30 Temmuz 2010 Cuma

'Hamdolsun Ekonomisi'nde son durum

"Ekonomi"yi, adına AVM denen alışveriş merkezleri, lüks otomobiller, plazalar ve birbirinden cafcaflı "tüketim mekânları" ve "borsanın durumu" ile ölçenlere diyecek sözümüz yok, tek şartla ki; bir avuç tuzu kuruyu millet yerine koyarak ahkâm kesmeye kalkmasınlar.

Tarih 29 Temmuz 2010.

İşte bugün itibarı ile ekonomik vaziyetimizi özetleyen iki haberin Gazeteport haber sitesindeki anonsu:

Haber 1:

"Borsa yıl sonunda 66 bini görür"


 İş Yatırım'ın Türkiye ve dünyadaki gelişmeleri ve Türkiye ekonomisini ve piyasaların yılın ikinci yarısındaki görünümünü mercek altına alan 2010 Temmuz Streteji Raporu bugün yapılan basın toplantısı ile açıklandı.

Haber 2:

İşte Türkiye'nin 'gelir uçurumu' gerçeği


"Yıllık ortalama 19 bin 559 TL kazanan en üst gelir grubunda bulunan yüzde 20’lik grup toplam gelirin yüzde 46.7’sini alırken, yıllık ortalama 2 bin 426 TL kazanan en düşük gelir grubunda bulunan yüzde 20’lik grubun gelirden aldığı pay yüzde 5.8 düzeyinde kaldı. "


Bunu, ekonominin gösterdiği performansla izah edebilecek bir babayiğit var mı?

0 yorum:

Yorum Gönder

 

"Allahsız Oğlu Allahsız"

Firavunların Laneti ile Damgalandı: "Allahsız Oğlu Allahsız" - Açık İstihbarat

Sizi artık ne gücünüz, ne malınız mülkünüz, ne gizli hesaplardaki paranız, gizli ortaklıklarınız, sansürünüz, RTÜK'ünüz, her yıl yenisini yaptırmakla övündüğünüz hapishaneleriniz, eteğinizi öpen basınınız, biat etmiş yargıçlarınız, silah arkadaşları bin bir iftirayla tutuklanırken size topuk selamı veren generalleriniz;

Ne öfke ve kin kusan diliniz, korku filmine dönen çehreniz, yalakalarınız, dalkavuklarınız, jurnalcileriniz, gaz bombalarınız, özel yetkili mahkemeleriniz, 'akilleriniz'...

Allah'ı kandırmak, güya günahlarınızın kefaletini ödeyip sıyırmak amacıyla, halkın parasıyla inşa ettirmeye giriştiğiniz cami-mabed'leriniz..

Hiç birisi kurtaramayacak demektir...

Devamı...

Perdenin arkasında hava kötü

Sürece Diyarbakır'dan bakınca...


Örgütün gizli ajandasını anlamamız
için son iki gün içinde yerinde teyit ettiğim üç noktayı kayda geçeyim:

1- Örgüte katılım artıyor.Yeni yapıda rol almak için dağa çıkanlar artıyor. Burada örgütün şöyle bir taktiği var. Çekilme adı altında gidenlerin ciddi bir kısmı bu yeni katılımlar. Bir yandan da tecrübeliler içeride bekletiliyor. Hem bölgedeki koordinasyonu yapıyorlar hem de olası bir yol kazası sonrası çatışmaya hazır bekliyorlar. Plana göre ekime kadar tecrübeliler çıkmayacak. Sonra da kar kış bahanesiyle kalmaya çalışacaklar.

2- PKK ağır silahlarını ve bombaları belli bölgelerde depoladı.
Etraflarını da bubi tuzakları ve mayınlarla çevirdi. Dolayısıyla ihtiyaç halinde lojistik sorunu yaşamayacak. Asker bir şekilde buralara girmek isterse de ağır zayiat verecek.

3- Örgüt bu süreci legalleşme dönemi olarak gördüğü için önceki gün yeni bir kampanyanın startını verdi. Bundan sonra herkes evine ve işyerine Öcalan posterleri asacak.

4- Örgüt uyuşturucu ekimine hız vermiş. Diyarbakır kırsalı esrar tarlalarıyla dolu. Diyarbakır neredeyse suç ihraç ediyor. 'Nasıl olsa çözüm sürecindeyiz operasyon olmaz' diye köylüleri de baskı altına almışlar.

Başka örnekler de vermek mümkün. Yani örgüt bir yandan çözüm/barış diyor ama öbür taraftan başka bir ajandanın yol haritasını uyguluyor.