17 Mart 2018 Cumartesi

Bir jet kazasının ardından...



Haberlerde "jet kazasında hayatını kaybedenlere veda töreni" naklen veriliyor.
Kolay değil, ateş düştüğü yeri yakıyor.
Allah sabırlar versin.
Ölüm bir şekli ile her kula erişiyor netice olarak ama "sosyal statüye göre muamele" de alabildiğine devam ediyor.
Eskilerin dediği gibi:

"Yedi köye dert olur ağa çıbanı, fukaraya niye öldü sorulmaz."

"Gelinliğini bir hafta önce özel uçağı ile Paris'ten alıp gelen" merhumenin yanında bir de, bir dostumun naklettiği şöyle bir yaşanmış hikaye var:

"Evlenen, Pozantı'nın Ömerli köyünden fukara bir yaşlı karı-kocanın öksüz-yetim torunu.
Adettendir, gerdeğe girecek delikanlıyı arkadaşları sırtına yumruk vurarak kapıdan içeri sokarlar. Fakat onun sırtına yumruk vuran da olmamış.
Nenesi:

"Yavrımın arkasına bir yumrucuk vuruvıran da olmadı." demiş.

Ne diyelim, işte böyle bir garip dünya.
Allah taksiratlarını affeylesin, yakınlarına sabır versin.
Bu üzücü hadise de bana bunları hatırlattı.
Allah hayatın da, ölümün de hayırlısını versin.
Lakin, "sosyal medya"da hadiseye "oh oldu" dercesine yorum yapanların çokluğu, haliyle bizim okumuş-yazmışlarımız arasında infial yarattı!
Bunu "zengin düşmanlığı"na yoranlar da oldu.

"Bir insan, nasıl olurmuş da, böyle insanlık dışı işler yapabilir"
miş!

Hanımlar, beyler!

O dediğiniz insanlık dışı işler, sapıklıklar, tecavüzler ve hatta basına verilen "demeçler" şeklinde zaten her gün ayrı bir veçhesi ile kendini sergilemiyor mu?

Artık bir yıkım haline gelen gelir adaletsizliğinin bütün bunlarda sizce bir rolü yok mu?
Bunca boşanmaların, bunca kadın cinayetlerinin ardında yatan nedenin, kişilerin içine düştükleri "ekonomik çıkmazlar" olmadığından ne kadar eminsiniz?..

Bir de Allah rızası için toplumun hafızasına kazınan şu fotoğrafa bakın:




"Bir avuç dolar için" adlı Western filmini hatırlayanlarınız olacaktır. 
O filmde şöyle bir replik geçiyordu: 

"Cebinde parası olan adam barışın kıymetini bilir..." 

Yani diyeceğim o ki, fakirliğin bu raddeye gelmiş olduğu gerçeği ortada iken, böyle bir zenginlik göze batar!.. 
 O zenginliğin neye karşılık geldiği, "nelere rağmen, nasıl kazanıldığı" sorgulanır. Bunu sorgulamak, her zaman "zengin düşmanlığı" yapmak anlamına gelmez! 

Bu elim hadise vesilesi ile ortaya çıkan o malum tepkiler nasıl insanlık dışı ise, bunu sorgulamamak da aynı şekilde "insanlık dışı" bir durum değil midir? 

Daha doğrusu, eşitsizliğin bu raddeye vardığı bir toplumu "insanlığa davet etmek" nafile ve "naif" bir söylem olarak kalmaya mecburdur ve bütün bunları bir depremin öncü sinyalleri olarak kabul etmek, daha gerçekçi bir durum olacaktır. 

Takdir okuyanın!..



0 yorum:

Yorum Gönder

 

"Allahsız Oğlu Allahsız"

Firavunların Laneti ile Damgalandı: "Allahsız Oğlu Allahsız" - Açık İstihbarat

Sizi artık ne gücünüz, ne malınız mülkünüz, ne gizli hesaplardaki paranız, gizli ortaklıklarınız, sansürünüz, RTÜK'ünüz, her yıl yenisini yaptırmakla övündüğünüz hapishaneleriniz, eteğinizi öpen basınınız, biat etmiş yargıçlarınız, silah arkadaşları bin bir iftirayla tutuklanırken size topuk selamı veren generalleriniz;

Ne öfke ve kin kusan diliniz, korku filmine dönen çehreniz, yalakalarınız, dalkavuklarınız, jurnalcileriniz, gaz bombalarınız, özel yetkili mahkemeleriniz, 'akilleriniz'...

Allah'ı kandırmak, güya günahlarınızın kefaletini ödeyip sıyırmak amacıyla, halkın parasıyla inşa ettirmeye giriştiğiniz cami-mabed'leriniz..

Hiç birisi kurtaramayacak demektir...

Devamı...

Perdenin arkasında hava kötü

Sürece Diyarbakır'dan bakınca...


Örgütün gizli ajandasını anlamamız
için son iki gün içinde yerinde teyit ettiğim üç noktayı kayda geçeyim:

1- Örgüte katılım artıyor.Yeni yapıda rol almak için dağa çıkanlar artıyor. Burada örgütün şöyle bir taktiği var. Çekilme adı altında gidenlerin ciddi bir kısmı bu yeni katılımlar. Bir yandan da tecrübeliler içeride bekletiliyor. Hem bölgedeki koordinasyonu yapıyorlar hem de olası bir yol kazası sonrası çatışmaya hazır bekliyorlar. Plana göre ekime kadar tecrübeliler çıkmayacak. Sonra da kar kış bahanesiyle kalmaya çalışacaklar.

2- PKK ağır silahlarını ve bombaları belli bölgelerde depoladı.
Etraflarını da bubi tuzakları ve mayınlarla çevirdi. Dolayısıyla ihtiyaç halinde lojistik sorunu yaşamayacak. Asker bir şekilde buralara girmek isterse de ağır zayiat verecek.

3- Örgüt bu süreci legalleşme dönemi olarak gördüğü için önceki gün yeni bir kampanyanın startını verdi. Bundan sonra herkes evine ve işyerine Öcalan posterleri asacak.

4- Örgüt uyuşturucu ekimine hız vermiş. Diyarbakır kırsalı esrar tarlalarıyla dolu. Diyarbakır neredeyse suç ihraç ediyor. 'Nasıl olsa çözüm sürecindeyiz operasyon olmaz' diye köylüleri de baskı altına almışlar.

Başka örnekler de vermek mümkün. Yani örgüt bir yandan çözüm/barış diyor ama öbür taraftan başka bir ajandanın yol haritasını uyguluyor.