20 Mart 2015 Cuma

Hitler'in tuttuğu tek söz


"Yoğun bombardıman, ilerideki çok az Alman askerinin etkili direniş göstermesini sağladı. Birçoğu ağır mermi şoku içindeydi. "Saklanacak yerimiz yoktu" diye anlatacaktı Gedikli Onbaşı Karl Pafflik sorgusunda. "Hava ıslık ve patlama sesleriyle doluydu. İnanılmaz kayıplar verdik. Sağ kalanlar kurtulma çabasıyla siperlerde ve sığınaklarda çılgınlar gibi koşturup duruyordu. Dehşetten dilimiz tutuulmuştu." 

Birçok asker dumandan ve kargaşadan yararlanarak teslim oldu. Firar etmek için çoğu askerden daha haklı sebepleri olan 500. Straf Alayı'ndan en az yirmi beş kişi ellerini yukarıya kaldırıp, kırma Rusça'yla "İvan, ateş yok, biz hapis" diye bağırıyorlardı. 500. Straf Alayı'ndan bir firari, sorgucularına meşhur Berlin yorumunu aktardı:


"Hitler'in tuttuğu yegâne söz, iktidara gelmeden önce verdiği sözdür: Bana on yıl verin, Almanya'yı tanıyamayacaksınız."(*)

Evet, yukarıdaki satırlar iktidara geldikten sonra kendine bağlılık gösteren subay ve generallerin komutasına verdiği Alman Ordusunun ve dolayısı ile Alman milletinin 
hazin sonunu anlatan kısa bir paragraf.


Blitzkrieg(Yıldırım savaşı) adı ile farklı bir savaş tarzı geliştirerek dünya harp tarihine geçen Hitler, hedefine koyduğu Sovyetler Birliği'nin kalbgâhına kadar neredeyse girmişse de, ordu komutanı olarak hiçbir savaş deneyimi olmayan ve sırf Hitler'e bağlılığından dolayı hızlı bir yükseliş göstererek "Feldmareşal" rütbesi ile Alman 6. Ordusunun başına getirilen Friedrich von Paulus'un Stalingrad önlerinde çakılıp kalması Alman ilerlemesini durdurmuş ve gerileme başlamıştı. Her ne kadar Hitler'in diğer generalleri de "General Kış" olarak adlandırdıkları; bu o güne kadar benzerine neredeyse hiç rastlanmamış şiddetli kış mevsimini Stalingrad önlerinde bekleyerek geçirmeyi Hitler'e teklif etmişlerse de Hitler'in; "Ben dünyaya söz verdim, her ne pahasına olursa olsun bu kış Moskova'ya gireceğim!.." inadını kıramamışlardı. Ve bu inat Almanya'nın Nazilerle olan macerasını sonlandıracak ilk adım olmuştu. Yukarıdaki resim de 1945 yılının Mayıs ayındaki Başkent Berlin'in halini gösteriyor. Arka plandaki yapı da ünlü Brandenburg kapısı...

Evet, Almanlar Hitler'e on değil tam 12 yıl verdiler ve bu on iki yılın sonunda Almanya gerçekten de tanınmayacak hale geldi! Tarih, ders almasını bilenlere ibretlerle dolu değil mi?...

---------------------------

(*) Berlin'in Düşüşü 1945, Antony Beevor. YKY Yayınları 2014, s.253

0 yorum:

Yorum Gönder

 

"Allahsız Oğlu Allahsız"

Firavunların Laneti ile Damgalandı: "Allahsız Oğlu Allahsız" - Açık İstihbarat

Sizi artık ne gücünüz, ne malınız mülkünüz, ne gizli hesaplardaki paranız, gizli ortaklıklarınız, sansürünüz, RTÜK'ünüz, her yıl yenisini yaptırmakla övündüğünüz hapishaneleriniz, eteğinizi öpen basınınız, biat etmiş yargıçlarınız, silah arkadaşları bin bir iftirayla tutuklanırken size topuk selamı veren generalleriniz;

Ne öfke ve kin kusan diliniz, korku filmine dönen çehreniz, yalakalarınız, dalkavuklarınız, jurnalcileriniz, gaz bombalarınız, özel yetkili mahkemeleriniz, 'akilleriniz'...

Allah'ı kandırmak, güya günahlarınızın kefaletini ödeyip sıyırmak amacıyla, halkın parasıyla inşa ettirmeye giriştiğiniz cami-mabed'leriniz..

Hiç birisi kurtaramayacak demektir...

Devamı...

Perdenin arkasında hava kötü

Sürece Diyarbakır'dan bakınca...


Örgütün gizli ajandasını anlamamız
için son iki gün içinde yerinde teyit ettiğim üç noktayı kayda geçeyim:

1- Örgüte katılım artıyor.Yeni yapıda rol almak için dağa çıkanlar artıyor. Burada örgütün şöyle bir taktiği var. Çekilme adı altında gidenlerin ciddi bir kısmı bu yeni katılımlar. Bir yandan da tecrübeliler içeride bekletiliyor. Hem bölgedeki koordinasyonu yapıyorlar hem de olası bir yol kazası sonrası çatışmaya hazır bekliyorlar. Plana göre ekime kadar tecrübeliler çıkmayacak. Sonra da kar kış bahanesiyle kalmaya çalışacaklar.

2- PKK ağır silahlarını ve bombaları belli bölgelerde depoladı.
Etraflarını da bubi tuzakları ve mayınlarla çevirdi. Dolayısıyla ihtiyaç halinde lojistik sorunu yaşamayacak. Asker bir şekilde buralara girmek isterse de ağır zayiat verecek.

3- Örgüt bu süreci legalleşme dönemi olarak gördüğü için önceki gün yeni bir kampanyanın startını verdi. Bundan sonra herkes evine ve işyerine Öcalan posterleri asacak.

4- Örgüt uyuşturucu ekimine hız vermiş. Diyarbakır kırsalı esrar tarlalarıyla dolu. Diyarbakır neredeyse suç ihraç ediyor. 'Nasıl olsa çözüm sürecindeyiz operasyon olmaz' diye köylüleri de baskı altına almışlar.

Başka örnekler de vermek mümkün. Yani örgüt bir yandan çözüm/barış diyor ama öbür taraftan başka bir ajandanın yol haritasını uyguluyor.