14 Şubat 2014 Cuma

Denetimli İnternet: What fayda?



Emekli büyükelçi Şükrü Elekdağ'ın deyimi ile ülkenin başına gelen şu "kahredici perişanlık", sadece buna sebep olanların değil, milletin önüne de şüphesiz ki daha nice büyük faturalar koyacaktır. Hepsini yeniden sayıp dökmeyi insanın içi almıyor, fakat "ileri demokrasi" naraları ata ata memleketin getirildiği vaziyet ortada!

Artık saklanamaz bir hale gelmiş olan ve daha şimdiden dünyanın gelmiş geçmiş en büyük vurgunların biri olarak tarihe geçeceği anlaşılmış bulunan bir talan döneminin sonuna gelmiş bulunuyoruz.

Şurası muhakkak ki, gayrı meşru işleri ilânihaye sürdürmeye yarayacak kusursuz bir plan yoktur. Bu gibi niyetler içinde ona buna tuzaklar kuranlar, bir gün hiç hesap edemedikleri bir biçimde kendi tuzak ve tezgahlarının kurbanları olurlar. İşte size ibretlik bir hadis: 

“Kim bir zalime zulmünde yardım ederse, Allah o zalimi o yardım edene musallat eder” 

Ve nitekim şimdi olan da tam olarak bu değil midir?

Yıllardır ortaklaşa bir biçimde kurdukları tuzaklarla düşman ilan ettiklerini haksız ve hukuksuz bir biçimde, uydurma deliller, yalancı şahitler, illegal görüntü ve dinlemelerle saf dışı ettiklerini düşünenler, tam da bu ahlaksızlık orgazmının doruklarına ulaşmış ve zevkten dört köşe bir halde mayışmışlarken, "ortak"larından (ya da sevgili "partner"lerinden böğürlerine yedikleri bir darbe ile iki büklüm olmuş durumdalar. Bu da onları-beklenildiği gibi-daha da çılgınlaştırıyor ve çılgınlaştıracak. 

Devamını gör...
 

"Allahsız Oğlu Allahsız"

Firavunların Laneti ile Damgalandı: "Allahsız Oğlu Allahsız" - Açık İstihbarat

Sizi artık ne gücünüz, ne malınız mülkünüz, ne gizli hesaplardaki paranız, gizli ortaklıklarınız, sansürünüz, RTÜK'ünüz, her yıl yenisini yaptırmakla övündüğünüz hapishaneleriniz, eteğinizi öpen basınınız, biat etmiş yargıçlarınız, silah arkadaşları bin bir iftirayla tutuklanırken size topuk selamı veren generalleriniz;

Ne öfke ve kin kusan diliniz, korku filmine dönen çehreniz, yalakalarınız, dalkavuklarınız, jurnalcileriniz, gaz bombalarınız, özel yetkili mahkemeleriniz, 'akilleriniz'...

Allah'ı kandırmak, güya günahlarınızın kefaletini ödeyip sıyırmak amacıyla, halkın parasıyla inşa ettirmeye giriştiğiniz cami-mabed'leriniz..

Hiç birisi kurtaramayacak demektir...

Devamı...

Perdenin arkasında hava kötü

Sürece Diyarbakır'dan bakınca...


Örgütün gizli ajandasını anlamamız
için son iki gün içinde yerinde teyit ettiğim üç noktayı kayda geçeyim:

1- Örgüte katılım artıyor.Yeni yapıda rol almak için dağa çıkanlar artıyor. Burada örgütün şöyle bir taktiği var. Çekilme adı altında gidenlerin ciddi bir kısmı bu yeni katılımlar. Bir yandan da tecrübeliler içeride bekletiliyor. Hem bölgedeki koordinasyonu yapıyorlar hem de olası bir yol kazası sonrası çatışmaya hazır bekliyorlar. Plana göre ekime kadar tecrübeliler çıkmayacak. Sonra da kar kış bahanesiyle kalmaya çalışacaklar.

2- PKK ağır silahlarını ve bombaları belli bölgelerde depoladı.
Etraflarını da bubi tuzakları ve mayınlarla çevirdi. Dolayısıyla ihtiyaç halinde lojistik sorunu yaşamayacak. Asker bir şekilde buralara girmek isterse de ağır zayiat verecek.

3- Örgüt bu süreci legalleşme dönemi olarak gördüğü için önceki gün yeni bir kampanyanın startını verdi. Bundan sonra herkes evine ve işyerine Öcalan posterleri asacak.

4- Örgüt uyuşturucu ekimine hız vermiş. Diyarbakır kırsalı esrar tarlalarıyla dolu. Diyarbakır neredeyse suç ihraç ediyor. 'Nasıl olsa çözüm sürecindeyiz operasyon olmaz' diye köylüleri de baskı altına almışlar.

Başka örnekler de vermek mümkün. Yani örgüt bir yandan çözüm/barış diyor ama öbür taraftan başka bir ajandanın yol haritasını uyguluyor.