12 Kasım 2011 Cumartesi

Almanya niye bu kadar güçlü?

Küresel ekonomik krizin kazdığı kuyuya düşenlerden birinin de Avrupa Birliği olduğu hepimizin malûmu... 


Mevcut krizden ziyadesi ile etkilenen birlik ülkeleri ise, bu beladan kurtulmak için Avrupa Birliği'nin adeta kasası durumunda olan Almanya'dan medet ummaya devam ediyorlar. 


Öteden beri güçlü bir ekonomik yapıya sahip olagelmiş Almanya'nın bu özelliğini hâlâ koruyor olması, doğal olarak bir çok araştırmacının dikkatini çekmekte. Dolayısı ile de dünya üzerinde bu konuya dair yazılmış ve yazılan bir dolu araştırma mevcut. Buna en son eklenen araştırmalardan biri de George Friedman tarafından yazılan "The Next 100 Years" (Gelecek 100 Yıl) başlıklı kitap. Kurucusu olduğu ünlü düşünce kuruluşu Stratfor'da bu kitabının tanıtımı yayınlanan Friedman, konuyla ilgili olarak şunları söylüyor: 


"ALMANYA İTALYA'DAN NİYE DAHA ZENGİN"


"Yunanistan'da neler olup bittiğini hepiniz biliyorsunuz. İtalya, Portekiz ve İspanya ise yakında bu fırtınaya yakalanacak diğer ülkeler... 


Kuzeybatı Avrupa'daki yoğun bir nehir ağı (daha fazla karayolu ve demiryolu ağından bahsetmiyorum bile...) bu bölgeye çok daha düşük "taşıma maliyetleri" şansı veriyor. Böylece Kuzey Avrupa ülkeleri ihracatta önemli rekabet avantajı kazanmış oluyor. Bu avantajdan mahrum olan ve para birimi olarak Euro'yu kabul etmiş güney Avrupa ülkeleri ise euro cinsinden ihracatlarını korumak uğruna fiyatlarını düşürmek zorunda kalıyorlar. 


Sonuç?.. 


Dış ticaret fazlası veren bir Almanya ve Gayri Safi Yurtiçi Hasılasının %12o'sine kadar borca batmış bir İtalya!..


Avrupa'da sular daha çok dalgalanacak gibi görünüyor..."


* * *

Kaynak: https://www.stratfor.com/campaign/europe-rivers?utm_source=freelist-c&utm_medium=email&utm_campaign=WIFLSFI9DC75111109TN100Y204397&utm_term=c%3Afl%3Aeurope-TN100Y&utm_content=book&elq=ea6a33ab264947e487b0b8799d3e253f

0 yorum:

Yorum Gönder

 

"Allahsız Oğlu Allahsız"

Firavunların Laneti ile Damgalandı: "Allahsız Oğlu Allahsız" - Açık İstihbarat

Sizi artık ne gücünüz, ne malınız mülkünüz, ne gizli hesaplardaki paranız, gizli ortaklıklarınız, sansürünüz, RTÜK'ünüz, her yıl yenisini yaptırmakla övündüğünüz hapishaneleriniz, eteğinizi öpen basınınız, biat etmiş yargıçlarınız, silah arkadaşları bin bir iftirayla tutuklanırken size topuk selamı veren generalleriniz;

Ne öfke ve kin kusan diliniz, korku filmine dönen çehreniz, yalakalarınız, dalkavuklarınız, jurnalcileriniz, gaz bombalarınız, özel yetkili mahkemeleriniz, 'akilleriniz'...

Allah'ı kandırmak, güya günahlarınızın kefaletini ödeyip sıyırmak amacıyla, halkın parasıyla inşa ettirmeye giriştiğiniz cami-mabed'leriniz..

Hiç birisi kurtaramayacak demektir...

Devamı...

Perdenin arkasında hava kötü

Sürece Diyarbakır'dan bakınca...


Örgütün gizli ajandasını anlamamız
için son iki gün içinde yerinde teyit ettiğim üç noktayı kayda geçeyim:

1- Örgüte katılım artıyor.Yeni yapıda rol almak için dağa çıkanlar artıyor. Burada örgütün şöyle bir taktiği var. Çekilme adı altında gidenlerin ciddi bir kısmı bu yeni katılımlar. Bir yandan da tecrübeliler içeride bekletiliyor. Hem bölgedeki koordinasyonu yapıyorlar hem de olası bir yol kazası sonrası çatışmaya hazır bekliyorlar. Plana göre ekime kadar tecrübeliler çıkmayacak. Sonra da kar kış bahanesiyle kalmaya çalışacaklar.

2- PKK ağır silahlarını ve bombaları belli bölgelerde depoladı.
Etraflarını da bubi tuzakları ve mayınlarla çevirdi. Dolayısıyla ihtiyaç halinde lojistik sorunu yaşamayacak. Asker bir şekilde buralara girmek isterse de ağır zayiat verecek.

3- Örgüt bu süreci legalleşme dönemi olarak gördüğü için önceki gün yeni bir kampanyanın startını verdi. Bundan sonra herkes evine ve işyerine Öcalan posterleri asacak.

4- Örgüt uyuşturucu ekimine hız vermiş. Diyarbakır kırsalı esrar tarlalarıyla dolu. Diyarbakır neredeyse suç ihraç ediyor. 'Nasıl olsa çözüm sürecindeyiz operasyon olmaz' diye köylüleri de baskı altına almışlar.

Başka örnekler de vermek mümkün. Yani örgüt bir yandan çözüm/barış diyor ama öbür taraftan başka bir ajandanın yol haritasını uyguluyor.