1 Aralık 2017 Cuma

MESELE "MİLLİ" İSE...


Zarraf davasının “milli bir mesele” haline geldiğinden yana bir şüphemiz yok.

Fakat bu “mesele”, ABD’nin kendi çıkarları doğrultusunda kullanmak için fırsat bu fırsat diyerek kullandığı, tesadüfen ortalığa faş olmuş bir mesele de değildir. Evvela bunun iyi bilinmesi lazım.

Bu mesele, yıllar öncesinden “tarafları arasında” mutabakata varılmış o meş’um BOP Projes’inden kaynaklanan ve taraflardan birinin anlaşma şartlarını ihlal etmesinden dolayı ortaya çıkmış bir meseledir.

An itibarı ile ortaya çıkan “fiili durum”, sonuçları itibarı ile bu anlaşmanın tarafı olmayan, ya da “olmadığını zanneden” Türk milletinin maddi ve manevi varlığına kasteder bir hâle dönüşmüştür. Daha da açığı, Türk milleti, şartlarından haberdar olmadığı bir borç anlaşmasına, vekâlet verdiği bir iktidar yolu ile bilmeden kefil edilmiştir. Meselenin milli bir hal arz eder hale gelmiş olmasının sebebi işte budur.

Devamını gör...

22 Ekim 2017 Pazar

Erdoğan'ın Konfederalizmle İmtihanı


Barzanistan'ın kanalı Rudaw'ın Washington temsilcisi Namo Abdulla, RTE'na attığı tiwitte demiş ki:

"Confedralism w/ oil-rich Kurdistan would help Erdogan achieve his vision of transforming Turkey into regional superpower." 

(Petrol zengini kürdistan'la konfederalizm, Erdoğan'ın TR'yi bölgesel süpergüç yapma vizyonuna yardımcı olur).

"Barzanistan hayali suya düştü" diye düşünenler, bir daha düşünsün derim.
Ta başından beri yapılan planlama tıkır tıkır işliyor.
RTE'ye; "Böyle bir teklifle gelirseniz düşünürüz" dememek için hiçbir mazeret bırakmayacak kadar net ve bir o kadar da "baştan çıkarıcı" bir teklif!
Hele ki AKP'yi "böylesine yıpranmış bir şekilde 2019 seçimlerini nasıl alırız" kaygısı sarmışken...

Devamını gör...

10 Ağustos 2017 Perşembe

Kemalist olarak yaftalanmak!..

Ya da,

HAYSİYETSİZCE YAPILAN NUMUNELİK BİR BİLİNÇALTI TECAVÜZÜ!..

"Balyoz davasında yargılanan bir çok subay Fetöcüler tarafından Kemalist olarak yaftalandı. Belki öyleydi, belki değildi..." diyen külahımın gazetecisi Nedim Şener!

Önce lütfen aşağıdaki kısa videoda geçen diyalogları ve bu diyaloğun arasına şıkıştırılıveren Nedim Şener'in yukarıdaki sözlerini duyun ve sonra da videodan sonra alıntılayarak buraya koyduğumuz gazeteci Müyesser Yıldız'ın yazısından bir bölümü, bu dinlediklerinizle üst üste koyun:




Son Yüksek Askeri Şura (YAŞ) toplantısı ile alınan kararlar konusunda öne çıkan soru işaretlerini Gazeteci Müyesser Yıldız, odatv sitesinde yayınlana makalesinde son derece net bir şekilde ortaya koymuş. Diyor ki:


Devamını gör...

11 Temmuz 2017 Salı

Sihirbazın eline değil, perdenin arkasına odaklanın

Bu hatayı ülkedeki SOL siyasete hep yaptırıyorlar!

Ülkeyi "Kürtçülük siyaseti" ile kaosa sokmayı amaç edinenler, sanki bütün "Güneydoğu'halkı "Kürtçü" siyasetten başkasına destek vermez" gibi bir varsayımından hareketle, bu illegal siyaseti CHP'nin başını çektiği SOL'a yamamaya çalışıyorlar!

Böyle olunca da, "Atatürk'e bağlı sol", ya da Atatürkçü bir sol siyasete karşı durmayacak önemli bir muhafazakâr kitle, işte bu yüzden CHP'den uzak duruyor!

Şimdi CHP'ye düşen iş, bunun hesabını yapmaktır: Oy almadan madem olmuyor ise, hangi kesimin oyuna talip olmak daha akıllıca?..

İşte, bu anlamda aşağıda paylaşacağım twitler, benim de prensip olarak yerinde ve doğru bulduğum "ADALET YÜRÜYÜŞÜ"nün altyapısı ve ne yöne evrilebileceği ile ilgili önemli tespitler içermektedir.

Devamını gör...

10 Temmuz 2017 Pazartesi

Yoksa Türk milletinden 9 Eylül 1922'nin intikamı mı alınıyor?

