16 Nisan 2010 Cuma

Başüstüne “Liboş” komutanım!..

Sözüm, bugün gözü kapalı kendini "hizmet"e adayanlara değil, bunlara gözü kapalı destek verenleredir:

Hey gidi benim kendini uyanık belleyen, şahsî çıkarını cemaat toplantılarında görünmekte, onların gazetelerine abone olmakta bulan, "o taraf"ta görünmenin kendisine ciddi menfaatlar sağlayacağını düşünen benim "müslüman" kardeşim!

Yazıhanendeki, iş yerindeki sehpanın üzerine koyup gelene gidene mesaj vermek için abone olarak destek verdiğin o gazeteyi bir gün merak merak edip de açıp içine baktın mı hiç?

Bakmadın elbette! Bakmazsın da!

Zira senin için mühim olan daha bir para yığmak, daha çok mal biriktirmek!

Kaz gelecek yerden tavuk esirgemiyorsun hesapta ama o "kaz gelsin" diye ümit ettiğin yerden esirgemediğin şeyin "tavuk" değil "vatan"ın olduğunu ne zaman anlayacaksın?

Ne de olsa onlar müslüman değil mi?

Ne de olsa onlar okul yaptırıp "dinli" "diyanetli" çocuklar yetiştiriyorlar değil mi?

Böylelikle hem nice "sevaplara" gark olmuş oluyorsun, hem de "dünyalığını" devşirmiş oluyorsun, değil mi?

Ne o, Allahû Tealâ rızık verme işini "özelleştirdi" de bizim mi haberimiz olmadı yoksa?

Alın, bir "nefret"in sizleri bir araya getirdiği liberal kardeşlerinizden birinin, o "para vererek" abone olduğunuz malûm gazetede yazdığı makaleden bir parça!

Okuyun, okuyun da hangi "hizmet"e destek verdiğinizi anlayın!

Tabii, biraz olsun "dünyalık" derdinden ruhunuzu ve bedeninizi sıyırmayı becerebiliyorsanız!...

Başüstüne “Liboş” komutanım!..

Liberallerle, 2. Cumhuriyetçilerin Türk ve Türklüğe ait değerlere savaşı sınır tanımaz ölçülere vardı.

Şimdi de, Milli Mücadelenin öncü şehirlerine verilen unvanlar birilerini rahatsız etmeye başladı.

PKK/BDP belediyelerin, ilçe, belde ve sokak isimlerini bir bir değiştirmeye başlamasının ardından liberal ve 2. Cumhuriyetçilerin öncü isimlerinden, Zaman Gazetesi Yazarı Şahin Alpay ilginç bir “rahatsızlığını” dışa vurdu.

Başbakan Erdoğan’ın siparişi üzerine sivil anayasayı hazırlayan Prof. Ergun Özbudun ve Prof. Sevil Yazıcı’yla birlikte “Nasıl bir anayasa istiyoruz?” konulu panele katılmak üzere geçen hafta sonu “Urfa”ya giden Şahin Alpay, dönüşte şu kararı aldığını açıkladı:

“Bundan böyle ne Antep'e ‘Gazi’, ne Maraş’a ‘Kahraman’ ne de Urfa'ya ‘Şanlı’ diyeceğim... Artık militarizmi geride bırakan yeni bir Türkiye’ye geçiyoruz.”


Müyesser YILDIZ / avazturk.com / 16 Nisan 2010

0 yorum:

Yorum Gönder

 

"Allahsız Oğlu Allahsız"

Firavunların Laneti ile Damgalandı: "Allahsız Oğlu Allahsız" - Açık İstihbarat

Sizi artık ne gücünüz, ne malınız mülkünüz, ne gizli hesaplardaki paranız, gizli ortaklıklarınız, sansürünüz, RTÜK'ünüz, her yıl yenisini yaptırmakla övündüğünüz hapishaneleriniz, eteğinizi öpen basınınız, biat etmiş yargıçlarınız, silah arkadaşları bin bir iftirayla tutuklanırken size topuk selamı veren generalleriniz;

Ne öfke ve kin kusan diliniz, korku filmine dönen çehreniz, yalakalarınız, dalkavuklarınız, jurnalcileriniz, gaz bombalarınız, özel yetkili mahkemeleriniz, 'akilleriniz'...

Allah'ı kandırmak, güya günahlarınızın kefaletini ödeyip sıyırmak amacıyla, halkın parasıyla inşa ettirmeye giriştiğiniz cami-mabed'leriniz..

Hiç birisi kurtaramayacak demektir...

Devamı...

Perdenin arkasında hava kötü

Sürece Diyarbakır'dan bakınca...


Örgütün gizli ajandasını anlamamız
için son iki gün içinde yerinde teyit ettiğim üç noktayı kayda geçeyim:

1- Örgüte katılım artıyor.Yeni yapıda rol almak için dağa çıkanlar artıyor. Burada örgütün şöyle bir taktiği var. Çekilme adı altında gidenlerin ciddi bir kısmı bu yeni katılımlar. Bir yandan da tecrübeliler içeride bekletiliyor. Hem bölgedeki koordinasyonu yapıyorlar hem de olası bir yol kazası sonrası çatışmaya hazır bekliyorlar. Plana göre ekime kadar tecrübeliler çıkmayacak. Sonra da kar kış bahanesiyle kalmaya çalışacaklar.

2- PKK ağır silahlarını ve bombaları belli bölgelerde depoladı.
Etraflarını da bubi tuzakları ve mayınlarla çevirdi. Dolayısıyla ihtiyaç halinde lojistik sorunu yaşamayacak. Asker bir şekilde buralara girmek isterse de ağır zayiat verecek.

3- Örgüt bu süreci legalleşme dönemi olarak gördüğü için önceki gün yeni bir kampanyanın startını verdi. Bundan sonra herkes evine ve işyerine Öcalan posterleri asacak.

4- Örgüt uyuşturucu ekimine hız vermiş. Diyarbakır kırsalı esrar tarlalarıyla dolu. Diyarbakır neredeyse suç ihraç ediyor. 'Nasıl olsa çözüm sürecindeyiz operasyon olmaz' diye köylüleri de baskı altına almışlar.

Başka örnekler de vermek mümkün. Yani örgüt bir yandan çözüm/barış diyor ama öbür taraftan başka bir ajandanın yol haritasını uyguluyor.