27 Kasım 2013 Çarşamba
“Bayern Munich’ten maç kaybetmesi talep edilemez...”
Yampiri yürüyüşlü, "ağzı iyi laf yapan" adamların elinde oradan oraya sürüklenen bu güzel memleketin kendini "öte dünya"ya adamış şaşkın insanları, dünya siyaset tarihine geçecek sakillikler sergileyen bu iktidarın icraatlarını alkışlamaya devam etseler de, dünya kendi kanunları ile dönmeye devam ediyor...
Yani, demem o ki, "salavatın kuvvete bağlı olduğunu" bilmedikten sonra istediğin kadar "ya Allah, bismillah!.." de dur!..
İstediğin kadar eski alışkanlığınla, höt-zöt ederek, ona buna omuz atarak siyaset yapılabileceğini zannet!
El alem görüyor ki, nihayetinde, önün de, arkan da "bağlar gazeli"!..
Bak, Ertuğrul Özkök ne diyor:
"DÜN Radikal gazetesinde Ahmet İnsel’in çok öğretici bir yazısını okudum.Amerikan hazinesi ve Avrupa Birliği, bugünlerde Almanya’ya fena halde yükleniyormuş.
Sebebi ne biliyor musunuz?
Almanya’nın dış ticareti fena halde fazla veriyormuş.
Sırf petrolden geçinen Suudi Arabistan ve Çin’i bile çok geride bırakmış.
Ekonomisi bu kadar güçlü Almanya’nın üçüncü defa seçim kazanan başbakanı bu eleştirilere ne cevap vermiş?
“One minute” mü demiş? “Omurgasızlar” diye azarlamış mı?
Hayır. Sadece maliye bakanı şu zarif ve zeki cevabı vermiş:
“Bayern Munich’ten maç kaybetmesi talep edilemez...”
Peki bu Almanya’nın dışişleri bakanının bu gücünü herkese kabul ettirmeye yönelik bir “derinlik stratejisi” var mı?
“Bu bölgenin ağası benim”, “Bu mahallenin nizamı benden sorulur” afrası ve tafrası duydunuz mu?
Duymazsınız.
Çünkü o diplomasi geçmişte tarihten “dayak yemiş” bir diplomasidir.
Tarihten yediği dayaktan dersini de çıkarmıştır.
O yüzden etine buduna bakmadan, ekonomisinin ve bileğinin gücünü iyice tartmadan, mahallenin kabadayılığına soyunmaz.
Soyunmadığı için de her gün dayak üstüne dayak yemez..."(*)
* * *
Bilmem bir şeyler anlayabildin mi ki acep sayın "Usta"?..
----------------------
(*) http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/25217442.asp
Yani, demem o ki, "salavatın kuvvete bağlı olduğunu" bilmedikten sonra istediğin kadar "ya Allah, bismillah!.." de dur!..
İstediğin kadar eski alışkanlığınla, höt-zöt ederek, ona buna omuz atarak siyaset yapılabileceğini zannet!
El alem görüyor ki, nihayetinde, önün de, arkan da "bağlar gazeli"!..
Bak, Ertuğrul Özkök ne diyor:
"DÜN Radikal gazetesinde Ahmet İnsel’in çok öğretici bir yazısını okudum.Amerikan hazinesi ve Avrupa Birliği, bugünlerde Almanya’ya fena halde yükleniyormuş.
Sebebi ne biliyor musunuz?
Almanya’nın dış ticareti fena halde fazla veriyormuş.
Sırf petrolden geçinen Suudi Arabistan ve Çin’i bile çok geride bırakmış.
Ekonomisi bu kadar güçlü Almanya’nın üçüncü defa seçim kazanan başbakanı bu eleştirilere ne cevap vermiş?
“One minute” mü demiş? “Omurgasızlar” diye azarlamış mı?
Hayır. Sadece maliye bakanı şu zarif ve zeki cevabı vermiş:
“Bayern Munich’ten maç kaybetmesi talep edilemez...”
Peki bu Almanya’nın dışişleri bakanının bu gücünü herkese kabul ettirmeye yönelik bir “derinlik stratejisi” var mı?
“Bu bölgenin ağası benim”, “Bu mahallenin nizamı benden sorulur” afrası ve tafrası duydunuz mu?
Duymazsınız.
Çünkü o diplomasi geçmişte tarihten “dayak yemiş” bir diplomasidir.
Tarihten yediği dayaktan dersini de çıkarmıştır.
O yüzden etine buduna bakmadan, ekonomisinin ve bileğinin gücünü iyice tartmadan, mahallenin kabadayılığına soyunmaz.
Soyunmadığı için de her gün dayak üstüne dayak yemez..."(*)
* * *
Bilmem bir şeyler anlayabildin mi ki acep sayın "Usta"?..
----------------------
(*) http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/25217442.asp
Gönderen A. Hüsnü Sezgin zaman: Çarşamba, Kasım 27, 2013
Etiketler: Türkiye'de Siyaset ve Siyasi Kültürümüz

Posts Relacionados
Yorum Gönder