18 Eylül 2010 Cumartesi

"EVET" dediniz ve (ne) kazandınız!

Kuru bir inadı bir "fikir"miş gibi sahiplenmek, onu kesin bir inanç haline getirmekten haz duymak, uzunca bir zamandır bizde bir gelenek haline geldi. Halbuki, bir toplumun gelişmişliği; bilgiye karşı açlık duyan, merak eden, soru soran, durmadan bir şeyler öğrenmek ihtiyacı içinde olan insanların çokluğu ile doğru orantılıdır. Batı'da "intellectual curiosity " denen ve "entellektüel merak" olarak adlandırabileceğimiz bu, sürekli "öğrenme açlığı" çeken insan sayısının azlığı, bir toplumun her türlü iç ve dış manüpilasyona açık halde bulunduğunun bir göstergesidir. Boyuna, posuna, yürüyüşüne, bakışına, konuşma tarzına "hayran" olduğu bir insan vasıtası ile kendisine (pazarlamacı değil) "pazar esnafı" mantığı ile dayatılan sloganları-ki, bunun kibar adı "toplum mühendisliği" oluyor-adeta havada kapan ve sonra da bunları bir fikir imiş gibi "ölümüne" sahiplenmeyi bir "marifet" ve "yiğitçe" bir "sadakat" sayan fertlerden müteşekkil bir toplumun seçebileceği tek şey, olsa olsa, sırtına vurulacak semerin rengini seçmek olur! Şimdi, bu sözüm üzerine derhal vaveyla koparacak "EVETÇİ" vatandaşlardan, mesela şu aşağıda (benzer bir çokları içinden seçip) zikrettiğim konudan haberdar olup olmadıklarını sormak isterim:

GLOCAL FORUM NEDİR, NECİDİR, NE İŞ YAPAR, ADINI DUYMUŞLUĞUNUZ VAR MI?

“GLOCAL FORUM, İtalya merkezli uluslararası kuruluştur. GLOCAL FORUM’un Yönetim Kurulu Başkanı, İsrail gizli servisi MOSSAD’ın İkinci Başkanlığı’na kadar yükselen David KIMCHE olup GLOCAL FORUM 5 toplantısından yaklaşık bir yıl önce 6 Ağustos 2005’de Ankara’ya gelmiş ve Ankara Büyükşehir Belediyesi Başkanı Melih GÖKÇEK’le hem toplantı yapmış, hem de GÖKÇEK’in “özel istekleri” üzerine görüşmüştü.





“DAVID KIMCHE İNGİLİZ BEYEFENDİSİ (!)


David KIMCHE, aristokrat, pek çok haham da çıkarmış bir İsviçreli Yahudi ailesinin ferdidir. Ailesi, o doğmandan hemen önce İngiltere’ye yerleşmiştir. KIMCHE, İngiltere’de doğmuştur. Bu nedenle diğer MOSSAD ajanlarından daha ince ve daha itidallidir. Ancak bu ince görünümü ardında, kanla beslenen bir canavar vardır.

MOSSAD’A GİRİŞ
KIMCHE 1946’da Filistin’e gitmiş İsrail devleti kurulduktan sonra şansını İsrail Dışişleri Bakanlığı’nda denemiştir. Ancak, sınavlarda başarılı olamamış, yeterli bilgi ve donanıma sahip olmadığı anlaşıldığından reddedilmiştir. KIMCHE bir süre Jerusalem Post’ta gece editörlüğü ve “şantaj gazeteciliği” yapmış ardından da, edindiği çevre sayesinde MOSSAD’a girmeyi başarmıştır.


AFRİKA YILLARI
David KIMCHE, 1950’li ve 1960’lı yıllarda Afrika’da görev yapmıştır. Yeni yeni bağımsız devletler oluşup, Afrika darbelerle çalkanırken, kıtada “David SHARON” sahte adıyla görev yapan İsrail dışişleri yetkilisi olarak bütün olup bitenlerde etkin rolü olmuştur. O dönemde Afrika’da görev yapan gazeteciler David SHARON’u belli başlı, ancak dezinformatsiyaya yönelik haber kaynağı olarak tanımlamaktadırlar.



