.
Kavramlar önemlidir, hele bir propaganda ustası için daha da önemlidir. Hedeflenen eylemlere ilk olarak "kavramlar" üzerinde "oynamalar" yapılarak başlanır. Yoğun ve bulanık bir şekilde zihinlere zerk edile edile insanları sersemleten, en güvendiği dayanaklarına bile artık şüphe ile baktıran ve muhatabını "hedef eyleme" müsait bir şekle sokmakta en etkili olan, işte bu "genetiği değiştirilmiş kavramlar"dır.
Gelelim "Ergenekon meselesi"ne...
Her ne kadar "medar-ı maişet motoru"nu bin bir güçlükle çevirmeye çalışmaktan başka bir şey düşünemez hale "getirilmiş" milyonlarca T.C. vatandaşından biri olsam da, "her şeye" rağmen "vatanımla" ilgili olan ne varsa "duyarlı" olmaktan kendimi alamıyorum ve "düz bir vatandaş" gözü ile soruyorum:
- "Darbe yapmak" ne demektir? Hangi eylem "darbe yapmak" olarak tanımlanır?
- "Darbe yapmak" sadece TSK'ya mahsus bir "eylem" çeşidi midir?
- Bir gün, bir başka devlet veya devletler, kendi çıkarları için bu ülkenin artık "başkalaşması gerektiği"ni düşünürse ve bu "başkalaştırma" işi için kendisine "içerden" uygun bir "partner"(!) ayarlayarak bir "başkalaştırma operasyonu" "başlatırsa", bunun adı ne olmalıdır?
- Böyle bir "başkalaştırma"ya karşı nasıl bir tedbir alınacağı ve tedbir almakla "yükümlü" kılınanların kimler olduğu Anayasa'mızda zikredilmiş midir? Zikredilmiş ise bu "önlemenin" adı nedir?
- Türkiye Cumhuriyeti'ni kuran "kurucu irade", "Gençliğe Hitabe"sinde "dahili ve harici bedhahlar"dan niçin bahsetme gereği duymuştur? Demokratik(!) seçimler "bedhah"ları otomatikman "nötralize" eden bir sistem olma özelliğini mi haizdir?
- "Demokrasi" ne demektir? Demokrasi: "Halkın kendi iradesi ile kendi geleceğini belirlemesi" demek ise, emperyal sermaye; "emeksiz yemek" yiyenlerin yükünü "emek verip de yemek yiyemeyenlerin" boynuna ustaca bindirip, bu sayede "irade"yi alınır-satılır bir "meta" haline getirmişse ve bununla da yetinmeyip, "on line" seçim sistemi ile sonucunu "garantiye bağladığı" bir "seçim"le; ülkenin bir bölümünde yaşayan halkını, arkasına terör örgütünü almış bir siyasi(!) partinin tehdit ve şantajlarına teslim eden ve kendi ülkesinin topraklarına "gidebilmekle" övünebilen nurtopu gibi bir iktidar(!)ın doğumuna ebelik etmişse, bu yavruya "ad" bulabileceğiniz bir demokratik literatür var mı?
- Demokrasilerde, bir meclis hem yasama, hem de yürütme yetkisini haiz olabilir mi?
- "Seçilmiş dokunulmazlar", "atanmış sorumlulara" dilediklerince hükmedebilirler mi? Ya da; seçilmiş hükümetler; "devlet"e yani "devletin memurları"na ait yetkileri dilediği gibi gasp etme yetkisine sahip olabilirler mi?
- Böyle bir sistemde; bu ülkede "en kârlı yatırım"ın hükümetlere olan yatırım olacağını söylersek yanılmış olur muyuz?
- Bütün bu oldu bittilere karşı "neler oluyor?" demenin adı "darbecilik" mi olur?
- Son olarak: ERGENEKON soruşturmasında gözaltına alınıp 11 ay tutuklu kaldıktan sonra tahliye edilen Noel Baba Barış Konseyi Yönetim Kurulu Başkanı Muammer Karabulut; "Türkiye'ye atılan Ergenekon yalanının, Irak'ta bulunamayan kitle imha silahları ile hiçbir farkı yok. Fakat, anlayacaksınız ki amaç aynı!" diyor!
Siz ne dersiniz?
...
0 yorum:
Yorum Gönder