16 Ağustos 2014 Cumartesi
Bilişşel (Kognitif) Tuzaklar
Hiç şüphesiz her eylem, bir kararın, her karar da bir düşüncenin eseridir.
Düşünce bulanık oldu mu sağlıklı bir karar almak da zorlaşır.
Dolayısı ile, böyle bir bulanıklık içinde verilmiş bir kararla başlatılmış bir eylem de bambaşka ve istenmeyen sonuçlar verebilir.
Bu bakımdan, insanın gerçekte neyi amaçladığını iyi bilmesi, zihninde oluşturacağı düşünceyi besleyecek olan alt yapının "sağlam" olması gerekir.
Evham ve endişelerle sarmalanmış, önyargılardan arındırılamamış bilgilerle oluşturulmuş bir altyapı ile doğru düşünceler üretilemeyeceği, dolayısı ile eyleme geçildiğinde istenilen sonucu vermeyecek yanlış kararlara yol açacağı açıktır.
Dr. Ramazan Kurtoğlu, işte bütün bu istenmeyen sonuçlarla karşılaşmamak için yazdığı "Küresel Para Savaşları ve Davranış Ekonomisi – Nörofinans" adlı kitabına "finansal karar alıcılar" için dikkat edilmesi gerekenlerin bir listesini "Bilişşel (Kognitif) Tuzaklar" başlığı altında ele almış.
Ama netice olarak, bu kriterlere bakıldığında genel olarak da işe yarar oldukları görülebildiği için ben de bu listeyi okuyucu ile paylaşmayı uygun gördüm. Dilerim yararlı olur.
İşte o liste:
Devamını gör...
Gönderen A. Hüsnü Sezgin zaman: Cumartesi, Ağustos 16, 2014
0 yorum Etiketler: Genel Kültür

Posts Relacionados
14 Ağustos 2014 Perşembe
"Ne mutlu Türküm" sözü kime söylendi?
"Sen ne mutlu Türküm diyene dersen oradan biri çıkar, o da ne mutlu Kürdüm diyene der" diyerek asırlık cumhuriyet ağacının gövdesine balta sallayan Erdoğan gibi, Atatürk Türkiye'sinin 1930'lu yıllarda kaldığını; "CHP, 30'lu yılların CHP'si değildir. Artık bunu herkes kafasına soksun" mealinde sözler söyleyen "Neo-CHP"nin genel başkanı Kılıçdaroğlu da böylece, artık bu cumhuriyetin "eskidiği" konusunda Erdoğan'la aynı ortak paydada buluşmuş oluyor.
12 Eylül sonrası siyasi hayatla beraber dillendirilmeye başlayan "bu ülke hepimizin" söyleminin altında yatan sinsilik, AKP iktidarı ile beraber "Türk, Kürt, Abaza, Laz, Çerkez...vb." söylemine döndü. Buradaki amaç her ne kadar Türk milletini etnik aidiyetlere indirgeyerek ufalamak ise de, biz bugün bu konuyu ele almayacağız. Bunun yerine, Atatürk'ün "Ne mutlu Türküm diyene" sözünü hakikatte hangi maksatla söylediği üzerinde duracağız. Çünkü, onun bu sözü bugünlerde asimilasyoncu, ırkçı ve "faşistçe" bir söz olarak anlaşılıyor, dağlardan taşlardan söküldüğü gibi devlet dairelerinden de kaldırılarak diğer onlarca(!) etnik unsur bu sayede rahatlatılmış(!) oluyor!
Konuya şu soruyu sorarak girelim:
Devamını gör...
Gönderen A. Hüsnü Sezgin zaman: Perşembe, Ağustos 14, 2014
0 yorum Etiketler: Milli Kültür, milli siyaset kodlarımız

Posts Relacionados