Belki haberiniz oldu, belki olmadı. Bundan bir hafta kadar önce, Ege Denizi’nde, Rodos adası açıklarında, Türk bayraklı bir kuru yük gemisine, Yunan sahil güvenlik botları tarafından ateş açıldı.(*)

Ağır silahlarla yapılan saldırıda gemimize 36 adet mermi isabet etti ama şükür ki, ölen ya da yaralanan olmadı.

Bu son olay bile bize, Ege'yi bir Yunan denizi haline getirme arzusunun ne kadar yüksek olduğunu göstermeye fazlası ile yetiyor. Sessiz sedası Yunan'a teslim ettiğimiz 18 ada ve kayalıkların ardından gerçekleşen bu olayda, Yunanistan'ın bu cesareti nereden bulduğunu sormak, zannederiz abes bir soru olacak.

Diğerleri ile birlikte, milli egemenliğimize açık bir meydan okuma olarak tarihe geçecek bu olay karşısında sessizliğini sürdüren bir iktidarın milliliğini sorgulamak, her Türk vatandaşı için artık bir zorunluluk haline gelmiş olsa gerek!

Devamını gör...

5 Temmuz 2017 Çarşamba

Vatanseverlik biat değil, sorumluluk gerektirir

-"En azından şimdi yürüyen bir sistem var, kaos ve belirsizlik yok..." diyenlere:


-"Peki, heyet bir yanlışlık yapıp, bir haini lider seçtiyse, bizim bunu onlara gösterme sorumluluğumuz yok mu?!.."


Devamını gör...

4 Temmuz 2017 Salı

Tarihin tekerrürüne şahitlik eden bir kitap daha...


Malûm, tarih, kendisinden bîhaber olanlara kendisini tekrar tekrar hatırlatmaktan bir an bile yüksünmüyor. Tıpkı II. Meşrutiyetle de yaşadığımız gibi, hakkın olan bir şeyi "avanakça" başkası ile paylaşmakla "huzur bulacağına" inanır ya da inandırılırsan, sadece o şeyi kaybetmekle kalmıyor, üstüne bir de canınla ve malınla da bedel ödüyorsun! Şimdi de olan bu değil mi?

İşte, değişen dünya koşullarında, Osmanlıya siyasal bir rota çizmek gerektiğinin farkında oldukları halde buna hazırlıksız yakalanan ve deneme-yanılma yöntemi ile işin içinden çıkmaya çalışan (ve haliyle çıkamayan) bir kadronun ümitsiz çırpınışlarını, bizzat teşkilatın içinden birinin kaleminden okumak, günümüzde, tarihin nasıl kendini tekrar ettiğini anlamak bakımından önemli.

Devamını gör...

8 Haziran 2017 Perşembe

Mehmet Akif'ten koşulsuz şartsız biate ibretlik tavır!

Adam gibi adam Mehmet Akif ve günümüzün liderine koşulsuz şartsız biat etmeyi marifet belleyen ama aslında iktidarın nimetlerinden çöplenmeye can atan çakma vatanseverler!


Devamını gör...

4 Haziran 2017 Pazar

"MUHALEFET LİDERİ İSEN DÜŞÜNECEKSİN!.."


Devamını gör...

3 Haziran 2017 Cumartesi

Alınan rüşvetler Türkiye'nin güvenliğini tehdit ediyor!


Devamını gör...

21 Mayıs 2017 Pazar

"El Salvador Modeli" nedir?

Ya da mülteci kampları gerçekte neye hizmet ediyor?


Devamını gör...

4 Mart 2017 Cumartesi

'Kuzey Irak, 2 Sene İçinde Türkiye'ye Katılacak'

Ya da Yiğit Bulut efendinin deyişi ile "Türkiye'nin genleşmesi"nin kısa hikayesi:


Başından beri söylediğimiz bu, Irak'ın kuzeyi önce Türkiye'ye katılacak (Nasrettin hocanın kazanı doğurtması misali), ortalık sevinçten "yeni Osmanlı" nidaları ile inleyecek. Zat-ı muhterem başkanlıktan aldığı yetki ile Diyarbakır'ı (aradaki 3-5 vilayeti de içine katarak) K.Irak'ın başkenti (ya da kendi deyişi ile "Güneydoğu'nun yıldızı") ilan edecek. Daha sonra da Barzani "vazgeçtim, ben oynamıyorum" deyince de Diyarbakır'da onunla beraber gidecek! Yani, daha önce kazanın doğurmasına sevinenler, sonrasında "yahu hiç kazan ölür mü" dahi diyemeyecekler!..

Barzani'nin iç politik hesaplara dahil edilmesinin arkasında yatan , yaşanan bayrak krizinin arkasında yatan, Neo-Osmanlıcılık fikrinin arkasında yatan, "bu gömlek Türkiye'ye dar geliyor!.." teranesinin altında yatan şey işte hep bu; 

Osmanlıcık gazı ile Türkiye'yi BOP projesine uygun olarak (kibar ve "bilimsel" ve cafcaflı deyiş ile) "yeniden dizayn" etmek!

Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Yiğit Bulut'un 2013 yılında yaptığı konuşma :


'Kuzey Irak, 2 Sene İçinde Türkiye'ye Katılacak' 




Devamını gör...

3 Şubat 2017 Cuma

Mustafa Kemal'i beğenmeyenlere...



Son zamanlarda, (siyasi ortamın müsaitliğinden de istifade ile) Mustafa Kemal Atatürk'e ve onun kurduğu Türkiye Cumhuriyeti'ne her cepheden saldıran kimi "beslemeler" ve bu beslemelerin sığ ve sloganvari yalanlarına kapılarak zehirlenen genç nesile mensup kimi meczup tabiatlı zavallılar, şuursuz bir öfke ile kendi ayaklarına kurşun sıkmaya devam ediyorlar. 

Apaçık bir şekilde önümüzde duran yakın tarih belgelerini dahi görmezden gelen, bu tarihi argümanları değerlendirme yetenek, iz'an ve vicdanından mahrum bulunduğuna şüphe duymadığımız bu güruhun önüne hangi belgeyi koyarsanız koyun, o yine bildiğini okumaya devam ediyor. 

Bu yüzden, ben bildiklerimi belgelere dayanarak paylaşıyor ve bu tipleri ikna etmek gibi kendime bir misyon yüklemediğimi bu vesile ile beyan etmiş oluyorum. 

Bu güruha verilecek en güzel cevabı, değerli (yasaklı) gazeteci Hayrullah Mahmud Özgür vermiş, buraya onun bir makalesinden ilgili satırları alıyor ve madem Mustafa Kemal'i beğenmiyorsunuz, öyleyse onda kusur aramadan önce, buyrun bunlara cevap verin diyorum:  

Devamını gör...
 

"Allahsız Oğlu Allahsız"

Firavunların Laneti ile Damgalandı: "Allahsız Oğlu Allahsız" - Açık İstihbarat

Sizi artık ne gücünüz, ne malınız mülkünüz, ne gizli hesaplardaki paranız, gizli ortaklıklarınız, sansürünüz, RTÜK'ünüz, her yıl yenisini yaptırmakla övündüğünüz hapishaneleriniz, eteğinizi öpen basınınız, biat etmiş yargıçlarınız, silah arkadaşları bin bir iftirayla tutuklanırken size topuk selamı veren generalleriniz;

Ne öfke ve kin kusan diliniz, korku filmine dönen çehreniz, yalakalarınız, dalkavuklarınız, jurnalcileriniz, gaz bombalarınız, özel yetkili mahkemeleriniz, 'akilleriniz'...

Allah'ı kandırmak, güya günahlarınızın kefaletini ödeyip sıyırmak amacıyla, halkın parasıyla inşa ettirmeye giriştiğiniz cami-mabed'leriniz..

Hiç birisi kurtaramayacak demektir...

Devamı...

Perdenin arkasında hava kötü

Sürece Diyarbakır'dan bakınca...


Örgütün gizli ajandasını anlamamız
için son iki gün içinde yerinde teyit ettiğim üç noktayı kayda geçeyim:

1- Örgüte katılım artıyor.Yeni yapıda rol almak için dağa çıkanlar artıyor. Burada örgütün şöyle bir taktiği var. Çekilme adı altında gidenlerin ciddi bir kısmı bu yeni katılımlar. Bir yandan da tecrübeliler içeride bekletiliyor. Hem bölgedeki koordinasyonu yapıyorlar hem de olası bir yol kazası sonrası çatışmaya hazır bekliyorlar. Plana göre ekime kadar tecrübeliler çıkmayacak. Sonra da kar kış bahanesiyle kalmaya çalışacaklar.

2- PKK ağır silahlarını ve bombaları belli bölgelerde depoladı.
Etraflarını da bubi tuzakları ve mayınlarla çevirdi. Dolayısıyla ihtiyaç halinde lojistik sorunu yaşamayacak. Asker bir şekilde buralara girmek isterse de ağır zayiat verecek.

3- Örgüt bu süreci legalleşme dönemi olarak gördüğü için önceki gün yeni bir kampanyanın startını verdi. Bundan sonra herkes evine ve işyerine Öcalan posterleri asacak.

4- Örgüt uyuşturucu ekimine hız vermiş. Diyarbakır kırsalı esrar tarlalarıyla dolu. Diyarbakır neredeyse suç ihraç ediyor. 'Nasıl olsa çözüm sürecindeyiz operasyon olmaz' diye köylüleri de baskı altına almışlar.

Başka örnekler de vermek mümkün. Yani örgüt bir yandan çözüm/barış diyor ama öbür taraftan başka bir ajandanın yol haritasını uyguluyor.