10 Ocak 2011 Pazartesi

YENİ NESİL SENSÖRLÜ-ÇİPLİ İLAÇLAR YOLUYLA İNSANLARI KONTROL

Dini imanı, allahı kitabı, "para" olan, menfaati olmadan adım atmayan, fakiri fukarayı, öksüzü yetimi zaten takmayan, takmadığı gibi bunları, soyulacaklar ve yolunacaklar listesinde hep en başa koyan global emperyalist sermaye, çağın teknolojik imkânlarından sonuna kadar faydalanarak kurduğu sömürü düzenini, yeni boyutları ile sürdürmeye devam ediyor.

Bu vurgun sisteminin en gözde sektörlerinden olan "sağlık sektörü", şüphesiz ki, en çok "ağız sulandıran" sektörlerin başında geliyor. İşte, bir taşla "kuş sürüsü" vurmaya alışık bu tröstlerin, çok yakın bir gelecekte; "teknoloji insanlığın hizmetinde" şiarı ile insanlığa "sunacağı/dayatacağı" muhakkak olan ilaç(!) konusundaki yeni konseptleri!

YENİ NESİL SENSÖRLÜ-ÇİPLİ İLAÇLAR YOLUYLA İNSANLARI KONTROL

İsviçe merkezli Novartis ilaç firması; sensörlü, çipli çok ufak ilaçlar üretti (sensor based drugs). Şimdilik bunlar deneme aşamasında. Novartis, 2012 yılı ortalarına kadar bunları onaylatıp piyasaya sürmeyi planlıyor. Bu sensörlü akıllı ilaçlar bir silikon ve metal karışımından yapılmış. Mide asidi ile aktive oluyor ve vücudunuzdaki belli aktiviteleri erken uyarı sistemi gibi kablosuz haberleşme veya bluetooth sistemi yardımıyla doktorun bilgisayarına veya telefonuna aktarıyor. Şirket bu ilaca hali hazırda 24 milyon dolar harcadı.31 Başka firmalar da bu ilaç üzerinde çalışıyor.

Bu tip ilaç, hali hazırda organ nakli hastalarında kullanılıyor. İlaç vücudun yeni organa karşı uyumunu denetleyip doktora bildiriyor. Bu çipli, sensörlü ilaçlar çok büyük medikal devrim, buluş ve hastalıkların erken teşhisinde kolaylık gibi görünüyorsa da, bu uygulamanın yaratacağı tehlikeleri de göz önünde bulundurmak gerekiyor.

Çipler 1960-70’lerden beri piyasada, fakat son yıllarda çok geliştirilip boyutları 5 mikro milimetreye kadar düşürüldü (saç kılı 50 mikro milimetre). Yeni çipler kıldan ince olduğu için aşı ile çocuklara bile enjekte edilebiliyorlar.


Pentagon, sözde sağlık durumlarını uzaktan kontrol edebilmek için ABD askerlerine mikroçip koymak için Clemston Üniversitesi, Bioelektrik Biosensör Bioçip Merkezi’ne 1.6 milyar dolarlık son sistem çip ısmarladı. 32Böylece askerler bir robot gibi rahatlıkla uzaktan kontrol edip yönlendirilebilecekler.

Yakında çipli ilaçlar veya vücuda konulan çipler, herkesin bir kimliği yerine geçecek, herkes böylece kontrol altında tutulacak, çip takılmayı ret edenlere sağlık sigortası yapılmayacak, bankada hesap açılmayacak. Ödemeler bile deri altına konulmuş çiplerle olacak. İngiltere’de bu konuda bir reklam var, şimdiden bilinçaltına işlenen mesajlarla (subliminary messages) halkı hazırlıyorlar.

Çip üretimi stratejik bir sektör olduğundan Batı’da fabrikalar kapanırken, çip üreten dünya devi ’İntel’ ABD’de (Arizona, Oregon) yeni nesil çip üretimi için 8 milyar dolarlık yatırım yapacağını açıkladı.33 Yavaş yavaş kontrol bir tek merkezin eline geçiyor. Adamlar sizi uzaktan kontrol edilebilen birer robota çevirecek bütün alt yapıyı hazırlamış durumda. Bunu yapamazsa Deng Hummalı GDO’lu sivrisinekleri hazır bekliyor. Bunu da yapamazsa geliştirilmiş bir grip virüsü yollar.


(Bu konuda daha fazla bilgi için aşağıdaki adresi ziyaret edebilirsiniz.)


http://www.biroybil.com/showthread.php?15811-İşte-İlaç-Piyasasında-Dönen-Oyunlar&p=23384#post23384

0 yorum:

Yorum Gönder

 

"Allahsız Oğlu Allahsız"

Firavunların Laneti ile Damgalandı: "Allahsız Oğlu Allahsız" - Açık İstihbarat

Sizi artık ne gücünüz, ne malınız mülkünüz, ne gizli hesaplardaki paranız, gizli ortaklıklarınız, sansürünüz, RTÜK'ünüz, her yıl yenisini yaptırmakla övündüğünüz hapishaneleriniz, eteğinizi öpen basınınız, biat etmiş yargıçlarınız, silah arkadaşları bin bir iftirayla tutuklanırken size topuk selamı veren generalleriniz;

Ne öfke ve kin kusan diliniz, korku filmine dönen çehreniz, yalakalarınız, dalkavuklarınız, jurnalcileriniz, gaz bombalarınız, özel yetkili mahkemeleriniz, 'akilleriniz'...

Allah'ı kandırmak, güya günahlarınızın kefaletini ödeyip sıyırmak amacıyla, halkın parasıyla inşa ettirmeye giriştiğiniz cami-mabed'leriniz..

Hiç birisi kurtaramayacak demektir...

Devamı...

Perdenin arkasında hava kötü

Sürece Diyarbakır'dan bakınca...


Örgütün gizli ajandasını anlamamız
için son iki gün içinde yerinde teyit ettiğim üç noktayı kayda geçeyim:

1- Örgüte katılım artıyor.Yeni yapıda rol almak için dağa çıkanlar artıyor. Burada örgütün şöyle bir taktiği var. Çekilme adı altında gidenlerin ciddi bir kısmı bu yeni katılımlar. Bir yandan da tecrübeliler içeride bekletiliyor. Hem bölgedeki koordinasyonu yapıyorlar hem de olası bir yol kazası sonrası çatışmaya hazır bekliyorlar. Plana göre ekime kadar tecrübeliler çıkmayacak. Sonra da kar kış bahanesiyle kalmaya çalışacaklar.

2- PKK ağır silahlarını ve bombaları belli bölgelerde depoladı.
Etraflarını da bubi tuzakları ve mayınlarla çevirdi. Dolayısıyla ihtiyaç halinde lojistik sorunu yaşamayacak. Asker bir şekilde buralara girmek isterse de ağır zayiat verecek.

3- Örgüt bu süreci legalleşme dönemi olarak gördüğü için önceki gün yeni bir kampanyanın startını verdi. Bundan sonra herkes evine ve işyerine Öcalan posterleri asacak.

4- Örgüt uyuşturucu ekimine hız vermiş. Diyarbakır kırsalı esrar tarlalarıyla dolu. Diyarbakır neredeyse suç ihraç ediyor. 'Nasıl olsa çözüm sürecindeyiz operasyon olmaz' diye köylüleri de baskı altına almışlar.

Başka örnekler de vermek mümkün. Yani örgüt bir yandan çözüm/barış diyor ama öbür taraftan başka bir ajandanın yol haritasını uyguluyor.