Şeyhi'nin ve Molla Lütfi'nin ünlü Harname eserlerinden sonra, "Ord. Prof. Dr. Hayrullah Şanzumi" adını kullanan yazar, Üçüncü Harname'yi yazmış.
Türkçesi Eşekname!
Şanzumi, kitabın sonunda "Ahir-i Meram" başlığı altında şöyle diyor:
"Türk entelijansiyasının zuhur ettiği tarihten beri vaziyeti, eşeğinin sırtında Mehmet Akif Ersoy da eşeğin sosyolojik derinliğini bilenlerden imiş ki şöyle demiş:
Müslümanlık nerde! Bizden geçmiş insanlık bile...
Adem aldatmaksa maksad, aldanan yok, nafile!
Kaç hakiki müslüman gördümse, hep makberdedir;
Müslümanlık, bilmem amma, galiba göklerdedir;
İstemem, dursun o payansız mefahir bir yana...
Gösterin ecdada az çok benziyen kan bana!
İsterim sizlerde görmek ırkınızdan yadigar,
Çok değil, ancak Necip evlada layık tek şiar.
Varsa şayet, söyleyin, bir parçacık insafınız:
Böyle kansız mıydı -haşa- kahraman ecdadınız?
Böyle düşmüş müydü herkes ayrılık sevdasına?
Benzeyip şirazesiz bir mushafın eczasına,
Hiç görülmüş müydü olsun kayd-i vahdet tarumar?
Böyle olmuş muydu millet canevinden rahnedar?
Böyle açlıktan boğazlar mıydı kardeş kardeşi?
Böyle adet miydi bi-perva, yemek insan leşi?
Irzımızdır çiğnenen, evladımızdır doğranan...
Hey sıkılmaz, ağlamazsan, bari gülmekten utan!
"His" denen devletliden olsaydı halkın behresi:
Payitahtından bugün taşmazdı sarhoş naresi!
Kurd uzaklardan bakar, dalgın görürmüş merkebi.
Saldırırmış ansızın yaydan boşanmış ok gibi.
Lakin, aşk olsun ki, aldırmaz otlarmış eşek,
Sanki tavşanmış gelen, yahut kılıksız köstebek!
Kâr sayarmış bir tutam ot fazla olsun yutmayı...
Hasmı, derken, çullanırmış yutmadan son lokmayı!
Bu hakikattir bu, şaşmaz, bildiğin usluba sok:
Halimiz merkeple kurdun aynı, asla farkı yok.
Burnumuzdan tuttu düşman; biz boğaz kaydındayız;
Bir bakın: hala mı hala ihtiras ardındayız!
Saygısızlık elverir... Bir parça olsun arlanın:
Vakti çoktan geldi, hem geçmektedir arlanmanın!
Davranın haykırmadan nakus-u izmihaliniz...
Öyle bir buhrana sapmıştır ki, zira, halimiz:
Zevke dalmak söyle dursun, vaktiniz yok mateme!
Davranın zira gülünç olduk bütün bir aleme,
Bekleşirken gökte yüz binlerce ervah, intikam;
Yerde kalmış, na'şa benzer kavm için durmak haram!
Kahraman ecdadınızdan sizde bir kan yok mudur?
Yoksa, istikbalinizden korkulur, pek korkulur.
* * *
Akif, bugün Türkiye'nin başına gelenleri görseydi, bu şiirle yetinmezdi. Çünkü, düşman yine burnumuzdan tutmuş ve bizi boğaz derdine düşürenler, yine kendi yöneticilerimiz!
Kendi kendine yeten İç Anadolu'yu buğdaydan, pancardan, Ege'yi tütünden, Akdeniz'i pamuktan, Karadeniz'i fındıktan yakalamışlar!
Meselenin farkında olanlar tepki gösteriyor ama bu tepki sadece buğdayla, pancarla, tütünle, pamukla veya fındıkla ilgili ise Türkiye'ye, Türk ve İslam dünyasına, Avrasya'ya yönelik genel saldırıyı görmüyor ve asıl buna karşı tedbir almıyorsak, kurt saldırırken bir tutam daha fazla ot yutmaya çabalayan eşekten farkımız kalmaz!
Saldıranların Afganistan, Irak, Filistin ve Lübnan'da neler yaptığını görmüyor muyuz?
(Arslan Bulut / YENİÇAĞ GZT. / Ocak.2006)
* * *
Evet, adeta gümbür gümbür gelen tehlikeye aldırmadan bir tutam daha fazla ot tıkınabilmek için yerden kafalarını kaldırmayanların, son lokmalarını yutup yutamayacaklarını Allah bilir ama arşivden bugünlere seslenen bu makaleyi yayınlarken aklıma geçen gün Hürriyet Gazetesi yazarı Yılmaz Özdil'in Ramazan ayı vesilesi ile yazdığı makale geldi. Şunu vurguluyordu aşağı yukarı Özdil:
"Ey sevgili milletim;
İğne vurdursam orucum bozulur mu? Hapşırdım orucum bozulur mu? Şöyleyken oruç tutulur mu? Böyle olsa tutulmaz mı?
Her şeyi soruyorsun da, deniz feneri vb. gibi bunca soyguna uğradığın halde birini bile ne oldu diye merak edip sormuyorsun!"
Son söz olarak, ben de sana şunları söylemeden geçemeyeceğim:
Sen kafanı kaldırmadan tıkınırken, konun komşun ne haldedir, merak dahi etmiyorsun!
Vatanın altından çekiliyor, kılını kıpırdatmıyorsun!
Orucunun bozulmasından korkuyorsun ama dirliğinin, biriğinin bozulmasından korkmuyorsun!
Oruca günah var ama lakaytlığın hesabı sorulmaz sanıyorsun!
Vatan gibi bir nimetin kıymetini bilmeyenlerin yakasına en evvel yapışılacak, bunu bilmiyor musun?
Hakkını aramayarak, hak sahibi olduğundan haberin dahi olmayarak,
Haklara riayet etmeyip, hakka değer vermeyerek,
"Alan el" olmaktan bir sıkıntı duymayarak,
Dini sade oruç, hac, namazdan ibaret sanarak,
Cenabı Hak indinde kıymettar olabileceğinden bu kadar emin olabiliyorsan..
Çook yanılıyorsun milletim, çok yanılıyorsun!
130%;">130%;">
27 Ağustos 2009 Perşembe
KURT SALDIRIRKEN BİR TUTAM DAHA FAZLA OT PEŞİNDE OLAN EŞEKLER!
Gönderen A. Hüsnü Sezgin zaman: Perşembe, Ağustos 27, 2009
Etiketler: "Milli Birlik" Yazıları, İslamiyet ve din kültürümüz
Posts Relacionados
0 yorum:
Yorum Gönder