Açılım andı
“Dağlarında kan akmasın memleketimin” diyerek açılım sürecine katkı sağlayacağıma...
30 yıla yaklaşan ve 40 bine yakın insanın ölümüne neden olan savaşın bitirilmesi için, sorunu çözmek şöyle dursun, bir başlangıç yapmanın bile mukaddes olduğunun bilincinde olacağıma...
Eksiği gediği gözlere sokup maraza çıkarmayacağıma...
Milletin duyarlılık alanlarını kaşıyarak bir “Türk sorunu” yaratmaya çalışanların oyunlarını bozmak için gayret göstereceğime...
“Bu işten kim kazançlı çıkar” diye hesaplar yapıp, “Tayyip çözeceğine çözülmesin daha iyi” diye düşünenler gibi davranmayacağıma...
Tayyip Erdoğan’ın ayağının kaymasını beklemek yerine, aldığı büyük riskin hakkını verip takdir edeceğime...
Hiçbir şey yapmayanların değil, eksik gedik de olsa bir şeyler yapmaya çalışanların yanında saf tutacağıma...
Süreci baltalayanların ölümden, kandan ve şiddetten gayri bir seçenek sunmadıklarını hiç aklımdan çıkarmayacağıma...
“On üçüncü çirkin adam” yaftasını boynumda taşımaya her daim hazır olacağıma...
Sırf açılım başarıya ulaşsın diye, AKP’nin son dönemde başka alanlarda takındığı “kibirli” ve “uzlaşmaz” tutumları gündeme getirmeyeceğime...NAMUSUM VE ŞEREFİM ÜZERİNE ANT İÇERİM...
16.08.2009 / HÜRRİYET
* * * * *
PEKİ, AHMET HAKAN:Madem üzerine yemin edebileceğin bir namus ve şerefin olduğuna inanıyorsun, öyleyse şunlara da cevap ver! :
- 30 yıla yaklaşan ve 40 bine yakın insanın canına mal olan ve emperyalist maşalar eliyle icra ettirilen ve hangi maksada hizmet ettiğini bugün her ehli namusun bildiği bu terör faciasını hangi vicdanla, hangi namusla ve hangi şerefle “savaş” diye tanımlayabiliyorsun!
- Dağlarda kan akıtanlar kimlerdir? Binlerce vatan evladını genç yaşlarında toprağa düşüren bu alçaklık öyle “ortaya karışık romantizm” edebiyatına malzeme edilecek bir iş de değildir! Öyleyse, namusuna ve şerefine, bunların kim olduğunu ‘adlarıyla, sanlarıyla’ söyle!
- Milletin duyarlılık alanlarını kaşıyarak bir “Türk sorunu” yaratmaya çalışanların oyunlarını bozma yeminleri ediyorsun.
- Haklısın!
- Bu milleti bir koyun sürüsü haline getirmek için az gayret sarfetmediniz!
- Onu o gözle görmek, göstermek için az sevda çekmediniz!
- Asırlardan bu yana süzülüp gelmiş bir milli karakteri yok saymak için atmadığınız takla, yapmadığınız soytarılık kalmadı!
- Türk’üm demeyi bile bu millete çok gördünüz!
- Tarihinin hiç bir döneminde kimseyi aşağılamamış, her gelene gönlünü ve sofrasını açmış, ekmeğini paylaşmış, devletinin her türlü mihneti üzerine yüklenmişken, kendi vatanında yarı aç, yarı tok yaşamaya mahkûm edilmişken bile devletine asla asi olmamış, tevekkül ve tevazuunu bir an bile olsun bırakmamış, kendi bayrağını çiğneyenlerin dahi bayraklarının ayaklar altında kalmasına razı gelmemiş, asırlarca kendisine diş bileyenlere dahi kin tutmamış bir milletin, elinde kalan şu son vatan parçasına hayasızca göz dikenlere karşı duranlar mı şerefli ve namuslu, yoksa onları “Türk sorunu” yaratanlar diye hedef gösterenler mi?
İçinde şeref, namus, insaf ve izandan en ufak bir kırıntı dahi kalmışsa, o kırıntılar senin doğruyu söylemene kâfi gelecektir!
- “Bu işten kim kazançlı çıkar” hesapları da yapmayacakmışsın! Aferin! Hayatını kâr/zarar denklemleri ve pazarlıklar üzerine kurmuşlar için oldukça önemli bir iddia! Sorun şu ki; bizim kültürümüzde, yani Türk’ün kültüründe; kâr/zarar hesapları, alınır satılır emtialar için konu olabilir. İşte onun için M. Akif:
Bastığın yerleri 'toprak' diyerek geçme, tanı!
Düşün altındaki binlerce kefensiz yatanı.
Sen şehid oğlusun, incitme, yazıktır, atanı.Verme, dünyâları alsan da bu cennet vatanı.
Diyor!
Mevzubahis olan vatanımız olunca ve vatan da bizim için namusla denk olduğundan, bu konuda biz Türkler çok kıskanç oluruz pek sayın Hakan! Ve dolayısıyla o dünyaca malûm olan tevazuu ve hoşgörümüzden eser kalmaz! Bizim bu tarzda düşüneceğimizi güya bilmezden gelerek, ancak birilerinin kaşıması ile Türklüğümüzü hatırlayabileceğimizi ileri sürmek, TÜRK'ü bu kadar hafife almak ihtiyacının bir tezahürü değilse nedir?
Önce bir sorun yaratıp sonra da al bunu çöz diyenlerin iddialarına eblehçe kanabilecek tiplerden olmadığınız açık! Koyun sürülerini mezbahaya sükûnetle götürmek üzere hazırlanmış bir "KÖSEMEN" olduğunuzu ise "gören" görüyor!
Falan veya filanın "açılım"ını kutsal bir işmişçesine desteklemenin ve bunun için yeminler etmenin Türk milleti ile bir ilgisi olamayacağına göre, bu türden mesajları; ilgililerine doğrudan iletmeyi denemenizin daha yerinde bir iş olacağını haddimiz(!) olmayarak tavsiye eder, bu girişiminizin, umduklarınıza sizi kavuşturmakta faydalı olması dilek ve temennisinde bulunmamıza her ne kadar "kanımız" mani olsa da, sevdiklerinizle(!) aranızdaki muhabbetin artmasını dilemekte bir manimiz olmadığını bilmenizi rica(!) ederiz!
...
17 Ağustos 2009 Pazartesi
Ahmet Hakan'ın "Açılım Andı"(!)
Gönderen A. Hüsnü Sezgin zaman: Pazartesi, Ağustos 17, 2009
Etiketler: 2. Cumhuriyetçiler, Emperyalist bir argüman olarak "Kürtçülük"

Posts Relacionados
- Erdoğan'ın Konfederalizmle İmtihanı
- 'Kuzey Irak, 2 Sene İçinde Türkiye'ye Katılacak'
- Erdoğan, PYD konusunda tam anlamı ile "senkronize" olamamış...
- İçeriden Fethedilen Kale: CHP (V)
- İçeriden Fethedilen Kale: CHP (IV)
- İçeriden Fethedilen Kale: CHP (II)
- Kemalist olarak yaftalanmak!..
- Biz bunları çok evvelden tanırız...
- "Ermeni ve Kürt sorunu" yaratmada Bulgar Komitacılığı "deneyimi" ve bundan istifade eden İngiltere
- "Milliyetçi-Muhafazakârlığın" Ahlâkla İmtihanı
Yorum Gönder