1 Aralık 2009 Salı

60 Hafızın Duası Bir Suriyeli Ananın Bedduasını Siler mi?




12.05.2012

Teolojik bir soru ile karşı karşıyayız...
Sizin cevabınızı merak ediyoruz..
Suriye'de bizimkilerin CIA ve şurekası ile birlikte her türlü silahlandırdığı, kışkırttığı, "muhalif" sıfatı ile pazarlanan teröristlerin, dün Şam'da gerçekleştrdikleri bombalı saldırı sonucu 55 kişi hayatını kaybetti. 

Bunun 24'ü, o sırada geçmekte olan okul otobüsünün içindeki çocuklardı. 
Gelen haberlere göre,  bölgede toplanan kalabalık, "Çocuk katili Erdoğan" diye slogan atmaya başladı. 
AKP'nin "sıfır sorun politikası", 24 çocuğun ölümü ile yeni bir dip yaptı. Erdoğan, "çocuk katili"damgasını yedi.
Bir insanın ülkesinin Başbakanının bu damgayı yemesi her vatandaşı için utanç vericidir.En azından utanma duygusu ve Allah'tan korkusu olanlar için, o 24 çocuğun ölümü ile 10. dereceden bağlantınız olması bile insanı kahreder. 


O 24 çocuğu öldüren bombayı kullananları sizin eğitmiş olma ihtimali, o bombanın sizden gitmiş olma ihtimali ve bir ülkeyi 24 çocuğu bir kalemde öldürecek kadar karıştırmış olma insanı kahreder. 


Allah'tan korkusu olanı kahreder; Allah'tan değil ama insanlığından korkusu olanı da. 


Bir tarafa koyun bu 24 çocuğun katlini ve aşağıdaki haberi okuyun...


Turktime'den Talat Atilla'nın haberine göre , 60 hafız Başbakanın başarısı ve sağlığı  için 24 saat  Kuran okuyormuş. 


Wikileaks'in yayınladığı ABD diplomatik yazışmalarında yeralan Tayyip Erdoğan'la ilgili, yakınındaki bir ismin tespitini tekrar hatırlayalım:


"Tayyip Erdoğan Allah'a inanır fakat güvenmez"


Başarısı ve sağlığı için 60 hafızın sürekli Kuran ve muhtelif dua okuduğu bir insan Allah'a güvenmeyen bir insandır. 


O kadar ki, kendi nefsi ile başbaşa kaldığı anlarda edeceği duanın yeterliliğine güvenmediği için, başkalarının toptan duasından medet uman, muhasebeci bir zihniyetin göstergesidir. 


Allah nezdinde değerinden emin olmayan, bu tereddütünü başka yollarla kapamaya çalışan bir korkunun dışa vurumudur. 


Tayyip Erdoğan, günahlarının o kadar farkındadır ki , kendi cenneti için 60 hafızın yardımına ihtiyaç duymaktadır. 


Yetecek midir?


Başlarken bir teolojik soru ile karşı karşıya olduğumuzu belirtmiştik...


O soru şudur:


60 hafızın 24 saat duası, teröristlerin bombası ile çocuğunu kaybeden bir Suriyeli ananın "Çocuk Katili Erdoğan" bedduasının etkisini siler mi?


İslam'a muhasebeci toptancı bakış açısı ile yaklaşanlar bunun hesabını yapabilir. 


60 hafız yetmiyorsa, bir 60 hafız daha yığalım diye düşünebilir. 


Günahlarının farkında olan biri, 60 değil 666 hafızdan da medet umabilir. 


Ama; dün Suriye'den teröristlerin bombası ile ölen o 24 çocuğun ölümü ile uzaktan bile alakası olan biri; bütün hafızları 24 saat adına Kuran okusa bile, o tek günahın altında ezilir. 

Erdoğan'a bu saatten sonra Amel Defteri'nin hangi omuzunun üzerinden verileceğini beklemek düşer. 

Hangi omuzunun üzerinden verileceğini dair bir fikir yürütürdük ama biz Allah'tan 60 hafızdan medet ummayacak kadar korkarız. 


Açık İstihbarat







http://www.acikistihbarat.com/haberdetay.aspx?id=10044



0 yorum:

Yorum Gönder

 

"Allahsız Oğlu Allahsız"

Firavunların Laneti ile Damgalandı: "Allahsız Oğlu Allahsız" - Açık İstihbarat

Sizi artık ne gücünüz, ne malınız mülkünüz, ne gizli hesaplardaki paranız, gizli ortaklıklarınız, sansürünüz, RTÜK'ünüz, her yıl yenisini yaptırmakla övündüğünüz hapishaneleriniz, eteğinizi öpen basınınız, biat etmiş yargıçlarınız, silah arkadaşları bin bir iftirayla tutuklanırken size topuk selamı veren generalleriniz;

Ne öfke ve kin kusan diliniz, korku filmine dönen çehreniz, yalakalarınız, dalkavuklarınız, jurnalcileriniz, gaz bombalarınız, özel yetkili mahkemeleriniz, 'akilleriniz'...

Allah'ı kandırmak, güya günahlarınızın kefaletini ödeyip sıyırmak amacıyla, halkın parasıyla inşa ettirmeye giriştiğiniz cami-mabed'leriniz..

Hiç birisi kurtaramayacak demektir...

Devamı...

Perdenin arkasında hava kötü

Sürece Diyarbakır'dan bakınca...


Örgütün gizli ajandasını anlamamız
için son iki gün içinde yerinde teyit ettiğim üç noktayı kayda geçeyim:

1- Örgüte katılım artıyor.Yeni yapıda rol almak için dağa çıkanlar artıyor. Burada örgütün şöyle bir taktiği var. Çekilme adı altında gidenlerin ciddi bir kısmı bu yeni katılımlar. Bir yandan da tecrübeliler içeride bekletiliyor. Hem bölgedeki koordinasyonu yapıyorlar hem de olası bir yol kazası sonrası çatışmaya hazır bekliyorlar. Plana göre ekime kadar tecrübeliler çıkmayacak. Sonra da kar kış bahanesiyle kalmaya çalışacaklar.

2- PKK ağır silahlarını ve bombaları belli bölgelerde depoladı.
Etraflarını da bubi tuzakları ve mayınlarla çevirdi. Dolayısıyla ihtiyaç halinde lojistik sorunu yaşamayacak. Asker bir şekilde buralara girmek isterse de ağır zayiat verecek.

3- Örgüt bu süreci legalleşme dönemi olarak gördüğü için önceki gün yeni bir kampanyanın startını verdi. Bundan sonra herkes evine ve işyerine Öcalan posterleri asacak.

4- Örgüt uyuşturucu ekimine hız vermiş. Diyarbakır kırsalı esrar tarlalarıyla dolu. Diyarbakır neredeyse suç ihraç ediyor. 'Nasıl olsa çözüm sürecindeyiz operasyon olmaz' diye köylüleri de baskı altına almışlar.

Başka örnekler de vermek mümkün. Yani örgüt bir yandan çözüm/barış diyor ama öbür taraftan başka bir ajandanın yol haritasını uyguluyor.