6 Eylül 2010 Pazartesi

'ORYANTALİZM' ve BATI'NIN İDEOLOJİK HAKİMİYETİ

"BATI"nın ve "MEDENİYETİ"nin ne olup, ne olmadığını anlamamıza katkı sağlayacak önemli bir makaleyi daha dikkatlerimize sunuyorum.


KAPİTALİZM:


Gerçek, kartezyen bilgiye dayanmakla birlikte göstermekle yetinmez; talepkardır. Soru sorar.


'ORYANTALİZM' ve BATI'NIN İDEOLOJİK HAKİMİYETİ : HALAYIKLAR,KAPIKULLARI..
Batı, her zaman 'öteki' hakkında berbat bir imgeler/semboller dizini ve hiyerarşik bir yapı üretmiştir: Karakafalı, barbar, vahşi, geri, uyuşuk, fanatik, hırsız, maço, saldırgan vs. Önce küçümseme ve hor görme, ardından koruyucu 'papaz' tavrı gelir. Bu tavırla gelen mesajın virüsü/truva atı, bulaşıcısı her zaman köleleştirme, ardından kendinden nefret ve kimliklerin inkarıdır. Bu sömürü ilişkisinin ayrı bir jargonu/dili vardır. İçlerinden bir kısmı daha yakındır kamçılı kolonyaliste; çiftliğin kâhyası mertebesine yükseltilir. Bunlar kapıkullarıdır. Diğer 'ötekilere' karşı 'elçi' görevini yaparlar. Misyonerler ve devşirmeler alınlarındaki secde izinden tanınırlar. Bugün de hemen hemen aynı format ve konsept hakimdir Doğu Batı ilişkilerine.


Kolonyalist Batı'nın şifreleri üzerinde çalışma yapan Edward Said, “tarihin insanlar tarafından icat edildiği”(1) fikrine katıldığını söyleyerek, bu fikrin coğrafyaya da uygulanması
gerektiğine dikkat çeker. Buna göre, tıpkı tarih gibi, coğrafi ve kültürel varlıklar da insan eseridir. Aslına bakılırsa Doğu ve Batı, basit bir şekilde güneşin yükselmesi (orient) ve batması (occidens) için kullanılan Latince kelimelerden türetilmiştir. Bu açıdan bakıldığında Doğu ve Batı, gözlemcinin bulunduğu yere bağlı olarak tamamıyla göreceli bir topografiyi ifade eder."Oryantalizm gibi özgül bir kolonyal söylemin ayırt edici özelliğinin bu Batılaştırma/Doğulaştırma işleminde yattığını söyleyebiliriz. Bu, üyelerin Batılı özne olarak tesis edildiği süreçtir.'Batılaştırma' olarak adlandırdığım bu kuruluş biçimi,bireylerin kendilerini batılı olarak tahayyül ettiği özgün tarihsel bir fantazinin tesis edilmesi ile gerçekleşir"(2)

Yüzyıllardır Avrupa toplumunda kartezyen aklın oluşturduğu alegori/simgelemelerin içinde Doğu/Doğulu tanımlaması, önyargılarla birlikte 'farklı' olana işaret eder. 'Oryantalizm' metodolojik olarak ilmek ilmek inşa edilir; "Uygar!" özne tarafından yapılan işlem,'aynı' olanlar karşısında yer alan 'farklı' olanın konumu / konuşlandırılmasıdır. Bu 'farklılık' dostlukla, empati veya hak vermeyle aşılacak bir konum değildir; çünkü statüdür. Kazanılmış/kotarılmış/birktirilmiş 'değer' ifade etmektedir.

İki ten/sınıf/servet/insan arasında ortaya çıkan kültürel 'artık değer', kolonyalistin varlığının, 'istilacı' tarafından 'hak' edilmiş kazancı, meşruiyet sembolüdür.


Bundan dolayı da 'farklı' olan çıkarsal anlamda düşmandır.
Özneyi hükümran kılan Batılı yani diğer taraftaki 'farklı', kendi ideolojisini 'Ortak Avrupa Kültürü' hasisliğine hapsederken, süreci diyalektik olarak da baskılayarak geçmişten geleceğe kontrol etmek ister.

Avrupa Uygarlığı'nın ırksal bağlamı, sömürgeciliğin coğrafi olarak üniter ve Hıristiyan yapısı ve sınırlarıyla muhkem ve muktedir kılınır.

Ezen ve ezilenin, Katolik/Müslümanın, zengin/yoksulun, sarışın/esmerin, Batılı/Doğulu'nun ve uzayan bu listenin aşılması empati ve demokrasi ile mümkün değildir.

