22 Temmuz 2019 Pazartesi

Ne Kavala'ymış be!..

Spontane/kendiliğinden başlayan "GEZİ OLAYLARI"na Soros adına sızarak, PKK ile birlikte, bu olayları kendi lehlerine çevirmeye çalışan ekibin başında bulunan ve aynı zamanda da "KAVALA ŞİRKETLER GRUBU"nun sahibi olan bu zat, işadamlığından çok, SOROS Vakıflarınca ülkemize "sunulan" etnik, bölücü, yutucu, soyucu çalışmalarında aldığı aktif görevlerle tanınıyor.

Ülkemizin "üst düzey Soroscu"larından biri olan bu şahıs, bir zamanlar, kendini de diğer muhalifler gibi, gayr-ı hukukî "içeride" tutan malûm zihniyet ile "amaç birliği" içinde idi. Tıpkı Altan kardeşler, Nazlı Ilıcak ve diğerleri gibi... Ama epey bir zamandır, amaç ve gönül birliği ettiği iktidarın "adaletinden" şimdi o da şikayetçi!

İlahî adalet! Bu her zaman böyledir; başkalarını "yesin" diye beslediklerin, döner, ilk evvel seni yer!..

İşin garibi; "az ünlü-çok ünlü" kim varsa, son günlerde "Bu zulüm herkese yapılırdı da, Osman Kavala "gibi" birine yapılmazdı!.." modunda!..

Az önce gördüm; bu kervana Fazıl Say da katılmış ve demiş ki:

"Osman Kavala ile bir kez görüşmüştüm, 7-8 yıl oldu, gerçek bir aydındır tanıştığım insan, benim Mezopotamya Senfonisi'ni Urfa, Mardin, Diyarbakır'da seslendirilmesini istediğini... Bu güzel proje yarım kaldı. Sevmiş, saygı duymuştum bu aydın insana."

Vah vah vah! Çok üzüldük "MEZO-POTAMYA" projenizin yarım kalmasından!..

İşte bu ülkenin en büyük talihsizliği budur; halkının ümidini kıra kıra, onu "dincilerin" kucağına iten, sonra da içinden çıktığı yumurtanın kabuğunu beğenmeyen civciv misali, onu "çok cahil ve banâl" bulan, ama kendisi-beyninin hacminin, kafatasından büyük olmasından kaynaklanıyor olsa gerek(!)-boynunda SOROS'un davulu asılı vaziyette, orada burada "dan-dun" ederek gezinip duran ve "yüksek profil görünümlü, düşük karakterliler" sınıfından mezun olmamaya kararlı, kelle-kulak yerinde bir yığın süprüntüyü beslemek zorunda kalması!...

Ayıptan da öte namussuzluktur bu yaptığınız! Arka arkaya gencecik çocuklarının cenazesi geliyor, görmüyor musunuz, siz insan değil misiniz!..
Elbette

D E Ğ İ L S İ N İ Z..!!!..

...

0 yorum:

Yorum Gönder

 

"Allahsız Oğlu Allahsız"

Firavunların Laneti ile Damgalandı: "Allahsız Oğlu Allahsız" - Açık İstihbarat

Sizi artık ne gücünüz, ne malınız mülkünüz, ne gizli hesaplardaki paranız, gizli ortaklıklarınız, sansürünüz, RTÜK'ünüz, her yıl yenisini yaptırmakla övündüğünüz hapishaneleriniz, eteğinizi öpen basınınız, biat etmiş yargıçlarınız, silah arkadaşları bin bir iftirayla tutuklanırken size topuk selamı veren generalleriniz;

Ne öfke ve kin kusan diliniz, korku filmine dönen çehreniz, yalakalarınız, dalkavuklarınız, jurnalcileriniz, gaz bombalarınız, özel yetkili mahkemeleriniz, 'akilleriniz'...

Allah'ı kandırmak, güya günahlarınızın kefaletini ödeyip sıyırmak amacıyla, halkın parasıyla inşa ettirmeye giriştiğiniz cami-mabed'leriniz..

Hiç birisi kurtaramayacak demektir...

Devamı...

Perdenin arkasında hava kötü

Sürece Diyarbakır'dan bakınca...


Örgütün gizli ajandasını anlamamız
için son iki gün içinde yerinde teyit ettiğim üç noktayı kayda geçeyim:

1- Örgüte katılım artıyor.Yeni yapıda rol almak için dağa çıkanlar artıyor. Burada örgütün şöyle bir taktiği var. Çekilme adı altında gidenlerin ciddi bir kısmı bu yeni katılımlar. Bir yandan da tecrübeliler içeride bekletiliyor. Hem bölgedeki koordinasyonu yapıyorlar hem de olası bir yol kazası sonrası çatışmaya hazır bekliyorlar. Plana göre ekime kadar tecrübeliler çıkmayacak. Sonra da kar kış bahanesiyle kalmaya çalışacaklar.

2- PKK ağır silahlarını ve bombaları belli bölgelerde depoladı.
Etraflarını da bubi tuzakları ve mayınlarla çevirdi. Dolayısıyla ihtiyaç halinde lojistik sorunu yaşamayacak. Asker bir şekilde buralara girmek isterse de ağır zayiat verecek.

3- Örgüt bu süreci legalleşme dönemi olarak gördüğü için önceki gün yeni bir kampanyanın startını verdi. Bundan sonra herkes evine ve işyerine Öcalan posterleri asacak.

4- Örgüt uyuşturucu ekimine hız vermiş. Diyarbakır kırsalı esrar tarlalarıyla dolu. Diyarbakır neredeyse suç ihraç ediyor. 'Nasıl olsa çözüm sürecindeyiz operasyon olmaz' diye köylüleri de baskı altına almışlar.

Başka örnekler de vermek mümkün. Yani örgüt bir yandan çözüm/barış diyor ama öbür taraftan başka bir ajandanın yol haritasını uyguluyor.