1 Haziran 2020 Pazartesi

ABD fena karıştı!..



ABD, zaman zaman "dünyada eşi benzeri olmayan bir ülke" anılsa da ve aslında bu tanımlama, onun bir "özgürlükler ülkesi" olduğuna dair "gizli bir atıf" içerse de, bu tanımlama bence sadece onun "coğrafi özellikleri bakımından" geçerli sayılabilir. Zira, meselenin iç yüzünü bilenler için (veya sadece W.A.S.P'ın, yani Beyaz, Anglo-Sakson, Protestan tanımlamasını bilenler için bile...) durum hiç de dışarıdan göründüğü gibi değildir. 

Bu dediklerimizle ne kastettiğimizi, ABD'de neler olduğunu bilmek ve anlamak için, onun kuruluş günlerine gitmek ve onun "founding fathers", yani "kurucu babalar"ının "zihinsel mekanizmaları"nın nasıl çalıştığını iyi özümsemek gerekir. Irk ayrımcılığı, kadını ikinci sınıf insan görme, keskin bir "zengin-fakir" ayrımı vb. gibi ögeleri-deyim yerinde ise-"dibine kadar kullanan" bir zihniyetin, diğerlerini sömürmek üzere kurduğu bu hakimiyeti ilâ-nihaye götüremeyeceği  açıktır! 

Bütün bunlar konusunda bilmeyenlere, ne demek istediğimiz ile ilgili küçük bir fikir verebilmek için, aşağıda ABD tarihinden küçük fakat ilginç bir kaç detay sunalım:

"1698 yılında Güney Carolina'da "Eksiklik Yasası" (Deficiency Law, ahs) kabul edildi. Buna göre büyük çiftlik sahipleri çalıştırdıkları her altı yetişkin zenciye karşılık hiç olmazsa bir beyaz hizmetkarı çalıştırmak zorunda tutuluyorlardı. 1682 yılında güneydeki sömürgelerden gelen bir mektupta "zencilerimize nezaret edecek, bir ayaklanma başlatsalar bastıracak beyaz adamımız yok . . ." diye yakınılıyordu.

1691 yılında Halk meclisine, "çeşitli tüccarlar, gemi komutanları, yabancı çiftliklerle iş yapan üreticiler ve pek çok kişi, bir dilekçe göndererek. . . büyük ekim alanlarının yeterli sayıda beyaz bulunmaksızın işlenemeyeceğini, zencilere itaat ettirecek ve toprağın işgali durumunda eline silah alıp koruyacak adamlara gereksinme duyduklarını" belirtmişlerdi.

İngiliz yönetimine 1721 yılında gönderilen bir raporda, Güney Carolina'da "zenci kölelerin son zamanlarda yeni bir isyan çıkardıkları ve bunda da neredeyse başarılı oldukları . . . bu nedenle gelecekte daha çok sayıda beyaz hizmetkar kullanmayı öngören yasaların çıkarılmasını desteklemenin gerekli olabileceği. . . bu bölgedeki milis güçlerinin 2000 kişinin üstünde olmadığı. . ." bildiriliyordu.

Bu korku, İngiltere'de parlamentonun 1717 yılından başlayarak Yeni Dünya'ya sürgün cezasını niçin yürürlüğe koyduğunu açıklayabilir. Bu tarihten sonra on binlerce suçlu Virginia'ya, Maryland'e ve diğer sömürgelere gönderilmeye başlandı. 


Aynı şekilde, bu korku , Virginia Meclisi'nin, Bacon İsyanı'ndan sonra beyaz hizmetkarlara af getirip siyahları bu aftan niçin muaf tuttuğunu da açıklayabilir. 

Zencilerin herhangi bir silah taşımaları yasaklanırken, hizmet sürelerini bitiren beyazlara mısır ve nakit yanında hemen birer tüfek veriliyordu. Bu şekilde siyah ve beyaz hizmetkarlar arasındaki statü farkı da giderek daha belirgin bir hal alıyordu."(*)

...

Kısacası, hiç bir şey sebepsiz değil ve her kabın bir basınç direnci var. Bundan sonraki olacakları hep beraber izleyeceğiz.

Daha fazlasını, aşağıda kaynak olarak verdiğim kitapta bulabilirsiniz. Türkçeye de çevrilmiştir.


***

(*) People's History of the United States: 1492-Present
(ABD Halklarının Tarihi)
Yazar: Howard Zinn


0 yorum:

Yorum Gönder

 

"Allahsız Oğlu Allahsız"

Firavunların Laneti ile Damgalandı: "Allahsız Oğlu Allahsız" - Açık İstihbarat

Sizi artık ne gücünüz, ne malınız mülkünüz, ne gizli hesaplardaki paranız, gizli ortaklıklarınız, sansürünüz, RTÜK'ünüz, her yıl yenisini yaptırmakla övündüğünüz hapishaneleriniz, eteğinizi öpen basınınız, biat etmiş yargıçlarınız, silah arkadaşları bin bir iftirayla tutuklanırken size topuk selamı veren generalleriniz;

Ne öfke ve kin kusan diliniz, korku filmine dönen çehreniz, yalakalarınız, dalkavuklarınız, jurnalcileriniz, gaz bombalarınız, özel yetkili mahkemeleriniz, 'akilleriniz'...

Allah'ı kandırmak, güya günahlarınızın kefaletini ödeyip sıyırmak amacıyla, halkın parasıyla inşa ettirmeye giriştiğiniz cami-mabed'leriniz..

Hiç birisi kurtaramayacak demektir...

Devamı...

Perdenin arkasında hava kötü

Sürece Diyarbakır'dan bakınca...


Örgütün gizli ajandasını anlamamız
için son iki gün içinde yerinde teyit ettiğim üç noktayı kayda geçeyim:

1- Örgüte katılım artıyor.Yeni yapıda rol almak için dağa çıkanlar artıyor. Burada örgütün şöyle bir taktiği var. Çekilme adı altında gidenlerin ciddi bir kısmı bu yeni katılımlar. Bir yandan da tecrübeliler içeride bekletiliyor. Hem bölgedeki koordinasyonu yapıyorlar hem de olası bir yol kazası sonrası çatışmaya hazır bekliyorlar. Plana göre ekime kadar tecrübeliler çıkmayacak. Sonra da kar kış bahanesiyle kalmaya çalışacaklar.

2- PKK ağır silahlarını ve bombaları belli bölgelerde depoladı.
Etraflarını da bubi tuzakları ve mayınlarla çevirdi. Dolayısıyla ihtiyaç halinde lojistik sorunu yaşamayacak. Asker bir şekilde buralara girmek isterse de ağır zayiat verecek.

3- Örgüt bu süreci legalleşme dönemi olarak gördüğü için önceki gün yeni bir kampanyanın startını verdi. Bundan sonra herkes evine ve işyerine Öcalan posterleri asacak.

4- Örgüt uyuşturucu ekimine hız vermiş. Diyarbakır kırsalı esrar tarlalarıyla dolu. Diyarbakır neredeyse suç ihraç ediyor. 'Nasıl olsa çözüm sürecindeyiz operasyon olmaz' diye köylüleri de baskı altına almışlar.

Başka örnekler de vermek mümkün. Yani örgüt bir yandan çözüm/barış diyor ama öbür taraftan başka bir ajandanın yol haritasını uyguluyor.