18 Nisan 2011 Pazartesi

Olasılıklar Fiziği Kuantum; Varlık ve Kader Üzerine...

"Varlık, evren, insan, canlılar, cansızlar, varlık, kader, zaman, hız... Kısacası tüm bir kainatı anlamak için gereken bilgileri oldukça sade bir dille izah eden aşağıdaki makaleyi, konuya ilgi duyan arkadaşlar için burada paylaşıyorum."

Kuantum sözü Almanca olup “miktar” demektir.  Bu sözü ileri sürmüş olan fizikçi Max Planck enerjinin bölünemez en küçük parçası olarak tanımlamıştır.

Kuantum fiziği nedir?

Kuantum Fiziği doğanın en küçük parçaları ile ilgilenen bir kuramdır. İlgi konusu içine atomlar, atom çekirdekleri, bu çekirdeklerin yapıları ve onları oluşturan parçacıklar ile bu parçacıklar arası etkileşimlerdir.


Klasik fizik ile kuantum fiziği arasında ne fark vardır?

Devamını gör...

16 Nisan 2011 Cumartesi

ZİHİN KONTROLÜ:

İnsanlığın hizmetinde kullanılmak üzere yapılması gereken bilimsel çalışma ve araştırmaların, hegemonik bir zihniyetin elinde, insanlık aleyhine nasıl kullanılabildiğini anlatan ve bu konuda ibret verici deliller ortaya koyan aşağıdaki makaleyi okuyanların, güncel olayları daha farklı bir gözle değerlendireceğinden şüphemiz yoktur.

MANÇURYA KOBAYI OPERASYONU BAŞARILDI MI?

Türkiye ve diğer ülkelerdeki DSM-IV sınıflaması takipçisi psikiyatristler ne derlerse desinler, Colin Ross isimli Amerikalı psikiyatristin yazmış olduğu bazı kitaplar istihbarat örgütlerinin aslında ‘Zihin Kontrolü’ projelerinde ne kadar ilerlediklerini göstermektedir. 

Devamını gör...

6 Nisan 2011 Çarşamba

Sınavda hile yapan seçimde yapmaz mı?

Dün, tam da seçimlerdeki hile iddialarına dikkat çekmeye çalışırken, malûmunuz olduğu üzere bu defa da 27 Mart Pazar günü yapılan ÖSYM sınavında "şifre" iddiaları ortaya atıldı ve memleket yeniden çalkalanmaya başladı. Polislik sınavları, KPSS vb. derken, "hilesiz, hurdasız" hiç bir şeyin kalmadığı kanaatini vatandaş üzerinde iyice pekiştiren "büyüklerimiz", kendileri her ne kadar konu ile ilgili açıklamalardan "tatmin" bulmuş olsalar da, vatandaş olarak bizlerin vicdanında açtıkları onulmaz yaralara bir yenisini daha eklediklerini unutmasınlar. 


Mustafa Kemal Paşamızın da gayet veciz bir şekilde ifade ettiği üzere; "Alemde bir hak vardır ve hak kuvvetin üstündedir" diyor ve kendilerine de hakkımızı asla helâl etmiyor, bu konuyu en açık şekilde ifade eden bir makale kaleme alan sayın Sabahattin Önkibar'ın Yeniçağ Gazetesi'nde bugün yayınlanan aşağıdaki makalesi ile sizleri baş başa bırakıyoruz.   

Devamını gör...

5 Nisan 2011 Salı

SEÇSİS'in Şifreleri Kimin Elinde?

"Bilgisayarlı seçim sistemi güvenli değil"

Üniversiteye giriş sınavında ortaya çıkan "şifre" meselesi, tıpkı KPSS ve Polislik imtihanlarında olduğu gibi,  kafalarda yeni soru işaretleri oluştururken, adaletsizliğin bütün "seçim"lere sirayet ettiği kanısının pekişmesine de sebep oluyor. 


Bu vesile ile, 12 Haziran seçimleri yaklaşırken, muhtelif ortamlarda sakıncalarını sürekli dile getirmeye devam ettiğimiz ve Türkiye'nin siyasi ve ekonomik yapısının "emperyalist amaçlara" uygun bir biçimde değiştirilmesinde büyük bir işlev gördüğü bugün inkâr edilemez bir gerçek olan "bilgisayarlı seçim sistemi"ne karşı çıkmak, bütün muhalefet parti liderlerince bugün en başta gelen bir görev olarak kabul edilmek lazım gelirken, hayret verici bir umursamazlıkla bu "gerçeği" görmezlikten gelmeye ve abuk sabuk ağız dalaşları ile vakit geçirmeye devam ediyorlar.  


