Bir seçim dönemini daha geçirdik ama görmediğimiz rezillik de "hamdolsun ki" kalmadı! Milli iradenin tezahür yolu olan vatandaş oylarının nasıl ve hangi rezil oyunlarla ve nasıl yüzsüzce gasp edildiğine bu defa daha da açık bir şekilde şahit olduk.
“Her iki kişiden biri” yalanı ile muhaliflerini ümitsizliğe düşüren sinsi bir propaganda tezgâhının nasıl işlemekte olduğunu bir kere daha ama bu sefer bütün açıklığı ile görme fırsatı bulduk.
İşin daha da vahim tarafı, vatandaşın hakkını arayabileceğin bir mercii de kalmadı!
Baştaki zat, kafası attı mı anayasa mahkemesi dahil hiç bir mahkemenin kararını takmadığını, takmayacağını ulu orta beyan etmekten bile artık çekinmez oldu!
İstenmeyen bir karar verenin "paralelci" damgası yemesi an meselesi!
Yani, mahkeme, kendi yanlarında ise mahkeme.
Hakim, savcı kendi yanlarında ise hakim, savcı!
Yani?
"Benim savcım, benim hakimim, benim valim..."
Yani?
"O da benim..., bu da benim!..
Kısacası:
"Ya benimsiniz, ya toprağın!.."
Fakat şu nüansa da dikkat:
"Ondan yana olmak" onu tatmin etmiyor!
Koluna taktığı bir saat gibi, ayağına giydiği bir çorap gibi kayıtsız şartsız onun olacaksınız!
Devamını gör...