Çünkü biri varlığını, diğerinin öyle/'öteki' kalmasına borçludur.

Sömürgeci istila ile oryantalist imgeler arasında etken/edilgene tekabül eden ortak bir sözlük kullanılır. Sömürgecinin çıkarlarıyla, Batılaşma zihniyeti, ithal kahramanların önderlik ettiği 'aydınlanma' fikriyatı arasında önemli birliktelikler kurulmuştur. Çünkü 'Doğu', aydınları dahil tüm kavram ve kurumlarıyla 'Batı' üstünden tanımlanmaktadır.

Sartre'ın belirttiği gibi Batı, kendisini uygarlığın yegane mümessili olmasını, Doğu'nun barbar olmasıyla ilintilendirir.


Peki bu Türk aydını için kabul edilir/sindirilebilir bir tanımlama mıdır?


* * *


(1)Edward W. Said’in Oryantalizm,
(2)Meyda Yeğenoğlu/ Sömürgeci Fantaziler-Metis S/12


http://www.odatv.com/n.php?n=bedri-baykam-bu-oyuna-dur-demistir--0604101200
Coğrafi olarak 'Aynı' olana verilen doksolojik/yüceltici 'değer', Avrupa'lının sömürüsünü/işgalini/egemen kültürüne/ırkına itibar iadesi, aidiyetine verilmiş ayrıcalıklı kimliğin hak ve zenginliklerin beratıdır.

0 yorum:

Yorum Gönder

 

"Allahsız Oğlu Allahsız"

Firavunların Laneti ile Damgalandı: "Allahsız Oğlu Allahsız" - Açık İstihbarat

Sizi artık ne gücünüz, ne malınız mülkünüz, ne gizli hesaplardaki paranız, gizli ortaklıklarınız, sansürünüz, RTÜK'ünüz, her yıl yenisini yaptırmakla övündüğünüz hapishaneleriniz, eteğinizi öpen basınınız, biat etmiş yargıçlarınız, silah arkadaşları bin bir iftirayla tutuklanırken size topuk selamı veren generalleriniz;

Ne öfke ve kin kusan diliniz, korku filmine dönen çehreniz, yalakalarınız, dalkavuklarınız, jurnalcileriniz, gaz bombalarınız, özel yetkili mahkemeleriniz, 'akilleriniz'...

Allah'ı kandırmak, güya günahlarınızın kefaletini ödeyip sıyırmak amacıyla, halkın parasıyla inşa ettirmeye giriştiğiniz cami-mabed'leriniz..

Hiç birisi kurtaramayacak demektir...

Devamı...

Perdenin arkasında hava kötü

Sürece Diyarbakır'dan bakınca...


Örgütün gizli ajandasını anlamamız
için son iki gün içinde yerinde teyit ettiğim üç noktayı kayda geçeyim:

1- Örgüte katılım artıyor.Yeni yapıda rol almak için dağa çıkanlar artıyor. Burada örgütün şöyle bir taktiği var. Çekilme adı altında gidenlerin ciddi bir kısmı bu yeni katılımlar. Bir yandan da tecrübeliler içeride bekletiliyor. Hem bölgedeki koordinasyonu yapıyorlar hem de olası bir yol kazası sonrası çatışmaya hazır bekliyorlar. Plana göre ekime kadar tecrübeliler çıkmayacak. Sonra da kar kış bahanesiyle kalmaya çalışacaklar.

2- PKK ağır silahlarını ve bombaları belli bölgelerde depoladı.
Etraflarını da bubi tuzakları ve mayınlarla çevirdi. Dolayısıyla ihtiyaç halinde lojistik sorunu yaşamayacak. Asker bir şekilde buralara girmek isterse de ağır zayiat verecek.

3- Örgüt bu süreci legalleşme dönemi olarak gördüğü için önceki gün yeni bir kampanyanın startını verdi. Bundan sonra herkes evine ve işyerine Öcalan posterleri asacak.

4- Örgüt uyuşturucu ekimine hız vermiş. Diyarbakır kırsalı esrar tarlalarıyla dolu. Diyarbakır neredeyse suç ihraç ediyor. 'Nasıl olsa çözüm sürecindeyiz operasyon olmaz' diye köylüleri de baskı altına almışlar.

Başka örnekler de vermek mümkün. Yani örgüt bir yandan çözüm/barış diyor ama öbür taraftan başka bir ajandanın yol haritasını uyguluyor.