyse suç ihraç ediyor. 'Nasıl olsa çözüm sürecindeyiz operasyon olmaz' diye köylüleri de baskı altına almışlar.

Başka örnekler de vermek mümkün. Yani örgüt bir yandan çözüm/barış diyor ama öbür taraftan başka bir ajandanın yol haritasını uyguluyor.