David KIMCHE valizini alıp bir Afrika ülkesinden ayrıldıktan kısa bir süre sonra orada ya bir iç savaş başlıyor ya da bir darbe gerçekleşiyordu. Afrika’nın ünlü yöneticilerinden İdi AMİN’in arkasında da David KIMCHE (ya da SHARON) uzun süre yer almıştır

KÜRTLERLE DANS


KIMCHE aynı yıllarda Irak’taki Kürtlerle de teması kurmuş ve özellikle Barzani’nin ve peşmergelerinin eğitiminde görev almış aynı zamanda bu gruba silah da sağlamıştır. KIMCHE bir bakıma, BOP’un temellerini bölgede atan adamdır.


KIMCHE’nin en dikkat çekici yönü İran ve Türkiye’ye olan ilgisidir. Arap olmayan Müslüman Ortadoğu ülkeleriyle sıkı ilişkiler geliştirmesi ise bunun tezahürüdür. KIMCHE 1970’lerde MOSSAD’ın tepesine kadar yükselmiş, ikinci adam olmuştur. MOSSAD’ın başına geçmesine kesin gözüyle bakılırken, ani bir biçimde tasfiye edilmiştir.


Zamanın MOSSAD Başkanı, KIMCHE’yi kendisine bağlı bağımsız bir örgütlenme ve finans yapısı kurmakla ve bunu MOSSAD’ın başına geçmek için kullanmaya kalkışmakla suçlamıştır. (Daha fazlası için:

http://nihatozgur.blogspot.com/2009/01/glocal-forum-ihanet-ve-igalin-stk.html)

(MOSSAD’ın ikinci başkanı David Kimche (Solda) bir Peşmergeyle Beraber-Irak’ın Kuzeyi / 1965)





 - PEKİ, ANKARA BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE BAŞKANI OLAN İ. MELİH GÖKÇEK VE OĞLU'NUN GLOCAL FORUMLA NE İLGİSİ OLABİLİR Kİ?  

-HABER: (06.07.2006-15.07.2006 tarihleri arasında Ankara'da yapılan GLOCAL FORUM'un 5. Toplantısı)
 
 

- VE BİR MAKALE:

Gökçek'in MOSSAD ile diyaloğu!


Ertuğrul Özkök, Melih Gökçek’in yeniden aday gösterilmesini incelerken, “Gökçek bu kudreti nereden alıyor? Arınç gibi bir ağabeylik gücü yok. Kemal abi gibi tarikat gücü desen yok. Eşinin başı açık. Kılıçdaroğlu’na karşı savaşı kaybetmiş, başı gözü yarılmış. Başbakan, o kudretli tek adam, kapısında süründürmüş, onu istemediğini her halinden belli etmiş. Ama iş karar noktasına gelince, elini tutup kamuoyunun karşısına geçmiş ve ‘Melih kardeşimizle birlikte yürüyeceğiz’ demiş” diye ifadeler kullandı.


Özkök, Gökçek’in kudretini nereden aldığını en az benim kadar biliyor fakat açıklamıyor.


***


Melih Gökçek’in kudretini nereden aldığı, 2006 yılının Temmuz ayında bu sütunda altı gün üstüste çıkan yazılarda incelenmiştir. Hatırlatalım.


3 Temmuz 2006 tarihli ve “MOSSAD ile Glocal diyalog!”* başlıklı ilk yazıda şu bilgileri vermişiz:


“Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek’in ev sahipliğinde ’The Glocal Forum’ tarafından düzenlenen 5. Glokalizasyon Konferansı, ‘medeniyetler buluşması’ ve ‘dinlerarası diyalog’ ana fikirleri ile tanıtıldı.


