1 Haziran 2020 Pazartesi

ABD fena karıştı!..



ABD, zaman zaman "dünyada eşi benzeri olmayan bir ülke" anılsa da ve aslında bu tanımlama, onun bir "özgürlükler ülkesi" olduğuna dair "gizli bir atıf" içerse de, bu tanımlama bence sadece onun "coğrafi özellikleri bakımından" geçerli sayılabilir. Zira, meselenin iç yüzünü bilenler için (veya sadece W.A.S.P'ın, yani Beyaz, Anglo-Sakson, Protestan tanımlamasını bilenler için bile...) durum hiç de dışarıdan göründüğü gibi değildir. 

Bu dediklerimizle ne kastettiğimizi, ABD'de neler olduğunu bilmek ve anlamak için, onun kuruluş günlerine gitmek ve onun "founding fathers", yani "kurucu babalar"ının "zihinsel mekanizmaları"nın nasıl çalıştığını iyi özümsemek gerekir. Irk ayrımcılığı, kadını ikinci sınıf insan görme, keskin bir "zengin-fakir" ayrımı vb. gibi ögeleri-deyim yerinde ise-"dibine kadar kullanan" bir zihniyetin, diğerlerini sömürmek üzere kurduğu bu hakimiyeti ilâ-nihaye götüremeyeceği  açıktır! 

Bütün bunlar konusunda bilmeyenlere, ne demek istediğimiz ile ilgili küçük bir fikir verebilmek için, aşağıda ABD tarihinden küçük fakat ilginç bir kaç detay sunalım:

Devamını gör...
 

"Allahsız Oğlu Allahsız"

Firavunların Laneti ile Damgalandı: "Allahsız Oğlu Allahsız" - Açık İstihbarat

Sizi artık ne gücünüz, ne malınız mülkünüz, ne gizli hesaplardaki paranız, gizli ortaklıklarınız, sansürünüz, RTÜK'ünüz, her yıl yenisini yaptırmakla övündüğünüz hapishaneleriniz, eteğinizi öpen basınınız, biat etmiş yargıçlarınız, silah arkadaşları bin bir iftirayla tutuklanırken size topuk selamı veren generalleriniz;

Ne öfke ve kin kusan diliniz, korku filmine dönen çehreniz, yalakalarınız, dalkavuklarınız, jurnalcileriniz, gaz bombalarınız, özel yetkili mahkemeleriniz, 'akilleriniz'...

Allah'ı kandırmak, güya günahlarınızın kefaletini ödeyip sıyırmak amacıyla, halkın parasıyla inşa ettirmeye giriştiğiniz cami-mabed'leriniz..

Hiç birisi kurtaramayacak demektir...

Devamı...

Perdenin arkasında hava kötü

Sürece Diyarbakır'dan bakınca...


Örgütün gizli ajandasını anlamamız
için son iki gün içinde yerinde teyit ettiğim üç noktayı kayda geçeyim:

1- Örgüte katılım artıyor.Yeni yapıda rol almak için dağa çıkanlar artıyor. Burada örgütün şöyle bir taktiği var. Çekilme adı altında gidenlerin ciddi bir kısmı bu yeni katılımlar. Bir yandan da tecrübeliler içeride bekletiliyor. Hem bölgedeki koordinasyonu yapıyorlar hem de olası bir yol kazası sonrası çatışmaya hazır bekliyorlar. Plana göre ekime kadar tecrübeliler çıkmayacak. Sonra da kar kış bahanesiyle kalmaya çalışacaklar.

2- PKK ağır silahlarını ve bombaları belli bölgelerde depoladı.
Etraflarını da bubi tuzakları ve mayınlarla çevirdi. Dolayısıyla ihtiyaç halinde lojistik sorunu yaşamayacak. Asker bir şekilde buralara girmek isterse de ağır zayiat verecek.

3- Örgüt bu süreci legalleşme dönemi olarak gördüğü için önceki gün yeni bir kampanyanın startını verdi. Bundan sonra herkes evine ve işyerine Öcalan posterleri asacak.

4- Örgüt uyuşturucu ekimine hız vermiş. Diyarbakır kırsalı esrar tarlalarıyla dolu. Diyarbakır neredeyse suç ihraç ediyor. 'Nasıl olsa çözüm sürecindeyiz operasyon olmaz' diye köylüleri de baskı altına almışlar.

Başka örnekler de vermek mümkün. Yani örgüt bir yandan çözüm/barış diyor ama öbür taraftan başka bir ajandanın yol haritasını uyguluyor.