13 Kasım 2010 Cumartesi

Hay ömrüne bereket Osman Hocam!

Cahil, cühelâ, yapsa yapsa ancak densizlik yapabilir, ötesine istese de geçemez! Onların cehaletleri, bu densizliklerini "arsızlık" seviyesine çıkarmaya kâfi gelmez! Onun için de; "yapmış bir densizlik işte!.." denir, geçilir... Ama arsızlık yapabilmek için okumuş yazmış olmak gerekir, insanlığının gereği taşıdığı vicdanını ve tahsilinin sağladığı ilmin kendisine işaret ettiği bütün hakikatleri görmezden gelebilecek kadar namus duygusunu içinden söküp atabilmek becerisini gösterebilmiş olmak gerekir! Neyse ki, en az bu namussuzlar kadar cesur olan namuslu aydınlar da var da, arada bir de olsa yüreğimize su serpiliyor!

Dün bir TV programında "istihdam sorunları"nın konuşulduğu bir haber programına takıldım. Paradigmaların, meşhur analiz ve sentezcisi sunucusunun konuklarından biri de Prof. Dr. Osman Altuğ'du. Osman Hoca'yı anlatmaya gerek yok elbette. Malûm, Anadolu'da adamın yiğidine "deli" derler. Bizim "aydın suyuna batırılmış" hokkabazları en iyi silkeleyenlerden biri de Osman hocadır. Gerçekleri süslü ve bilimsel(!) kelimelerle örttüğünü zanneden bu "kalp aydınlar"ın  boyasını dökmeyi iyi bilen Osman Hoca, dün yine formundaydı. "Cari açık" denilerek "kibarca bilimselleştirilen(!)" bu ekonomi deyimin aslında "ülkenin ettiği zarar" olduğunu ve bunun bu şekilde söylenmesi gerektiğini söyleyince ortalık karıştı! İşte o diyaloglar:

"AK Parti iktidarının ekonomi politikasını öven Yiğit Bulut'u Prof. Dr. Osman Altuğ canlı yayında rezil etti!
Habertürk’te Yiğit Bulut, "İstihdam sorunu"nu masaya yatırdı.. Bulut, konuğu Prof. Dr. Osman Altuğ’un sözünü kesince fırçayı yedi..

Habertürk ekranlarında ekonomistler Yiğit Bulut’un moderatörlüğünde "İstihdam Sorunu"nu tartıştı.

Başta işsizlik ve istihdam sorunlarının tartışıldığı programa Prof. Osman Altuğ damga vurdu. Altuğ sık sık sözünü kesen Yiğit Bulut’u öyle bir fırçaladı ki..

İşte Altuğ ile Yiğit bulut arasında geçen gerilimli anlar:

Prof. Altuğ - "Açık kelimesini deyince açık konuşalım. Millet anlasın... Gözünüzü seveyim ya... Açık deyince transparan geliyor aklına... " (Bu sırada Altuğ masayı yumrukluyor)
Yiğit Bulut - "Hocam... "
Prof. Altuğ- "Yahu bırakın açığı, Türkiye zarar ediyor. Her yıl 40 milyar dolar zararda... "
Yiğit Bulut-"Hocam... Şimdi... "
Prof. Altuğ- "Bununla da övünüyorsun... "
Yiğit Bulut - "Hocam... iki virgül hocam... "
Prof. Altuğ- "Kıvırma... Kıvırma... "
Yiğit Bulut-" İki virgül hocam...
Prof. Altuğ - "Kıvırma... Kıvırma... "

Prof. Altuğ’un bu sözleri üzerine Yiğit Bulut’un yüzü kıpkırmızı oldu ve hemen reklama geçildi.."

Hay ömrüne bereket Osman Hocam!

http://www.gazetemen.com/yigit-bulutu-yayinda-rezil-etti-27214n.htm

0 yorum:

Yorum Gönder

 

"Allahsız Oğlu Allahsız"

Firavunların Laneti ile Damgalandı: "Allahsız Oğlu Allahsız" - Açık İstihbarat

Sizi artık ne gücünüz, ne malınız mülkünüz, ne gizli hesaplardaki paranız, gizli ortaklıklarınız, sansürünüz, RTÜK'ünüz, her yıl yenisini yaptırmakla övündüğünüz hapishaneleriniz, eteğinizi öpen basınınız, biat etmiş yargıçlarınız, silah arkadaşları bin bir iftirayla tutuklanırken size topuk selamı veren generalleriniz;

Ne öfke ve kin kusan diliniz, korku filmine dönen çehreniz, yalakalarınız, dalkavuklarınız, jurnalcileriniz, gaz bombalarınız, özel yetkili mahkemeleriniz, 'akilleriniz'...

Allah'ı kandırmak, güya günahlarınızın kefaletini ödeyip sıyırmak amacıyla, halkın parasıyla inşa ettirmeye giriştiğiniz cami-mabed'leriniz..

Hiç birisi kurtaramayacak demektir...

Devamı...

Perdenin arkasında hava kötü

Sürece Diyarbakır'dan bakınca...


Örgütün gizli ajandasını anlamamız
için son iki gün içinde yerinde teyit ettiğim üç noktayı kayda geçeyim:

1- Örgüte katılım artıyor.Yeni yapıda rol almak için dağa çıkanlar artıyor. Burada örgütün şöyle bir taktiği var. Çekilme adı altında gidenlerin ciddi bir kısmı bu yeni katılımlar. Bir yandan da tecrübeliler içeride bekletiliyor. Hem bölgedeki koordinasyonu yapıyorlar hem de olası bir yol kazası sonrası çatışmaya hazır bekliyorlar. Plana göre ekime kadar tecrübeliler çıkmayacak. Sonra da kar kış bahanesiyle kalmaya çalışacaklar.

2- PKK ağır silahlarını ve bombaları belli bölgelerde depoladı.
Etraflarını da bubi tuzakları ve mayınlarla çevirdi. Dolayısıyla ihtiyaç halinde lojistik sorunu yaşamayacak. Asker bir şekilde buralara girmek isterse de ağır zayiat verecek.

3- Örgüt bu süreci legalleşme dönemi olarak gördüğü için önceki gün yeni bir kampanyanın startını verdi. Bundan sonra herkes evine ve işyerine Öcalan posterleri asacak.

4- Örgüt uyuşturucu ekimine hız vermiş. Diyarbakır kırsalı esrar tarlalarıyla dolu. Diyarbakır neredeyse suç ihraç ediyor. 'Nasıl olsa çözüm sürecindeyiz operasyon olmaz' diye köylüleri de baskı altına almışlar.

Başka örnekler de vermek mümkün. Yani örgüt bir yandan çözüm/barış diyor ama öbür taraftan başka bir ajandanın yol haritasını uyguluyor.