"Halkın iradesi"ne saygısızlık başka bir şeydir, "halkın iradesi" ile iktidar olmuş bir hükümetin icraatlerini eleştirmek başka bir şeydir. Demokrasilerde halkın oyu ile iktidara gelinip de halkın çıkarları hilâfına icraat yapılmaya başlanır ise ve bu durumda da bu icraatlere karşı muhalefet edilir ise, şimdi bu halkın iradesine muhalefet olarak mı algılanmış olacak? Her fırsatta, "ezelden mağdur" rolünü oynayarak "cumhuriyetin üvey evlatları" muamelesi gördükleri kanısını yaymayı ilke edinenler, nedense icraatlarına yapılacak her eleştiriye hemen bu şablon içinde cevap vermeyi tercih ediyorlar!
İkinci bir husus ülkemizdeki "demokrasi"nin nasıl bir demokrasi olduğunu sorgulama zorunluluğudur!
Milyonlarca seçmen ülkenin kaderini belirleyecek oylarını neye göre ve nasıl kullanıyorlar?
Bilirsiniz bu ülkede "oy ağaları" vardır. Yüzlerce binlerce "oy"a hükmederler! Onlar nereyi uygun(!) görürlerse o oylar oraya gider! Kimileri vardır, yardım(!) karşılığı oy verirler! Bu ülkede "oy vermek", çoğu kez karşılığında bir şeyler almak anlamına da gelir ve bu ülkenin kaderini de çoğu kez bu tür oylar belirler!
Bu ülkeye "oy"larından başka verecek bir şeyi olmayanlar, bu ülkeye "vergi verenler"i, madden ve manen katkıda bulunmaya çabalayanları oyları ile ezer geçerler! Çünkü onlar çoğunluktadırlar ve çoğunluk olarak da kalmalıdırlar! Çünkü böyle bir çoğunluk oldukça bu ülkenin kaderini "istenilen" yöne çevirmek hiç de zor olmayacaktır! Önce insanları fakirleştir, sonra ölmeyecekleri kadar bir şeyler bahşet! Onlar nasıl olsa "Biz neden bu haldeyiz?" demek yerine, "Allah sizden razı olsun!" diyeceklerdir. İşte bu yüzden ülkemizde böyle bir siyasal anlayış gelişmiştir! Devlet Kesesinden savrulan paralarla cezbedilen oyların bedeli kimlere fatura ediliyor, önce bunu bir sormak lazım değil mi?
Kısaca: Alın teriyle geçimlerini sağlayanların sayısı artmadıkça, "müslümanım elhamdüllillah" diyenler, "veren el" olmak yerine "alan el olmak"tan sıkıntı duymadıkça, "niye ben muhtaç durumdayım" diye kendi kendilerine sormadıkça, daha 90 yıl önce zor bela başımızdan def ettiklerimize el açar hale gelmişken ve ülke altımızdan usul usul çekilirken, halâ "istikrar"dan bahsedilebiliyorsa, hiç kimse ne müslüman, ne de o "istiklâl" savaşını yapan ataların çocukları olmaktan "gurur" duyuyorum demesin!
Akıl insanlara mahsus bir "nimettir" ve Kuran-ı Kerimde 50'den fazla yerde "akıl"dan bahsedilmiştir. Allahü Tealâ öbür dünyada sadece abdestten namazdan sorguya çekmeyecek, akıl nimetini kullanamamaktan dolayı uğranılacak felaketlerden de sorguya çekecektir!
“İlgili” vatandaşlara duyurmayı borç biliyorum!
18.07.07
7 Ağustos 2009 Cuma
"Halkın İradesi"(!) Muhalefet ve Şanlı Demokrasimiz!
Gönderen A. Hüsnü Sezgin zaman: Cuma, Ağustos 07, 2009
Etiketler: İslamiyet ve din kültürümüz, Türkiye'de Siyaset ve Siyasi Kültürümüz

Posts Relacionados
- Vatanseverlik biat değil, sorumluluk gerektirir
- "MUHALEFET LİDERİ İSEN DÜŞÜNECEKSİN!.."
- Mustafa Kemal'i beğenmeyenlere...
- Köy Enstitüleri demişken...
- Tanrı kötülüklere neden müdahale etmiyor?.
- "Ümmilik" ne demektir?
- Bir kitap ve düşündürdükleri...
- Ne olacak bu din meselesi?..
- Arapça Kur'an ve Türkçe İbadet üzerine bir kaç not...
- "Milliyetçi-Muhafazakârlığın" Ahlâkla İmtihanı
Yorum Gönder