2 Haziran 2019 Pazar
Hangisi: Kardeş mi, arkadaş mı?
Her fırsat düştüğünde tekrar etmekten bıkmadığım sözdür; "Tarih okumalarında hatırat ve biyografilerin müstesna bir yeri vardır". Bugün bunun bir örneği ile daha karşınızdayım.
Osmanlının son döneminde dünyaya gelip, cumhuriyetin ilk döneminde hayata gözlerini yuman bir nesle ait iki kişi; biri şair, yazar, yayıncı Yusuf Ziya Ortaç, diğeri de onun çağdaşı Halit Ziya Uşaklıgil...
Yusuf Ziya'nın 1963 yılında yayınlanmış, "Bir varmış, bir yokmuş: Portreler" adı altında derlediği anılar sayesinde okuma şansı bulduğum hikayelerden birini buraya alarak, sizlerle paylaşmak isterim. Zira beklenmedik bir anda ve umulmadık bir anda ağızdan öyle sözler çıkar ki, duyduğunuzda, bunun nesilden nesile aktarıla aktarıla adeta genetik bir halmış kimi endişe ve kaygıların bir tezahürü olduğuna istemeden şahitlik etmiş olursunuz. Bu anlatılanlar da böyle bir şey işte...
Buyrun:
***
Halit Ziya (Uşaklıgil) Bey, Sultan Reşat tahta çıkınca onun başkatibi olmuştu. O zaman Ser katib-i hazret-i padişahiyi kendisine pek yakışan, pek şık, pek alafranga bir sakalla gördük.
Bir gün, Baş Mabeyinci Hurşit Bey ile beraber huzurda iken, Sultan Reşat:
- "Sizin birbirinizi çok sevdiğinizi, iyi geçindiğinizi görüyor, memnun oluyorum"
demiş.
Halit Ziya Bey:
- "Evet efendimiz, kardeş gibiyizdir ..."
Deyince, tarih boyunca kardeş kavgalarından yılgın padişah, telaşla düzeltmiş:
- "Yook, kardeş gibi değil, arkadaş gibisiniz!"
...
Osmanlının son döneminde dünyaya gelip, cumhuriyetin ilk döneminde hayata gözlerini yuman bir nesle ait iki kişi; biri şair, yazar, yayıncı Yusuf Ziya Ortaç, diğeri de onun çağdaşı Halit Ziya Uşaklıgil...
Yusuf Ziya'nın 1963 yılında yayınlanmış, "Bir varmış, bir yokmuş: Portreler" adı altında derlediği anılar sayesinde okuma şansı bulduğum hikayelerden birini buraya alarak, sizlerle paylaşmak isterim. Zira beklenmedik bir anda ve umulmadık bir anda ağızdan öyle sözler çıkar ki, duyduğunuzda, bunun nesilden nesile aktarıla aktarıla adeta genetik bir halmış kimi endişe ve kaygıların bir tezahürü olduğuna istemeden şahitlik etmiş olursunuz. Bu anlatılanlar da böyle bir şey işte...
Buyrun:
***
Halit Ziya (Uşaklıgil) Bey, Sultan Reşat tahta çıkınca onun başkatibi olmuştu. O zaman Ser katib-i hazret-i padişahiyi kendisine pek yakışan, pek şık, pek alafranga bir sakalla gördük.
Bir gün, Baş Mabeyinci Hurşit Bey ile beraber huzurda iken, Sultan Reşat:
- "Sizin birbirinizi çok sevdiğinizi, iyi geçindiğinizi görüyor, memnun oluyorum"
demiş.
Halit Ziya Bey:
- "Evet efendimiz, kardeş gibiyizdir ..."
Deyince, tarih boyunca kardeş kavgalarından yılgın padişah, telaşla düzeltmiş:
- "Yook, kardeş gibi değil, arkadaş gibisiniz!"
...
Gönderen A. Hüsnü Sezgin zaman: Pazar, Haziran 02, 2019
Etiketler: Tarihten hatırlatmalar
Posts Relacionados
0 yorum:
Yorum Gönder