Saadet Partisi Genel Başkanı Recai Kutan, Glokal Forum Yönetim Kurulu Başkanı David Kimche’nin, ‘İsrail Gizli Servisi MOSSAD’ın ikinci başkanlığına kadar yükselmiş ünlü bir istihbaratçı olduğunu’ belirtti. Kutan, Glokal Forum Başkanı Uri Safir’in de, ‘MOSSAD’ın en önemli adamlarından biri olduğunu’ söyledi. Kutan, ’İsrail Filistin’i yakıp yıkarken, iki MOSSAD ajanı yönetimindeki bir kuruluşa en büyük destek veriyorlar. Milli görüş gömleğini çıkardılar. Bu utanç verici duruma düştüler’ diye konuştu.

MOSSAD’ın eski ikinci başkanı David Kimche de ‘Türkiye’nin, ılımlı İslam’ın en hayranlık duyulan temsilcisi olduğunu’ söyleyerek ‘Ilımlı İslam’ kavramının arkasında kimin bulunduğunu itiraf etmiş oldu!”

***

4 Temmuz 2006’da ise “Gökçek’in ajan konuğu David Kimche kimdir?”* başlığı altında devam etmişiz:

“Lübnan’da İngilizce olarak yayımlanan The Daily Star gazetesinin 04 Ağustos 2004 tarihli sayısında, Kamran Karadağ imzasıyla yayınlanan haberde aynen şöyle deniliyor:

‘Kürt-İsrail temaslarının tarihi iyi belgelenmiştir. 1960’ların ortalarında direk Kürt liderlerle ilişkiler, İsrail’in Orta Doğu adamı, eski MOSSAD yetkilisi David Kimche tarafından kurulmuştur.’

Gazeteci Hasan Cemal, Kudüs’e giderek İzak Rabin ve Weizman ile görüştü. Görüşmede David Kimche’nin de bulunduğu İnternet sitelerinde yazıldı. Hasan Cemal, 9 Eylül 1993 tarihli yazısında ‘İsrailli bir üst düzey yetkili’ye atfen, ‘İsrail Kürt devletine karşıdır. Barış suyu projesini geliştirelim. Türk Cumhuriyetleri’nde ortak yatırım yapalım. Stratejik ortak olalım’ gibi mesajlar verdi.

Bu yetkili 1960’lardan beri Barzani ve Talabani’ye silah ve para yardımı yapan, ayrıca Peşmergelere askeri eğitim veren David Kimche idi!”

***

5 Temmuz 2006’da “Yahudileri öldüren Yahudiler ve Gökçek’in konuğu” başlığı altında şimdi İsrail vatandaşı olan Irak Yahudisi Naeim Giladi’nin anılarına yer vermişiz:


“1940 yılının sonundan, 1952’ye kadar, İngiliz Gizli Servisi’nin organizasyonu ile Irak’taki Yahudilere yönelik saldırılar sonucunda 125 bin Yahudi Irak’tan İsrail’e göç etti. Bu olaylar sırasında David Kimche, İngiliz Gizli Servisi adına Irak’ta çalışıyordu. Yahudilerin öldürülmesi eylemlerini biliyordu ve bu olaylardan sorumludur.”
Peki Melih Gökçek’in bu adamla ne işi olabilirdi?

Devam edeceğiz!


Arslan BULUT  / yenicaggazetesi.com.tr / Yazı Tarihi: 04/01/2009
(http://www.biroybil.com/showthread.php?10183-Gkek-in-MOSSAD-ile-diyalou)
 
- PEKİ, BÜTÜN BU GELMELER, GİTMELER, GÖRÜŞMELER NE İÇİN?
 
BUYRUN:
 
"BİR GÜN; ANKARA BELEDİYE BAŞKANI DURUP DURURKEN ŞAŞIRTICI BİR AÇIKLAMA YAPTI.


“İZMİR'İN SUYU ARSENİKLİ” HAKİKATEN ŞAŞIRDIK VE 'SEN ANKARA'NIN BELEDİYE BAŞKANISIN, AMA NE MÜBAREK İNSANSIN Kİ, SADECE ANKARA’YI DEĞİL İZMİR'İ DE DÜŞÜNÜYORSUN' DEDİK.

