12 Nisan 2013 Cuma

ABD Türk Polisini Çok Seviyor!


O malûm tarihi süreci yeniden hatırlayacak olursak, 12 Eylül 1980 darbesine kadar işlerini TSK ile uyum içinde götürdüğü bilinen ABD, dünyayı tek kutuplu bir düzene oturtunca bu "eski ortağına" dirseği vurmuş görünüyor!

Açıkça söylemek gerekirse; sabırlı, temkinli ve ağır manevralarla geçirilen 90'lı yıllarda, yani "tek kutuplu dünya düzeni"nini oturtmakla geçirilen o "uyum" yıllarında varılan mutabakattan yeni döneme "uyumsuzluk" gösteren (ya da göstermesi muhtemel) paşalar kadar, "hukuka inandığını" söyleyerek durumu kurtarabileceğini düşünen ortayolcu generaller de nasibini aldı. Ve şimdi hepsi içerde. BOP projesi planlanan hedefine ulaşmadıkça da çıkacak gibi görünmüyorlar!

Nihayetinde olan, bir "silahlı kuvvet"in başka bir "silahlı kuvvet" eliyle ve yeni bir hukuk(!) anlayışı çerçevesinde tasfiye edilmesiydi. Hukuki alt yapısı (ya da kılıfı) FBI tarafından hazırlanan ve sadece ABD içinde değil, küresel anlamda da işe yarayacak şekilde tasarlanmış bulunan "Önleyici Savaş Doktrini" (The doctrine of preemption) de zaten bunun için yok muydu?..

Mebzul miktarda gizli belge ortaya çıkarırken, gizli tanıkları bulurken, gizli telefon dinlemelerini kaydederken, tutuklu sanıklardan iddianame kıvamında ifadeler alarak savcıların işini kolaylaştırırken tanıdığımız kimi yetenekli emniyet mensupları ve onların bütün bu faaliyetleri, sözkonusu doktrinle manidar bir uyumluluk arz etmiyor muydu?.


Bütün bunlara ek olarak, emniyet teşkilatında, gerçekleştirilmesi yıllar alan ama sonuçları bugün bütünü ile aşikâre çıkan bu değişim faaliyetinde Pensilvanya merkezli malûm bir cemaatin adının sıkça geçmesi, bu cümlede söyleyebileceklerimize bir nokta vazifesi görmeli diyoruz..

Çünkü, bu nokta işareti sonrasında konuya nihaî noktayı koyduracak cümleleri usta gazeteci Müyesser Yıldız zaten kurmuş. Facebook hesabında bugün yayınladığı bir mesajında diyor ki değerli yazar:          

"Türk Polis Teşkilâtı’nın kuruluş yıldönümü resepsiyonuna ABD Büyükelçisi Ricciardone başta olmak üzere    FBI temsilcileri büyük ilgi göstermiş.

Radikal Gazetesi Ankara Temsilcisi Deniz Zeyrek resepsiyonda Büyükelçi Ricciardone ile sohbet etmiş. Ricciardone, “Biz yabancılar olarak Türk polisi sayesinde kendimizi güvende hissediyoruz. Siz Türkler gibi elbette. Bu nedenle Türkiye’ye ve Türk polisine olan saygımı göstermek istiyorum” demiş.

ABD bir zamanlar da kendisini TSK sayesinde “güvende” hissediyordu. Anlaşılan artık “Türk polisine” güveniyor.

Biz Türklerin Polis=Gaz psikolojisine girdiği bir dönemde ABD’nin bu muhabbetinin kaynağı;

Özellikle Ergenekon operasyonları öncesi polisin ABD Büyükelçiliğine gidip brifing vermesi,

Tüm dijital “delil”, görüntü veya ses kayıtlarının ABD menşeli çıkması,

Operasyonları yürüten polislerin büyük bölümünün ABD’de eğitim alması gibi tamamen “duygusal” sebepler olabilir mi ki?!."


?!!...

0 yorum:

Yorum Gönder

 

"Allahsız Oğlu Allahsız"

Firavunların Laneti ile Damgalandı: "Allahsız Oğlu Allahsız" - Açık İstihbarat

Sizi artık ne gücünüz, ne malınız mülkünüz, ne gizli hesaplardaki paranız, gizli ortaklıklarınız, sansürünüz, RTÜK'ünüz, her yıl yenisini yaptırmakla övündüğünüz hapishaneleriniz, eteğinizi öpen basınınız, biat etmiş yargıçlarınız, silah arkadaşları bin bir iftirayla tutuklanırken size topuk selamı veren generalleriniz;

Ne öfke ve kin kusan diliniz, korku filmine dönen çehreniz, yalakalarınız, dalkavuklarınız, jurnalcileriniz, gaz bombalarınız, özel yetkili mahkemeleriniz, 'akilleriniz'...

Allah'ı kandırmak, güya günahlarınızın kefaletini ödeyip sıyırmak amacıyla, halkın parasıyla inşa ettirmeye giriştiğiniz cami-mabed'leriniz..

Hiç birisi kurtaramayacak demektir...

Devamı...

Perdenin arkasında hava kötü

Sürece Diyarbakır'dan bakınca...


Örgütün gizli ajandasını anlamamız
için son iki gün içinde yerinde teyit ettiğim üç noktayı kayda geçeyim:

1- Örgüte katılım artıyor.Yeni yapıda rol almak için dağa çıkanlar artıyor. Burada örgütün şöyle bir taktiği var. Çekilme adı altında gidenlerin ciddi bir kısmı bu yeni katılımlar. Bir yandan da tecrübeliler içeride bekletiliyor. Hem bölgedeki koordinasyonu yapıyorlar hem de olası bir yol kazası sonrası çatışmaya hazır bekliyorlar. Plana göre ekime kadar tecrübeliler çıkmayacak. Sonra da kar kış bahanesiyle kalmaya çalışacaklar.

2- PKK ağır silahlarını ve bombaları belli bölgelerde depoladı.
Etraflarını da bubi tuzakları ve mayınlarla çevirdi. Dolayısıyla ihtiyaç halinde lojistik sorunu yaşamayacak. Asker bir şekilde buralara girmek isterse de ağır zayiat verecek.

3- Örgüt bu süreci legalleşme dönemi olarak gördüğü için önceki gün yeni bir kampanyanın startını verdi. Bundan sonra herkes evine ve işyerine Öcalan posterleri asacak.

4- Örgüt uyuşturucu ekimine hız vermiş. Diyarbakır kırsalı esrar tarlalarıyla dolu. Diyarbakır neredeyse suç ihraç ediyor. 'Nasıl olsa çözüm sürecindeyiz operasyon olmaz' diye köylüleri de baskı altına almışlar.

Başka örnekler de vermek mümkün. Yani örgüt bir yandan çözüm/barış diyor ama öbür taraftan başka bir ajandanın yol haritasını uyguluyor.