Üzerinden bir yüzyıl geçmiş, daha hâlâ "Osmanlı neden çöktü?.." diye soruyor ve orada burada sorumluluğu üzerine yıkabileceğimiz bir şahıs arayıp duruyoruz! Bırakın bir devleti, bir imparatorluğu, sıradan bir işletmeyi bile batıran, o işletmenin "hırsız-yöneticileri ve personeli"dir. Bu ayrıntının farkında olmayanların "kurtuluşu" sistemde değil kişilerde aramaları ise bir başka acayipliktir.
Aşağıda, Osmanlı toprakları üzerinde bir İsrail devleti kurmak için çabalayan Teodor Herz'in bu yolda yaptığı çalışmalarını kaleme aldığı hatıratından Doğan Avcıoğlu'nun alıntılayarak, kendi yorumu ile beraber değerlendirdiği çarpıcı satırlar:
"Herzl, tehdit, rüşvet ve sermaye getirme silahlarını kullanır.
İmparatorluğun mali işlerini yöneten Osmanlı Bankası'nı toptan satın almak ve bu yoldan Sultan Hamit üzerinde baskı yapmak tehdidini, inandırıcı biçimde sahneye koyar.
Osmanlı Bankası idarecilerine verilecek 50 milyonluk bir garanti ile, Türkiye'ye akan musluklar kesilecektir. Tehdit etkili olur.
Bunun yanı sıra. Herzl, Abdülhamit'in yakınlarını rüşvetle elde etmeye koyulur. Hariciye Nezareti Katlb-i Nuri Bey'in hizmetleri sağ!anır. Nuri Bey yirmi bin frank ücreti az bulmuştur. Sultan'la konuşabilmek için herhangi bir banker, bana sizin verdiğinizin en az iki katını verir diyerek ücretini arttırmıştır.
(..)
Dr. Herzl, öte yandan, Müslümanlığı kabul eden Macar Yahudisi Prof. Vambery'nin hizmetini sağlamıştır. Abdülhamit'in baş dostu Vambery, Dr. Herzl'e Ingilizlerin casusluğunu yaptığını itiraf etmiş, siyonistler hesabına çalışmaya da rıza göstermiştir.
Vambery, Herzl'e Istanbul'da rüşvet verilecek kişilerin bir listesini sunmuştur.
Herzl, hatıralarında, «Ben böyle hoyôsız bir çetenin buıunabileceğine asla ihtimal vermemiştim ... Bu anonim tufeyliler zümresini, ancak zehirli yılanlar sürüsüyle mukayese edebilirim ... Onu hâlâ gözümün önündeymiş gibi görebiliyorum; hırsızlıktan çökmekte olan bir imparatorluğun Sultan'ı..»(*)
ŞİMDİ SORMAK GEREK:
O GÜNDEN BUGÜNE NE DEĞİŞTİ?!..
***
(*)Doğan Avcıoğlu Türkiyenin Düzeni, I. Cilt, s.216)
0 yorum:
Yorum Gönder