SONRA BAKTIK Kİ, SADECE İZMİR'İN DEĞİL NEREDEYSE TÜM TÜRKİYE'NİN SUYU ARSENİKLİYMİŞ.


TÜM BELEDİYE BAŞKANLARI KANDIRMIŞ BİZİ.


TÜM ÜLKEDE TEPKİLER GELMEYE BAŞLADI. MUSLUKLAR SUSTU DAMACANALAR ÇIKTI PİYASAYA.


HATTA ÖĞRENCİLERE OKULLARDA SU DAĞITTIK. 

SONRA BİRÇOK AÇIKLAMA GELDİ. BİLİM İNSANLARINDAN ONDAN BUNDAN.



AMA HEPSİ CILIZ KALDI. BİR ANDA SUYUMUZU İÇEMEZ OLDUK.

-VE BİR HABER DAHA:

EDİRNE BELEDİYESİ, DAHA YENİ DEDE OLDUĞUNDAN DOLAYI, ADI DEDE OLAN BİR OPERASYON YAPILDI.

10 Mart 2008 Edirne’de DEDE OPERASYANU YAPILIYOR ve Eski Cumhur Başkanı Turgut Özal’ın oğlu ve Malatya Milletvekili AHMET ÖZAL tutuklanıyor. Ahmet Özal’ın, Edirne Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şubesi’nde ifade veriyor. AHMET ÖZAL İFADESİNDE TÜRKİYE’DE 3 BİN BELEDİYENİN SU ŞEBEKELERİNİN İMTİYAZ HAKKINI SATACAĞINI VE BUNUNLA BİRLİKTE ÖN ÖDEMELİ SAYAÇ SATIŞININ DA OLACAĞINI SÖYLEYEREK, BUNUN PİYASADA 90 MİLYAR DOLARLIK BİR PASTA YARATTIĞINI ANLATTI. HÜKÜMETİN SU BAKANLIĞI KURMA HAZIRLIĞI İÇİNDE OLDUĞUNU VE BAKANLIĞIN KURULMASINDAN SONRA TÜRKİYE’DEKİ SU KONUSUNDA TEK YETKİNİN BURAYA DEVREDİLECEK OLACAĞINA DİKKAT ÇEKEN AHMET ÖZAL, BU NEDENLE KÜRESEL SERMAYENİN VE BÜYÜK ŞİRKETLERİN BİR AN ÖNCE YEREL YÖNETİMLERİN ELİNDE BULUNAN SUYUN İMTİYAZ HAKLARINI ALMAK İÇİN HAREKETE GEÇTİĞİNİ SÖYLEDİ. AHMET ÖZAL, “SÖZ KONUSU ŞİRKET YÖNETİCİLERİ DE BANA GELİP İMTİYAZ SÖZLEŞMELERİNE KATILACAK BÜYÜK SERMAYE GRUPLARINI İKNA ETMEM KONUSUNDA YARDIM İSTEDİLER” DEDİ.

BÜTÜN BUNLARI NEDEN YAZDIK?

YENİ Mİ DUYDUK?

HAYIR.

BAKIN NEDEN:




16–22 Mart 2009 tarihleri arasında sürecek olan 5. Dünya Su Forumu İstanbul’da Cumhurbaşkanı Gül’ün açılış konuşmasıyla başladı. Büyük su buluşmasına yaklaşık 30 bin kişinin katılması bekleniyor. 5. Dünya Su Forumu, Habitat’dan bu yana İstanbul’da düzenlenen en büyük ve en kalabalık toplantı olma özelliğini de taşıyor. 5.Dünya Su Forumu’nun ana teması ‘FARKLILIKLARIN SUDA YAKINLAŞMASI’ (Bridging Divides for Water).




 
FARKLIYMIŞIZ, SATACAKMIŞIZ SUYUMUZU VE YAKINLAŞAKMIŞIZ. 21 MART'IN NEVRUZ OLMASI DA SADECE BİR TESADÜF TABİ. AKLINIZA BİR ŞEY GELMESİN SAKIN.



