Agos gazetesinin 9 Nisan 2014 tarihli internet sayfasında çıkan haber şu:
'7 Haziran 2015’te yapılacak seçimleri için partilerin YSK’ya sunduğu aday listelerinde etnik kimlik çeşitliliği öne çıkıyor. Cumhuriyet tarihinde ilk kez üç Ermeni milletvekilinin 3 ayrı partiden mecliste görev yapması söz konusu olacak.'
Yeniçağ gazetesinden Arslan Bulut'un 12 Nisan 2015 tarihli makalesinin başlığı ise şöyle:
Adaylar arasında kaçı gizli Ermeni?
t2174a.com sitesinde yazan Ahmet Akın ise "Stockholm Sendromu" başlıklı makalesinde şöyle diyor.
"Düşmanı tanımadan atılacak her adım, kendi geleceğine konulan bir ipotektir"
Şimdi, bütün bunları şunun için dedik:
Önseçimdi, kontenjandı derken mv. adaylarını belirleyen iktidar ve muhalefet partilerinde en dikkat çeken şey, "açılım"a karşı çıkmayacak adayların seçilecek sıralara yerleştirilmesi oldu. Buradan da anlaşılıyor ki, "parçalanma anayasası" için gerekli olan 400 mv.nin tek bir partiden çıkabilme olasılığı güçleşince böyle bir yola gidilerek, -koalisyon olsun, olmasın-her halûkarda bu sayının bulunması için gerekli adamlar, gereken yerlere yerleştirilmiş oldu.
Şöyle ki:
-CHP’de önseçime girme tehlikesini göze alamayan açılımcılar kontenjan adaylıkların hemen tamamını doldurdu. AKP listeleri için “Yeni Türkiye listesi”, CHP listeleri için de “Yeni CHP listesi” ifadesi öne çıktı.
-CHP’nin belirlediği adaylarda da “Açılım” öne çıktı. Ön sıralara yerleştirilen 37 kişilik kontenjan listesinin hemen hepsini açılıma destek veren isimler doldurdu.
-"Akiller"den 9'u AKP listelerinin ön sıralarına yerleştirildi.
-MHP açılım sürecine en sert tepki veren ve bu konuyu sürekli kamuoyunun bilgisine taşıyan milletvekillerini tasfiye etti. Açılıma karşı duruşu ile tanınan emekli Tümgeneral Engin Alan küstürülürken, Özcan Yeniçeri listeye alınmadı. Sinan Oğan ise hiç aday olmadı. TBMM grubu için Bahçeli ile uyumlu çalışacak bir ekip oluşturuldu.(*)
İş bu noktaya geldiğine göre, yani vatandaş sandığa gitmekle ülken için öngörülen kadere etki edemeyecek ise, kişisel düşüncem sandığa gitmekten gitmemek daha evladır! "Bana danışmadan bana biçtiğin o deli gömleğini kendi elimle başıma geçirmeyeceğim demektir! Madem "demokrasi" dışına çıkmıyoruz, o halde ben de senin elini gördüm ve sandığa gitmeme hakkımı kullanıyor ve önüme koyduğun bu seçeneğin meşrûlaşmasına böylelikle karşı çıkıyorum" demektir.
Öyle ise, söz de, karar da milletin!...
--------------------
Yorum Gönder