23 Aralık 2010 Perşembe

Asıl sıkıntımız...

Türkiye'nin sıkıntısı; bugün ne şu sorunu, ne bu sorunudur. Esas sorun ve asıl sıkıntı, şiddetli bir şekilde varlığını hissettiren "devlet adamlığı" sıkıntısıdır. Vatandaşın; siyaset meydanında muhatap kabul etmeğe değecek adam gibi adamlar bulamaması, mevcut siyasi iktidarı bugün ayakta tutan en büyük faktördür. Muhalefet olarak mecliste görev(!) yapan mevcut iki partinin "halleri" ise ortadadır.

İktidar olmak için "yetki" istedikleri milletin içinde, Atatürk'ün yolunda yürümeye azmetmiş insanların sayısını o kadar "az" buluyor olmalılar ki, kendilerini, bu cumhuriyetin adına dahi tahammül edemeyen kimi "guruplara" mavi boncuk dağıtmak ihtiyacı içinde görüyorlar! O kadar ki, açıkça etnik milliyetçilik yapan ve ayrılıkçılara omuz verenleri, cemaat hocalarına övgüler dizenleri dahi parti yönetimine dahil etmekte hiç bir beis görmüyorlar!


Yani, sözümona dillerinden düşürmedikleri Atatürk'ün yolunda gidenler bir ayrı gurup, bölücü etnik milliyetçiler, cemaatciler ayrı bir gurup, kendileri ise bu gurupları bir arada tutma becerisi gösterebilecek yegâne insanlar!

Beyler, ne zamandan beri Atatürk Milliyetçiliği bu ülkede azınlığa düştü de siz onu diğer guruplarla uzlaştırma ihtiyacı hissettiniz?!.. Ve ne zaman ne oldu da, bütün bu gurupları demokrasimizin meşru bir unsuru olarak görür oldunuz?

Hülâsa, binbir emek ve can bedeli ile emperyalistlerin elinden zor bela geri alınarak yeniden kurulabilmiş bu vatanı kuran iradeyi, nasıl oluyor da bu kadar hafife alma cesaretini kendinizde bulabiliyorsunuz? Hiç bir şey bilmiyorsanız, son referandumdan (her şeye rağmen) çıkan yüzde 42 HAYIR oyu da mı size bir şey ifade etmiyor?

Bir ikinci husus, iktidar olma projesinde son bombasını(!) patlatan sayın Bahçeli'nin vaziyeti! Sayın Bahçeli; "her ülkücü, ilkokuldan 4 arkadaşını, ortaokuldan 4 arkadaşını, mahalleden 4 arkadaşını..." diye devam edip; "toplamda 24 kişiyi "hatıra binaen" ikna etmelidir. Böylece 19 milyon küsur oy ile MHP iktidar olacaktır!" buyuruyorlar!.. Allah Allah, nasıl oldu da bu "hatır" oyları kimsenin bugüne kadar aklına gelmedi ki?!.. Bence sayın Bahçeli bu "buluşunun" fikri mülkiyet hakkını bir an önce almalı, bu fikri bir başkasının sahiplenmesini, en azından vatan millet adına engellemelidir!

* * *

Şimdi, şu içler acısı tabloya bakıp, acziyetin millette değil, bu bozuk siyasi yapının ortaya çıkardığı adamlarda olduğunu tespit etmek çok mu zor?

Olayları tahlilden ve vatandaşını tanımaktan bu kadar uzak bir zihniyetin büründüğü "devlet adamlığı" kisvesini yırtıp atan ülke gerçekleri, kendi gerçeklerine göre hareket etme yeteneğine sahip evlatlarla elbet bir gün yüzleşecektir, siz hiç merak etmeyin!

0 yorum:

Yorum Gönder

 

"Allahsız Oğlu Allahsız"

Firavunların Laneti ile Damgalandı: "Allahsız Oğlu Allahsız" - Açık İstihbarat

Sizi artık ne gücünüz, ne malınız mülkünüz, ne gizli hesaplardaki paranız, gizli ortaklıklarınız, sansürünüz, RTÜK'ünüz, her yıl yenisini yaptırmakla övündüğünüz hapishaneleriniz, eteğinizi öpen basınınız, biat etmiş yargıçlarınız, silah arkadaşları bin bir iftirayla tutuklanırken size topuk selamı veren generalleriniz;

Ne öfke ve kin kusan diliniz, korku filmine dönen çehreniz, yalakalarınız, dalkavuklarınız, jurnalcileriniz, gaz bombalarınız, özel yetkili mahkemeleriniz, 'akilleriniz'...

Allah'ı kandırmak, güya günahlarınızın kefaletini ödeyip sıyırmak amacıyla, halkın parasıyla inşa ettirmeye giriştiğiniz cami-mabed'leriniz..

Hiç birisi kurtaramayacak demektir...

Devamı...

Perdenin arkasında hava kötü

Sürece Diyarbakır'dan bakınca...


Örgütün gizli ajandasını anlamamız
için son iki gün içinde yerinde teyit ettiğim üç noktayı kayda geçeyim:

1- Örgüte katılım artıyor.Yeni yapıda rol almak için dağa çıkanlar artıyor. Burada örgütün şöyle bir taktiği var. Çekilme adı altında gidenlerin ciddi bir kısmı bu yeni katılımlar. Bir yandan da tecrübeliler içeride bekletiliyor. Hem bölgedeki koordinasyonu yapıyorlar hem de olası bir yol kazası sonrası çatışmaya hazır bekliyorlar. Plana göre ekime kadar tecrübeliler çıkmayacak. Sonra da kar kış bahanesiyle kalmaya çalışacaklar.

2- PKK ağır silahlarını ve bombaları belli bölgelerde depoladı.
Etraflarını da bubi tuzakları ve mayınlarla çevirdi. Dolayısıyla ihtiyaç halinde lojistik sorunu yaşamayacak. Asker bir şekilde buralara girmek isterse de ağır zayiat verecek.

3- Örgüt bu süreci legalleşme dönemi olarak gördüğü için önceki gün yeni bir kampanyanın startını verdi. Bundan sonra herkes evine ve işyerine Öcalan posterleri asacak.

4- Örgüt uyuşturucu ekimine hız vermiş. Diyarbakır kırsalı esrar tarlalarıyla dolu. Diyarbakır neredeyse suç ihraç ediyor. 'Nasıl olsa çözüm sürecindeyiz operasyon olmaz' diye köylüleri de baskı altına almışlar.

Başka örnekler de vermek mümkün. Yani örgüt bir yandan çözüm/barış diyor ama öbür taraftan başka bir ajandanın yol haritasını uyguluyor.