BAKINIZ YAKINLAŞMIŞIZ BİLE
 

BELKİ O ZAMAN BİZE BİR KÜRT KEDİSİ VERİR. BUGÜN NEVRUZ DEĞİL Mİ? O ZAMAN ŞÖYLE BİTİRELİM. HEY GİDİ İSRAİL. HADİ YİNE İYİSİN. NEVSUYUN KUTLU OLSUN. KANA KANA İÇ, YIKAN, GARK OL. SEVGİLİ TÜRK HALKIM SENDE AŞAĞIDAKİ RESİMLERE İYİ BAK.



ÇÜNKÜ BU ARTIK ÇOK BOL GÖRECEĞİN MANZARA OLMAYACAK."



(Levent Kalem / 21 Mart 2010 / http://millici-ciddiadamlar.blogspot.com/2009_03_21_archive.html)

"Anlayana sivri sinek saz" demiş atalar, sivrisinekler artık "koro" halinde çalıp söyler, eşşek arıları bile onlara "vokal" yapar oldu, siz de hâlâ tık yok birader!

0 yorum:

Yorum Gönder

 

"Allahsız Oğlu Allahsız"

Firavunların Laneti ile Damgalandı: "Allahsız Oğlu Allahsız" - Açık İstihbarat

Sizi artık ne gücünüz, ne malınız mülkünüz, ne gizli hesaplardaki paranız, gizli ortaklıklarınız, sansürünüz, RTÜK'ünüz, her yıl yenisini yaptırmakla övündüğünüz hapishaneleriniz, eteğinizi öpen basınınız, biat etmiş yargıçlarınız, silah arkadaşları bin bir iftirayla tutuklanırken size topuk selamı veren generalleriniz;

Ne öfke ve kin kusan diliniz, korku filmine dönen çehreniz, yalakalarınız, dalkavuklarınız, jurnalcileriniz, gaz bombalarınız, özel yetkili mahkemeleriniz, 'akilleriniz'...

Allah'ı kandırmak, güya günahlarınızın kefaletini ödeyip sıyırmak amacıyla, halkın parasıyla inşa ettirmeye giriştiğiniz cami-mabed'leriniz..

Hiç birisi kurtaramayacak demektir...

Devamı...

Perdenin arkasında hava kötü

Sürece Diyarbakır'dan bakınca...


Örgütün gizli ajandasını anlamamız
için son iki gün içinde yerinde teyit ettiğim üç noktayı kayda geçeyim:

1- Örgüte katılım artıyor.Yeni yapıda rol almak için dağa çıkanlar artıyor. Burada örgütün şöyle bir taktiği var. Çekilme adı altında gidenlerin ciddi bir kısmı bu yeni katılımlar. Bir yandan da tecrübeliler içeride bekletiliyor. Hem bölgedeki koordinasyonu yapıyorlar hem de olası bir yol kazası sonrası çatışmaya hazır bekliyorlar. Plana göre ekime kadar tecrübeliler çıkmayacak. Sonra da kar kış bahanesiyle kalmaya çalışacaklar.

2- PKK ağır silahlarını ve bombaları belli bölgelerde depoladı.
Etraflarını da bubi tuzakları ve mayınlarla çevirdi. Dolayısıyla ihtiyaç halinde lojistik sorunu yaşamayacak. Asker bir şekilde buralara girmek isterse de ağır zayiat verecek.

3- Örgüt bu süreci legalleşme dönemi olarak gördüğü için önceki gün yeni bir kampanyanın startını verdi. Bundan sonra herkes evine ve işyerine Öcalan posterleri asacak.

4- Örgüt uyuşturucu ekimine hız vermiş. Diyarbakır kırsalı esrar tarlalarıyla dolu. Diyarbakır neredeyse suç ihraç ediyor. 'Nasıl olsa çözüm sürecindeyiz operasyon olmaz' diye köylüleri de baskı altına almışlar.

Başka örnekler de vermek mümkün. Yani örgüt bir yandan çözüm/barış diyor ama öbür taraftan başka bir ajandanın yol haritasını uyguluyor.