3 Mart 2022 Perşembe

Ordular, onun bunun elinde bir ihtiras aleti olmaktan uzak tutulmalıdır



II. Dünya Savaşının en etkileyici fotoğraflarından biri olan bu fotoğraf, dünya savaş tarihinin en büyük tank savaşlarından biri olan ve Alman kuvvetlerinin "Blitzkrieg" (Yıldırım Harekatı) adını verdikleri savaş doktrini kapsamında Sovyetler Birliğine karşı gerçekleştirilen ünlü "Kursk Muhabereleri"nde çekilmiştir.

Rus siperleri üzerine yürüyen yüzlerce Alman tankının yarattığı dehşetin iki Rus askeri üzerinde yarattığı ruh halini bire bir yansıtan bu fotoğrafı önemli kılan diğer bir husus da, Sovyet ihtilali ile başlayan ve dini tümden yasaklamak adına işi kiliseleri kapatmaya kadar vardırmaya kararlı bir rejimin temsilcisi olan Stalin'nin, başlayan Alman saldırıları sonucu, "askerin moralini yükseltmek gerekçesi ile" 7 Ekim 1941'de din yasağını kaldırmasıdır. Resimde, hayatının son anlarını yaşadığını düşünen bu Sovyet askerinin, boynundaki haçı öpmesinin ardındaki hikaye de budur. 

Böyle durumlarda, Atatürk'ün "Milletin hayatı tehlikeye girmedikçe, savaş bir cinayettir." sözünü hatırlamamak mümkün mü? 

Sözümüzü yine onun bir konuşmasından aldığımız şu sözlerle bitirelim:

"TBBM ordusu...şunun bunun elinde ihtiras aleti olmaktan uzaktır."



0 yorum:

Yorum Gönder

 

"Allahsız Oğlu Allahsız"

Firavunların Laneti ile Damgalandı: "Allahsız Oğlu Allahsız" - Açık İstihbarat

Sizi artık ne gücünüz, ne malınız mülkünüz, ne gizli hesaplardaki paranız, gizli ortaklıklarınız, sansürünüz, RTÜK'ünüz, her yıl yenisini yaptırmakla övündüğünüz hapishaneleriniz, eteğinizi öpen basınınız, biat etmiş yargıçlarınız, silah arkadaşları bin bir iftirayla tutuklanırken size topuk selamı veren generalleriniz;

Ne öfke ve kin kusan diliniz, korku filmine dönen çehreniz, yalakalarınız, dalkavuklarınız, jurnalcileriniz, gaz bombalarınız, özel yetkili mahkemeleriniz, 'akilleriniz'...

Allah'ı kandırmak, güya günahlarınızın kefaletini ödeyip sıyırmak amacıyla, halkın parasıyla inşa ettirmeye giriştiğiniz cami-mabed'leriniz..

Hiç birisi kurtaramayacak demektir...

Devamı...

Perdenin arkasında hava kötü

Sürece Diyarbakır'dan bakınca...


Örgütün gizli ajandasını anlamamız
için son iki gün içinde yerinde teyit ettiğim üç noktayı kayda geçeyim:

1- Örgüte katılım artıyor.Yeni yapıda rol almak için dağa çıkanlar artıyor. Burada örgütün şöyle bir taktiği var. Çekilme adı altında gidenlerin ciddi bir kısmı bu yeni katılımlar. Bir yandan da tecrübeliler içeride bekletiliyor. Hem bölgedeki koordinasyonu yapıyorlar hem de olası bir yol kazası sonrası çatışmaya hazır bekliyorlar. Plana göre ekime kadar tecrübeliler çıkmayacak. Sonra da kar kış bahanesiyle kalmaya çalışacaklar.

2- PKK ağır silahlarını ve bombaları belli bölgelerde depoladı.
Etraflarını da bubi tuzakları ve mayınlarla çevirdi. Dolayısıyla ihtiyaç halinde lojistik sorunu yaşamayacak. Asker bir şekilde buralara girmek isterse de ağır zayiat verecek.

3- Örgüt bu süreci legalleşme dönemi olarak gördüğü için önceki gün yeni bir kampanyanın startını verdi. Bundan sonra herkes evine ve işyerine Öcalan posterleri asacak.

4- Örgüt uyuşturucu ekimine hız vermiş. Diyarbakır kırsalı esrar tarlalarıyla dolu. Diyarbakır neredeyse suç ihraç ediyor. 'Nasıl olsa çözüm sürecindeyiz operasyon olmaz' diye köylüleri de baskı altına almışlar.

Başka örnekler de vermek mümkün. Yani örgüt bir yandan çözüm/barış diyor ama öbür taraftan başka bir ajandanın yol haritasını uyguluyor.