Sorosçu Laf Cambazlarının Şifreleri
Türkiye'de "DEĞİŞİME DİRENİLEMEZ" sloganı ile Türk Milletini beyin yıkama operasyonlarına tabi tutmakla görevli "toplama" ulemalar, "kavram" bombardımanlarının şiddetini giderek artırıyorlar. Hepsi de okumuş yazmış çocuklar. En son muhteşem "laf"larından biri de şu: "Türk Silahlı Kuvvetleri kendisini rejimin bekçisi olarak göremez! O, bu rejimin yarattığı bir unsurdur" Yani? Yanisi şu: Haddini bilsin ve "gayet demokratik" bir seçimle rejimin başına oturan, (burası önemli) arkasına halk desteğini almış olduğu için de, yaptıkları ve yapacakları her ne varsa "tartışılamayacak kadar" doğal ve meşru olan bir iktidarın kollarına kendisini bıraksın! Ne muhteşem, ne akıllıca, ne aydınca bir mantık! Tüh, nasıl oldu da bugüne kadar bunu düşünemedik! Tuş olduk, mat olduk, boşa düştük resmen!
Arkadaşlar, Türkçe söylersek anlaşılmama ihtimali var. O yüzden affınıza sığınarak"İngilizce" söyleyelim: "Is your mother beatiful?".
"DEĞİŞİME DİRENİLEMEZ", bu lafı çerçeveletip duvarınıza asın. Meali: "Tecavüz kaçınılmaz, zevk almaya bakın!" Allahtan yine de bunca cehaletimize rağmen hoşgörülü tavırlarını korumayı becerebiliyorlar da fırça çekerken yumuşak cinsini kullanıyorlar. Ee, bu da "okumuş, yazmış" olmaktan naşi bir erdem! Bizde o kadar "okumak, yazmak" olmadığından "bildiğimizi" bir fıkrayla anlatalım da bunların karşısında tamamen madara bir duruma düşmeyelim:
"Bir Aslan, bir Tilki ve bir Katır hasbelkader arkadaş olmuşlar, birlikte geziyorlarmış. Zaman ilerlemiş, karınlar acıkmış. Aslan ve tilkinin gözü katırda! Ama ne çare ki "arkadaş olmuşlar" bir kere. Birden aslanın aklına "parlak" bir fikir gelmiş: 'Yahu arkadaşlar, biz arkadaş olduk amma daha birbirimizin kim olduğunu bile bilmiyoruz. Hele önce biz kimiz, neyiz, birbirimize denk miyiz bir anlayalım', demiş ve Tilkiye dönmüş; "söyle ulan sen kimsin, anan kim, baban kim?" Tilki vaziyete uyanmış ve saymaya başlamış: "Benim anam falan dağdaki falan tilkinin kızıdır. Babama da falan dağdaki falan tilkinin oğlu falan tilki derler, ben de onların oğluyum." Aslan: Peki, tamam anlaşıldı, diyerek kendisi de aynı minval üzere seceresini sayıp döktükten sonra katıra dönmüş: "Sen, sen söyle bakalım Katır kardeş, sen kimsin, necisin?" Katır durumu anlamış, vaziyet fena..."Valla demiş; anam beni doğururken ölmüş. Yalnız ölmeden önce yanındakilere: Ben ölüyorum, ilerde geride bu çocuğa; 'kimsin, necisin" diye sorarlar, siz iyisi mi bunun şeceresini arka ayağına yazın da merak eden olursa oradan okusun...Bu sebepten kim olduğum orada yazılı, buyrun oradan okuyun", diye cevaplamış. Bu cevap üzerine Aslan Tilkiye dönüp: "Oku ulan!" demiş. Tilki uyanık, cevabı hazır: 'Valla efendim ben cahil bir adamım, okumam yazmam yok!' Aslan hiddetlenmiş: 'Ulan senden de hiç bir bk olmaz zaten, çekil şöyle!' deyip Katırın arkasına geçmiş. Geçmesiyle de çifteyi yeyip iki seksen yere uzanması bir olmuş!. Durumun vahametini uzaktan seyreden Tilki, bıyık altından gülerek şöyle mırıldanmış: 'Okuma yazma bilmek de bi skm değilmiş demek ki abi!'"
Bu "okuma yazma bilenlere" son olarak şunları söyleyelim: Evet, Türk Silahlı Kuvvetleri rejimin bekçisidir! Bu ülke ne kimsenin himmeti, ne de birilerinin birilerine minneti ile kurulmuştur. Ordu millet elele, kanla, irfanla kurulmuş, başkaca bir himmete ve birilerine minnete ise asla ihtiyaç duyulmamıştır! Ordu deyince aklına sömürge askerlerinden müteşekkil silahlı güçler gelenlerin, paralı gurka askerleri, "Blackwater" şirketinin silahlı organizelerini "ordu" kabul edenlerin bu milletin ruhuna vakıf olabilmeleri mümkün değildir. Ruh "can"dır, yaşar ve yaşatır. Ruhtan yoksun bir yapı ise "cansız" demektir. Taştır, değnektir ve olsa olsa ancak bir "can"ın elinde iş görebilen bir alettir!
Kalın sağlıcakla...
17 Şubat 2010 Çarşamba
Hepsi de okumuş yazmış çocuklar
Gönderen A. Hüsnü Sezgin zaman: Çarşamba, Şubat 17, 2010
Etiketler: 2. Cumhuriyetçiler, Emperyalist bir argüman olarak "Demokrasi"
Posts Relacionados
0 yorum:
Yorum Gönder