17 Ekim 2012 Çarşamba

"Darwin'in Kara Kutusu: Evrime Karşı Biyokimyasal Başkaldırı"

Evrim Teorisi konusundaki tartışmalar aralıksız devam ediyor. Bu tartışmaların bilimsel argümanlar üzerinden yapılmasının insanlık adına yararlı sonuçlar doğuracağına ise şüphe yok. Pennsylvanya'da bulunan Lehigh Üniversitesi'nde biyokimya profosörü olan Michael Behe, "Akıllı Tasarım Teorisi" (Intelligent Design) ile Darwinci bilimadamlarının kafalarını bir hayli karıştırmış durumda. Onun görüşlerini içeren aşağıdaki makalenin bu konuya meraklı okuyucular için de ilginç olabileceğini düşünüyoruz.  



AKILLI TASARIM (INTELLIGENT DESIGN) TEORİSİ 

ABD deki devlet okullarında Darwin in evrim teorisine alternatif olarak okutulması tartışılan Akıllı Tasarım, son 15 yıldır giderek güçlenen ve büyüyen bir teori.

Gücünü de, Darwinizm in varsayımının aksine, yaşamın hiç de rastlantı olmadığı gösteren bilimsel kanıtlardan alıyor. Aslında bu konudaki tartışmanın başlangıcı 150 yıl öncesine uzanıyor. Darwin in 1859 da yayınlanan Türlerin Kökeni adlı kitabından bu yana, biyolojideki temel kuram, canlıların doğal seleksiyonun ürünü olduklarını öngören evrim kuramı oldu. 20. yüzyılda Darwinizm e genetik ışığında getirilen yeni yorum, doğal seleksiyona bir de mutasyon mekanizmasını ekledi.

Ancak bu iki mekanizmanın, yani doğal seleksiyo ve mutasyonun, canlılığın tek kaynağı olduğu yönündeki geleneksel anlayış, son yıllarda önemli eleştiriler alıyor. Pek çok bilim adamı, canlılığın sadece bu gibi amaçsız ve bilinçsiz faktörlerin ürünü olamayacağını, hayatın kökeninde "tasarlayıcı bir aklın" olduğunu savunuyorlar. Bu anlayış son yıllarda yeni bir teoriyi de beraberinde getirdi: "Akıllı Tasarım" (Intelligent Design) teorisi. Time dergisinin 12 Ağustos 2005 sayısının da kapak konusunu oluşturan teori, halen ABD de ateşli bir tartışmanın odak noktası.

Devamını gör...

12 Ekim 2012 Cuma

Muhalefet partilerinden hâlâ medet uman vatandaşlara duyurudur


Bu haber bizim için bir haber değerinden çok daha fazlasını ifade etmiyor mu?..

Dünya milletlerinin bile üzerinde ittifak ettikleri; sakıncaları tescil ve kabul edilmiş ve uluslarası ilkeler haline gelmiş bir çok hususu görmezden gelerek, bırakın ülkesi lehine olmayı, ülkesi aleyhine olduğuna bile  aldırmadan onları çiğneyenler, bunun hangi zaruretin bir gereği olarak yapıldığını tarih önünde dahi makul bir gerekçe ile izah edemeyeceklerdir!      

"Biz korkularımızla ve bir takım önyargılarla hareket etmiyoruz" diyerek sözde cesur politikalar izleyen ve bu politikalarını eleştirenleri sözümona küçümseyen AKP zihniyeti, bedelini kendisinin değil milletin ödeyeceğini çok iyi bildiği bu politikalarından milletini değil yabancıları yararlandırdığını sanki bilmiyor mu?

Ey vatandaş, bu durumdan rahatsızsan ve yakın bir gelecekte sana ödetilecek faturanın büyüklüğünün farkındaysan şunu bil ki, "muhalefet tiyatrosu"nun verdiği temsilleri seyredip alkışlayarak bu belayı başından def edemezsin!..

Vatan senin namusun ise, namusunu yine en iyi senden başka kimse koruyamaz!

Devamını gör...
 

"Allahsız Oğlu Allahsız"

Firavunların Laneti ile Damgalandı: "Allahsız Oğlu Allahsız" - Açık İstihbarat

Sizi artık ne gücünüz, ne malınız mülkünüz, ne gizli hesaplardaki paranız, gizli ortaklıklarınız, sansürünüz, RTÜK'ünüz, her yıl yenisini yaptırmakla övündüğünüz hapishaneleriniz, eteğinizi öpen basınınız, biat etmiş yargıçlarınız, silah arkadaşları bin bir iftirayla tutuklanırken size topuk selamı veren generalleriniz;

Ne öfke ve kin kusan diliniz, korku filmine dönen çehreniz, yalakalarınız, dalkavuklarınız, jurnalcileriniz, gaz bombalarınız, özel yetkili mahkemeleriniz, 'akilleriniz'...

Allah'ı kandırmak, güya günahlarınızın kefaletini ödeyip sıyırmak amacıyla, halkın parasıyla inşa ettirmeye giriştiğiniz cami-mabed'leriniz..

Hiç birisi kurtaramayacak demektir...

Devamı...

Perdenin arkasında hava kötü

Sürece Diyarbakır'dan bakınca...


Örgütün gizli ajandasını anlamamız
için son iki gün içinde yerinde teyit ettiğim üç noktayı kayda geçeyim:

1- Örgüte katılım artıyor.Yeni yapıda rol almak için dağa çıkanlar artıyor. Burada örgütün şöyle bir taktiği var. Çekilme adı altında gidenlerin ciddi bir kısmı bu yeni katılımlar. Bir yandan da tecrübeliler içeride bekletiliyor. Hem bölgedeki koordinasyonu yapıyorlar hem de olası bir yol kazası sonrası çatışmaya hazır bekliyorlar. Plana göre ekime kadar tecrübeliler çıkmayacak. Sonra da kar kış bahanesiyle kalmaya çalışacaklar.

2- PKK ağır silahlarını ve bombaları belli bölgelerde depoladı.
Etraflarını da bubi tuzakları ve mayınlarla çevirdi. Dolayısıyla ihtiyaç halinde lojistik sorunu yaşamayacak. Asker bir şekilde buralara girmek isterse de ağır zayiat verecek.

3- Örgüt bu süreci legalleşme dönemi olarak gördüğü için önceki gün yeni bir kampanyanın startını verdi. Bundan sonra herkes evine ve işyerine Öcalan posterleri asacak.

4- Örgüt uyuşturucu ekimine hız vermiş. Diyarbakır kırsalı esrar tarlalarıyla dolu. Diyarbakır neredeyse suç ihraç ediyor. 'Nasıl olsa çözüm sürecindeyiz operasyon olmaz' diye köylüleri de baskı altına almışlar.

Başka örnekler de vermek mümkün. Yani örgüt bir yandan çözüm/barış diyor ama öbür taraftan başka bir ajandanın yol haritasını uyguluyor.