22 Ağustos 2012 Çarşamba

Sizin umudunuz hangi demokrasi?



Liberal demokrasiler, en sıradan insanlara dahi devlet yönetme "hakkı"nı tanıdığını iddia eden sistemlerdir ve bu yönleri ile çok övünürler. Halbuki bırakın bununla övünmeyi, (anayasalar dahil) hiç kimsenin insanlığa zarar vermek gibi bir hakkı olmamak gerekir. Çünkü, öteden beri insanlık aleminde, "hak" dendiğinde hep liyakat akla gelmiştir. 

Liyakat dendiğinde layık olmak, yani ehliyyet, ehliyyet dendiğinde yeterlilik, yeterlilik dendiğinde istihkak, (ehliyyetli olanın kazandığı ve hak ettiği şey) ve istihkak dendiğinde de meharet (ustalık, beceriklilik) ve (ehliyetliler topluluğuna) mensubiyyet (alakalı bulunuş) anlaşılır... Bütün bu kelimelerin zorunlu sonucu ise "mesuliyyet", yani "sorumluluktur"

Görüldüğü üzere bu kelimelerin hepsi birbirine silsile yolu ile bağlıdır ve biribirinden doğmuş kelimelerdir. Öyleyse, gelin şimdi buradan hareketle bir çıkarımda bulunalım:

Bir "hak"kın kullanılabilmesi için hak sahibi olmak gerektiğine göre, önce hak sahibi olmak isteyenin o hakka sahip olup olamayacağına dair bir "liyakat" sorgulaması yapmak gerekecektir. Yani basitçe, araba kullanmak için sürücü belgesine sahip olduğunun belgelenmesi gibi... 

Peki, toplu yaşamanın bir gereği olarak hakların kullanımında ve hakların sınırlanması hususunda rüşd dahil, kanunlar yolu ile bir çok kriterler konup bunlara göre önce liyakat ve ehliyyetler belirlendiğine göre, bir devletin yani o devleti teşkil eden milletin geleceğini belirleme hakkına talip olanlarda aranacak ehliyyet ve liyakatın kriterleri nedir? 

Devamını gör...

11 Ağustos 2012 Cumartesi

BOP Projesinde tarikatların yeri ve onları kullanmanın önemi


Malum, BOP denen küreselci proje, bölgede kendi işbirlikçilerine ayrı ayrı görevle veriyor. Bu görev paylaşımını yaparken de Batının eski tecrübelerinden yararlanmayı da ihmal etmiyor. Nasıl ki zamanında Ortadoğu coğrafyasını Osmanlılardan koparmak için Lavrens eli ile Vahhabilik denen sapık bir mezhep icat etmişse, bugün de kendi çıkarına uygun “ılımlı” bir tarikat bulmak ve onu kullanmak ihtiyacında.

Söze hemen şurdan başlayalım ki, bu projenin rahatça hayata geçirilmesinin ilk adımı olarak görülen Irak harekatının kolayca başarılabilmesi için Irak’ın içten ele geçirilmesi gerekiyordu. Bunu sağlayacak olan şey ise ne para, ne tehdit ve ne de silahtı. En zahmetsiz olan yol “inançları” kullanmaktı.

İşte, geçmiş tecrübeleri ile bunu gören Batı emperyalizmi aradığı kanı araya araya buldu: Kesnizani Tarikati!

Evet, o günleri yeniden hatırlarsak; herkes: “Esas savaş Bağdat’ta olacak” derken, Bağdat nasıl olmuştu da, tarihler 10 Nisan 2003’ü gösterirken savaşmadan Amerikan askerlerine teslim edilmişti?..

Devamını gör...
 

"Allahsız Oğlu Allahsız"

Firavunların Laneti ile Damgalandı: "Allahsız Oğlu Allahsız" - Açık İstihbarat

Sizi artık ne gücünüz, ne malınız mülkünüz, ne gizli hesaplardaki paranız, gizli ortaklıklarınız, sansürünüz, RTÜK'ünüz, her yıl yenisini yaptırmakla övündüğünüz hapishaneleriniz, eteğinizi öpen basınınız, biat etmiş yargıçlarınız, silah arkadaşları bin bir iftirayla tutuklanırken size topuk selamı veren generalleriniz;

Ne öfke ve kin kusan diliniz, korku filmine dönen çehreniz, yalakalarınız, dalkavuklarınız, jurnalcileriniz, gaz bombalarınız, özel yetkili mahkemeleriniz, 'akilleriniz'...

Allah'ı kandırmak, güya günahlarınızın kefaletini ödeyip sıyırmak amacıyla, halkın parasıyla inşa ettirmeye giriştiğiniz cami-mabed'leriniz..

Hiç birisi kurtaramayacak demektir...

Devamı...

Perdenin arkasında hava kötü

Sürece Diyarbakır'dan bakınca...


Örgütün gizli ajandasını anlamamız
için son iki gün içinde yerinde teyit ettiğim üç noktayı kayda geçeyim:

1- Örgüte katılım artıyor.Yeni yapıda rol almak için dağa çıkanlar artıyor. Burada örgütün şöyle bir taktiği var. Çekilme adı altında gidenlerin ciddi bir kısmı bu yeni katılımlar. Bir yandan da tecrübeliler içeride bekletiliyor. Hem bölgedeki koordinasyonu yapıyorlar hem de olası bir yol kazası sonrası çatışmaya hazır bekliyorlar. Plana göre ekime kadar tecrübeliler çıkmayacak. Sonra da kar kış bahanesiyle kalmaya çalışacaklar.

2- PKK ağır silahlarını ve bombaları belli bölgelerde depoladı.
Etraflarını da bubi tuzakları ve mayınlarla çevirdi. Dolayısıyla ihtiyaç halinde lojistik sorunu yaşamayacak. Asker bir şekilde buralara girmek isterse de ağır zayiat verecek.

3- Örgüt bu süreci legalleşme dönemi olarak gördüğü için önceki gün yeni bir kampanyanın startını verdi. Bundan sonra herkes evine ve işyerine Öcalan posterleri asacak.

4- Örgüt uyuşturucu ekimine hız vermiş. Diyarbakır kırsalı esrar tarlalarıyla dolu. Diyarbakır neredeyse suç ihraç ediyor. 'Nasıl olsa çözüm sürecindeyiz operasyon olmaz' diye köylüleri de baskı altına almışlar.

Başka örnekler de vermek mümkün. Yani örgüt bir yandan çözüm/barış diyor ama öbür taraftan başka bir ajandanın yol haritasını uyguluyor.