10 Haziran 2019 Pazartesi
"Milliyetçi-Muhafazakârlığın" Ahlâkla İmtihanı
Her fırsat düştüğünde tekrar etmekten bıkmadığım sözdür;
Bu ülkede "partili olmak", ilke ve prensipler doğrultusunda çalışmak değil, lidere koşulsuz şartsız biat ederek "parsadan pay kapmak" olarak anlaşıldığı ve liyâkata göre görev tevdiî yerine, "makama talip olma" adapsızlığına rağbet edildiği için, bugüne kadar herhangi bir partinin taraftarı olmadım ve kendime böyle bir çatı altında yer aramadım. Fakat bu durumu, haklı olanın yanında durmaktan kaçınmayı gerektirecek kadar da ileri taşımadım.
Sadede gelecek olursak; adı etnik terörle anılan bir çetenin uzantısı olduğu bizzat kendi idarecilerince dahi muhtelif zeminlerde, defalarca ikrar edildiği halde, yıllardır bir "siyasi parti" olarak devletin her türlü yardımından yararlanmaya devam eden bir "parti"nin, danışıklı ve kanlı bir "siyaset"in belirleyici bir ögesi olmaya devam etmesinin mevcut siyasi sistemin elemanları tarafından da ısrarla istendiği anlaşılıyor, hatta bulunduğu noktada tavizsiz bir şekilde "fonksiyonunu icra etsin diye" sistemin diğer elemanlarından açıkça destek görüyor!
Böylesine gayrı siyasî ve gayrı ahlakî bir tutumun, bu ülkenin evlatlarının canına karşılık geldiğini görmezden gelerek, bu "danışıklı dövüşte" insanlarımızı "şehitlik ile avutmak" artık utanmazlık derecesini de geçmiş bulunmaktadır. Bu "derecenin" bir üst "mertebesinin" adını ben burada telaffuz etmeyeceğim!
Bugünkü bir paylaşımımda da belirtmeye çalıştığım üzere, "sağ seçmen" olarak tabir edilen ve ülkede çoğunluğu teşkil eden bir seçmen kitlesini "avlamaya" yönelik bu "gayrı ahlakî" yaklaşım, maalesef ki daha hâlâ bilhassa bu kesimin okumuş-yazmışlarınca tasvip görmekte ve bu tutumları onları her türlü kötülüğün ve şerrin kaynağı olarak "CEHAPE"yi görmek ve göstermek basitliğine düşürdüğü gibi, şahsiyetli bir tavırla haksızlıklara karşı şerefli bir çıkış yapacak hamlelerden de kendilerini mahrum bırakmaktadır.
Sözün kısası; asıl meselenin, CHP'nin şöyle ya da böyle olması olmadığını bilmediklerini asla düşünmüyorum..! Asıl mesele, kendilerinin CHP'den önce, ardına sığındıkları dinle, diyanetle, milliyetçilikle, muhafazakârlıkla yüzleşememeleridir!
Çocuk, bebek tasallutundan, milletin en mahrem varlıklarına kadar utanmazca el uzatmaya kadar, her haltı yiyenlere edecek tek laf bulamayanların, "PKK/CHP TEHLİKESİ" gibi bir "siyasi argüman" oluşturmaları ve bundan medet ummaları, ülke için de milli birlik ve beraberlik için de, beka için de, en büyük tehdit, en büyük tehlike ve hatta en büyük ahlaksızlıktır! ..
Yazmak vicdan borcumdu, eksiği gediği varsa dostlar tamamlasın.
A. H. Sezgin
8 Haziran 2019 / Osmaniye.
Sadede gelecek olursak; adı etnik terörle anılan bir çetenin uzantısı olduğu bizzat kendi idarecilerince dahi muhtelif zeminlerde, defalarca ikrar edildiği halde, yıllardır bir "siyasi parti" olarak devletin her türlü yardımından yararlanmaya devam eden bir "parti"nin, danışıklı ve kanlı bir "siyaset"in belirleyici bir ögesi olmaya devam etmesinin mevcut siyasi sistemin elemanları tarafından da ısrarla istendiği anlaşılıyor, hatta bulunduğu noktada tavizsiz bir şekilde "fonksiyonunu icra etsin diye" sistemin diğer elemanlarından açıkça destek görüyor!
Böylesine gayrı siyasî ve gayrı ahlakî bir tutumun, bu ülkenin evlatlarının canına karşılık geldiğini görmezden gelerek, bu "danışıklı dövüşte" insanlarımızı "şehitlik ile avutmak" artık utanmazlık derecesini de geçmiş bulunmaktadır. Bu "derecenin" bir üst "mertebesinin" adını ben burada telaffuz etmeyeceğim!
Bugünkü bir paylaşımımda da belirtmeye çalıştığım üzere, "sağ seçmen" olarak tabir edilen ve ülkede çoğunluğu teşkil eden bir seçmen kitlesini "avlamaya" yönelik bu "gayrı ahlakî" yaklaşım, maalesef ki daha hâlâ bilhassa bu kesimin okumuş-yazmışlarınca tasvip görmekte ve bu tutumları onları her türlü kötülüğün ve şerrin kaynağı olarak "CEHAPE"yi görmek ve göstermek basitliğine düşürdüğü gibi, şahsiyetli bir tavırla haksızlıklara karşı şerefli bir çıkış yapacak hamlelerden de kendilerini mahrum bırakmaktadır.
Sözün kısası; asıl meselenin, CHP'nin şöyle ya da böyle olması olmadığını bilmediklerini asla düşünmüyorum..! Asıl mesele, kendilerinin CHP'den önce, ardına sığındıkları dinle, diyanetle, milliyetçilikle, muhafazakârlıkla yüzleşememeleridir!
Çocuk, bebek tasallutundan, milletin en mahrem varlıklarına kadar utanmazca el uzatmaya kadar, her haltı yiyenlere edecek tek laf bulamayanların, "PKK/CHP TEHLİKESİ" gibi bir "siyasi argüman" oluşturmaları ve bundan medet ummaları, ülke için de milli birlik ve beraberlik için de, beka için de, en büyük tehdit, en büyük tehlike ve hatta en büyük ahlaksızlıktır! ..
Yazmak vicdan borcumdu, eksiği gediği varsa dostlar tamamlasın.
A. H. Sezgin
8 Haziran 2019 / Osmaniye.
Gönderen A. Hüsnü Sezgin zaman: Pazartesi, Haziran 10, 2019
Etiketler: Emperyalist bir argüman olarak "Kürtçülük", Siyasal İslamcılık, Türkiye'de Siyaset ve Siyasi Kültürümüz
Posts Relacionados
0 yorum:
Yorum Gönder