28 Ekim 2010 Perşembe

"Türkiye, demokratik, lâik, sosyal, hukuk devleti" ise...

...bu nedir?

‘Özgür ülke’nin tutsak öğrencileri


27.10.2010 - 11:07

Üniversitelerdeki antidemokratik uygulamalar ocak ayından bu yana büyük artış gösterirken parasız eğitim istediği için 9 aydır tutuklu bulunan Ferhat Tüzel’in annesi Hayat Tüzel, oğlunun fiziksel saldırıya maruz kaldığını söyledi.

Hayat Tüzel, “Oğlum adam mı öldürdü? Erdoğan’ın katıldığı toplantıda pankart açtı. Parasız eğitim istediği için tutuklandı. Bu yüzden psikolojik olarak yıpratılıyor” dedi.


İSTANBUL - Türkiye İnsan Hakları Vakfı verilerine göre ocak ayından bu yana 376 öğrenci çeşitli suçlamalar nedeniyle gözaltına alındı. 50 öğrenci tutuklanarak cezaevine gönderildi. Öğrencilerin tutuklanmalarına 1 Mayıs İşçi Bayramı’na çağrı afişi asmak, hükümet aleyhine slogan atmak, TEKEL direnişine katılmak, yerleşke içerisine stant açmak gibi gerekçeler gösterildi.

Ocak ayından bu yana 376 üniversite öğrencisi gözaltına alınırken, 50 öğrenci cezaevine gönderildi


‘Özgür ülke’nin tutsakları

Türkiye üniversitelerdeki türban tartışmalarına kilitlenirken, üniversitelerdeki antidemokratik uygulamalar da hız kesmeden devam ediyor. Yıldız Teknik Üniversitesi’nde (YTÜ) türban karşıtı afiş asan öğrenciler okula alınmazken ocak ayından bu yana 376 üniversite öğrencisi gözaltına alındı, 50 öğrenci de tutuklandı. Parasız eğitim istediği için 9 aydır tutuklu bulunan Ferhat Tüzel’in annesi Hayat Tüzel, “Oğlum adam mı öldürdü? Parasız eğitim istediği için tutuklandı. Bu yüzden cezaevinde fiziksel şiddete maruz kalıyor” dedi.


Bu dönem yükseköğretimi, “Özgür ve güvenli üniversite” sloganıyla açan Yüksek Öğrenim Kurumu (YÖK), sloganı aratacak uygulamaları devreye soktu. YÖK Başkanı Prof. Yusuf Ziya Özcan’ın İstanbul Üniversitesi Rektörlüğü’ne gönderdiği “türbanlı öğrencilerin derslerden atılmaması” yazısıyla türban üniversitelerde fiili olarak serbest hale geldi. Bu yazı “Özgür ve güvenli üniversite” sloganının da sınırlarını belirledi. Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) Dokümantasyon Merkezi verilerine göre ocak ayından bu yana 376 öğrenci çeşitli suçlamalarla gözaltına alındı. 50 öğrenci de tutuklanarak cezaevine gönderildi.


‘Gardiyanların bahanesi arama’

Abdi İpekçi Spor Salonu’nda 14 Mart günü “Roman açılımı”nda “Parasız eğitim istiyoruz, alacağız” pankartı açan Gençlik Federasyonu üyeleri, Ferhat Tüzel, Berna Yılmaz ve Utku Aykar yaka paça gözaltına alınmış, Tüzel ve Yılmaz, “örgüt üyesi” oldukları gerekçesiyle tutuklanmışlardı. Tüzel’in annesi Hayat Tüzel, oğlunun 9 aydır tutuklu bulunduğunu belirterek, Tüzel’in “çok insancıl” bir genç olduğunu, yurdunu, vatanını çok sevdiğini söyledi. Anne Tüzel, oğlunun gözaltına alındığı sırada evlerinin didik didik arandığını, Tekirdağ 2 No’lu F Tipi Cezaevi’nde tutuklu bulunan oğluna yönelik kötü muamelenin cezaevinde de sürdüğünü anlattı.


Tüzel’in fiziksel şiddete de maruz kaldığını vurgulayan anne Tüzel, “Koğuşlarda arama bahanesiyle çocuklarımızın tüm eşyalarını kırıyorlar. Daha sonra çocuklarımıza saldırıyorlar. Oğlum 4 defa fiziksel saldırıya maruz kaldı. Bunun yanında 8 aydır psikolojik olarak da yıpratılıyor. Benim oğlum kimseyi öldürmedi. Sadece parasız eğitim istediği için bunlara maruz kaldı. Parasız eğitim istediği için mi bunlar başına geldi?” dedi. (Cumhuriyet / Cihan ORUÇOĞLU)


GAZETEPORT

0 yorum:

Yorum Gönder

 

"Allahsız Oğlu Allahsız"

Firavunların Laneti ile Damgalandı: "Allahsız Oğlu Allahsız" - Açık İstihbarat

Sizi artık ne gücünüz, ne malınız mülkünüz, ne gizli hesaplardaki paranız, gizli ortaklıklarınız, sansürünüz, RTÜK'ünüz, her yıl yenisini yaptırmakla övündüğünüz hapishaneleriniz, eteğinizi öpen basınınız, biat etmiş yargıçlarınız, silah arkadaşları bin bir iftirayla tutuklanırken size topuk selamı veren generalleriniz;

Ne öfke ve kin kusan diliniz, korku filmine dönen çehreniz, yalakalarınız, dalkavuklarınız, jurnalcileriniz, gaz bombalarınız, özel yetkili mahkemeleriniz, 'akilleriniz'...

Allah'ı kandırmak, güya günahlarınızın kefaletini ödeyip sıyırmak amacıyla, halkın parasıyla inşa ettirmeye giriştiğiniz cami-mabed'leriniz..

Hiç birisi kurtaramayacak demektir...

Devamı...

Perdenin arkasında hava kötü

Sürece Diyarbakır'dan bakınca...


Örgütün gizli ajandasını anlamamız
için son iki gün içinde yerinde teyit ettiğim üç noktayı kayda geçeyim:

1- Örgüte katılım artıyor.Yeni yapıda rol almak için dağa çıkanlar artıyor. Burada örgütün şöyle bir taktiği var. Çekilme adı altında gidenlerin ciddi bir kısmı bu yeni katılımlar. Bir yandan da tecrübeliler içeride bekletiliyor. Hem bölgedeki koordinasyonu yapıyorlar hem de olası bir yol kazası sonrası çatışmaya hazır bekliyorlar. Plana göre ekime kadar tecrübeliler çıkmayacak. Sonra da kar kış bahanesiyle kalmaya çalışacaklar.

2- PKK ağır silahlarını ve bombaları belli bölgelerde depoladı.
Etraflarını da bubi tuzakları ve mayınlarla çevirdi. Dolayısıyla ihtiyaç halinde lojistik sorunu yaşamayacak. Asker bir şekilde buralara girmek isterse de ağır zayiat verecek.

3- Örgüt bu süreci legalleşme dönemi olarak gördüğü için önceki gün yeni bir kampanyanın startını verdi. Bundan sonra herkes evine ve işyerine Öcalan posterleri asacak.

4- Örgüt uyuşturucu ekimine hız vermiş. Diyarbakır kırsalı esrar tarlalarıyla dolu. Diyarbakır neredeyse suç ihraç ediyor. 'Nasıl olsa çözüm sürecindeyiz operasyon olmaz' diye köylüleri de baskı altına almışlar.

Başka örnekler de vermek mümkün. Yani örgüt bir yandan çözüm/barış diyor ama öbür taraftan başka bir ajandanın yol haritasını uyguluyor.