26 Aralık 2019 Perşembe

Liman von Sanders'ten Enver Paşa'ya Sarıkamış yerine, alternatif harekât önerisi


Otto Liman von Sanders (1855-1929), I.Dünya Savaşı'nda ordumuz saflarına katılmış olan Alman subayları içinde, adı tarihimizde hiç şüphesiz en çok anılanlardan biridir. "Türkiye'de Beş Sene" adı altında ülkemizde yayınlanmış bir de hatıratı bulunan von Sanders'in bu hatıratında yazdıklarından başka, bir de o devrin tanınmış gazetecilerinden Ahmet Emin Yalman'a ya bir sohbet anında, ya da bir röportaj esnasında söylediği ilginç sözler var. Sanders, bu satırlarda Enver Paşa'ya, Sarıkamış Harekatı yerine bir başka harekât önerdiğini ama bu önerinin Enver Paşa tarafından kabul görmediğini anlatıyor. Yalman, onun bu anlattıklarını "GÖRDÜKLERİM VE GEÇİRDİKLERİM" adlı hatıratının birinci cildine şöyle geçirmiş:

“..General Liman von Sanders’in Romanya ve Ukranya ile ilgili bir planı Enver Paşa tarafından kabul edilseydi, harbin bütün seyrinin değişmesine ve Birinci Cihan Harbi’nin bambaşka neticelere varmasına ihtimal vardı.

Plan şuydu:

Yüzbin kişilik bir Türk kuvvetini Odesa’ya çıkarmak, Rusya’yı güneyden vurmak, istiklal diye çırpınan Ukranya’yı kurtarıp bir müttefik haline koymak, Romanya’yı ve onun arkasından Bulgaristan’ı harbe girmeye mecbur etmek…

Enver Paşa, en seçme kıtalardan mürekkep olan bu kuvveti Kafkasya’da Ruslar’a karşı kullanmayı ve esir Türk kitlelerini kurtarmaya çalışmayı tercih etti; fakat mevsim, yollar ve iaşe imkanları hesap edilmeyen Sarıkamış’ın muharebesi o seçme kuvvetin göz göre göre yok olmasiyle neticelendi..”


* * *

Sanders'in planı Enver Paşa'nın aklına yatsaydı sonucu ne olurdu, onu bilmek zor ama, akıl "Sarıkamış'tan daha kötü olmazdı ya.." demeden duramıyor! Zira bundan daha önce  "I. Dünya Savaşını bize kaybettiren büyük hatamız!.."  başlığı altında yayınladığımız makalemizde de anlatmaya çalıştığımız üzere, "silsile halinde" yapılan bu kadar hatayı değil Osmanlı, hiç bir ülke kaldıramazdı ve kaldıramadı da...

Şairin "giden gitti, gelen biiir!.." dediği gibi, vatanları için canlarını seve seve feda etmeye zaten hazır iken, kumandanına düşemeyip de, genç yaşta heder edilen yiğit evlatlarımıza bir yandan rahmet ve minnet dilerken, diğer yandan yüce Allah'ın vatanımızı ve evlatlarımızı ehliyetsiz ellerden korusun diye dua etmeyi de ihmal etmeyelim inşallah... 

0 yorum:

Yorum Gönder

 

"Allahsız Oğlu Allahsız"

Firavunların Laneti ile Damgalandı: "Allahsız Oğlu Allahsız" - Açık İstihbarat

Sizi artık ne gücünüz, ne malınız mülkünüz, ne gizli hesaplardaki paranız, gizli ortaklıklarınız, sansürünüz, RTÜK'ünüz, her yıl yenisini yaptırmakla övündüğünüz hapishaneleriniz, eteğinizi öpen basınınız, biat etmiş yargıçlarınız, silah arkadaşları bin bir iftirayla tutuklanırken size topuk selamı veren generalleriniz;

Ne öfke ve kin kusan diliniz, korku filmine dönen çehreniz, yalakalarınız, dalkavuklarınız, jurnalcileriniz, gaz bombalarınız, özel yetkili mahkemeleriniz, 'akilleriniz'...

Allah'ı kandırmak, güya günahlarınızın kefaletini ödeyip sıyırmak amacıyla, halkın parasıyla inşa ettirmeye giriştiğiniz cami-mabed'leriniz..

Hiç birisi kurtaramayacak demektir...

Devamı...

Perdenin arkasında hava kötü

Sürece Diyarbakır'dan bakınca...


Örgütün gizli ajandasını anlamamız
için son iki gün içinde yerinde teyit ettiğim üç noktayı kayda geçeyim:

1- Örgüte katılım artıyor.Yeni yapıda rol almak için dağa çıkanlar artıyor. Burada örgütün şöyle bir taktiği var. Çekilme adı altında gidenlerin ciddi bir kısmı bu yeni katılımlar. Bir yandan da tecrübeliler içeride bekletiliyor. Hem bölgedeki koordinasyonu yapıyorlar hem de olası bir yol kazası sonrası çatışmaya hazır bekliyorlar. Plana göre ekime kadar tecrübeliler çıkmayacak. Sonra da kar kış bahanesiyle kalmaya çalışacaklar.

2- PKK ağır silahlarını ve bombaları belli bölgelerde depoladı.
Etraflarını da bubi tuzakları ve mayınlarla çevirdi. Dolayısıyla ihtiyaç halinde lojistik sorunu yaşamayacak. Asker bir şekilde buralara girmek isterse de ağır zayiat verecek.

3- Örgüt bu süreci legalleşme dönemi olarak gördüğü için önceki gün yeni bir kampanyanın startını verdi. Bundan sonra herkes evine ve işyerine Öcalan posterleri asacak.

4- Örgüt uyuşturucu ekimine hız vermiş. Diyarbakır kırsalı esrar tarlalarıyla dolu. Diyarbakır neredeyse suç ihraç ediyor. 'Nasıl olsa çözüm sürecindeyiz operasyon olmaz' diye köylüleri de baskı altına almışlar.

Başka örnekler de vermek mümkün. Yani örgüt bir yandan çözüm/barış diyor ama öbür taraftan başka bir ajandanın yol haritasını uyguluyor.