.
Geleceğiniz ve güvenliğinizle ilgili bir ulusal siyasetten yoksun olmanın doğal sonucu budur!
"Yurtta sulh, cihanda sulh" bu demek değildir!
Barış, refah ve özgürlük istiyorsanız, bunu sağlayacak gücünüz ve kararlılığınız olmalıdır! Birilerinin gücünden çekinerek, kendinizi onunla iyi geçinmek zorunda hissederek, GÜÇ'ün ortak kabul etmez olduğunu dahi bilmezden gelip, kendi kendinizi birilerinin stratejik ortağı olduğunuz fikri ile avutarak, onun ağzına bakarak, her dediğine evet diyerek, ne bağımsız kalabilir, ne de müreffeh bir ülke olabilirsiniz!
Gücünüzün farkında olacaksınız, geçmişinizi bileceksiniz ve milletinize dayanıp onunla bir bütün olacaksınız ki, diğerleri sizin hakkınızda hesap yaparken bin kere düşünmek zorunda kalsınlar.
En sade bir mantık dili ile konuşmak gerekirse, bugünkü halimiz geçmişte yapıp ettiklerimizin bir neticesidir. Yarın yaşayacaklarımızı da bugün yapıp ettiklerimiz belirleyecektir.
Bugün caddelere sokaklara sığmayan bir gençliğin bu milletin bekası için büyük bir teminat olduğunu anlamak ve bundan şevk alarak ileriye doğru yeni ve coşkulu hamleler yapmak arzusu, elbette ki "DEVLET ADAMLIĞI" vasfına sahip olabilenlerin duyabileceği bir histir!
Bağımsız bir Cumhuriyet'e sahip olmak gibi bir nimeti ve bu millete büyük bedeller karşılığında böyle nimeti kazandıranlara bir teşekkürü dahi bir türlü nefislerine kabul ettiremeyenler, bu gencecik fidanlar emperyal zulmün önünde (maazallah) baş eğmek zorunda kalırlarsa, Hakk-ı İlahî huzurundan önce acaba bunun hesabını kendi vicdanlarında nasıl verebilecekler?!
"Büyük adam" diye ortaya çıkanların durumu ortada! Öyleyse, biz yine o feraseti gençlerimizin kendilerinden bekleyeceğiz. Zira onlar bu milletin kurumamış damarlarıdır ve o damarlarda da çok şükür ki halen "asil kanlar" mevcuttur.
...
0 yorum:
Yorum Gönder