Vatandaştan alacakları ya da almayı umdukları oyların gerçek oranlarının seçim sonuçlarına doğru bir şekilde yansıyacağının hiç bir garantisi olmayan bu seçim sistemine rağmen, halen iktidar ya da iktidar ortağı olma hayalleri kurabilmeleri ve bu iddiayla orada burada dolanabiliyor olmaları, bir yazarın da dediği gibi, akla başka bir şeyler getiriyor. Bunlar herhalde böylece, bu tezgahı hazırlayan güçlerle mücadele etmek yerine; o güce; "onu sevme, beni sev, ben senin istediklerini onlardan daha iyi yerine getiririm!" mesajı vermiş oluyorlar. 


Ama her ne olursa olsun, biz gene de bir vatandaş olarak bu konuda diyeceğimizi diyelim de, kendilerinin; "majesteleri"nin mi, yoksa "halkın" mı muhalefeti oldukları konusunu artık kendileri açıklığa kavuştursunlar.


Şimdi, bu konuda son yapılan uyarıları, bir de biz, bir daha gözlerinizin önüne serelim.

Devamını gör...

2 Nisan 2011 Cumartesi

Batı Medeniyeti(!)nin Afrika'ya Bakışı...

Merak etme Afrika...


İşimiz bitince gideceğiz...

Devamını gör...
 

"Allahsız Oğlu Allahsız"

Firavunların Laneti ile Damgalandı: "Allahsız Oğlu Allahsız" - Açık İstihbarat

Sizi artık ne gücünüz, ne malınız mülkünüz, ne gizli hesaplardaki paranız, gizli ortaklıklarınız, sansürünüz, RTÜK'ünüz, her yıl yenisini yaptırmakla övündüğünüz hapishaneleriniz, eteğinizi öpen basınınız, biat etmiş yargıçlarınız, silah arkadaşları bin bir iftirayla tutuklanırken size topuk selamı veren generalleriniz;

Ne öfke ve kin kusan diliniz, korku filmine dönen çehreniz, yalakalarınız, dalkavuklarınız, jurnalcileriniz, gaz bombalarınız, özel yetkili mahkemeleriniz, 'akilleriniz'...

Allah'ı kandırmak, güya günahlarınızın kefaletini ödeyip sıyırmak amacıyla, halkın parasıyla inşa ettirmeye giriştiğiniz cami-mabed'leriniz..

Hiç birisi kurtaramayacak demektir...

Devamı...

Perdenin arkasında hava kötü

Sürece Diyarbakır'dan bakınca...


Örgütün gizli ajandasını anlamamız
için son iki gün içinde yerinde teyit ettiğim üç noktayı kayda geçeyim:

1- Örgüte katılım artıyor.Yeni yapıda rol almak için dağa çıkanlar artıyor. Burada örgütün şöyle bir taktiği var. Çekilme adı altında gidenlerin ciddi bir kısmı bu yeni katılımlar. Bir yandan da tecrübeliler içeride bekletiliyor. Hem bölgedeki koordinasyonu yapıyorlar hem de olası bir yol kazası sonrası çatışmaya hazır bekliyorlar. Plana göre ekime kadar tecrübeliler çıkmayacak. Sonra da kar kış bahanesiyle kalmaya çalışacaklar.

2- PKK ağır silahlarını ve bombaları belli bölgelerde depoladı.
Etraflarını da bubi tuzakları ve mayınlarla çevirdi. Dolayısıyla ihtiyaç halinde lojistik sorunu yaşamayacak. Asker bir şekilde buralara girmek isterse de ağır zayiat verecek.

3- Örgüt bu süreci legalleşme dönemi olarak gördüğü için önceki gün yeni bir kampanyanın startını verdi. Bundan sonra herkes evine ve işyerine Öcalan posterleri asacak.

4- Örgüt uyuşturucu ekimine hız vermiş. Diyarbakır kırsalı esrar tarlalarıyla dolu. Diyarbakır neredeyse suç ihraç ediyor. 'Nasıl olsa çözüm sürecindeyiz operasyon olmaz' diye köylüleri de baskı altına almışlar.

Başka örnekler de vermek mümkün. Yani örgüt bir yandan çözüm/barış diyor ama öbür taraftan başka bir ajandanın yol haritasını uyguluyor.