27 Ağustos 2010 Cuma

Sümela'nın teşekkürü(!) gecikmedi!

Haberi Vatan Gazetesinin internet sitesi "Büyük saygısızlık!" başlığı ile duyuruyor: 


Yunanistan ekibi PAOK taraftarları, Ayasofya'nın tepesine haç dikti, minareleri yıktı...


Dün gece oynanan Avrupa Ligi playoff maçında Fenerbahçe'yi 1-1 berabere kalarak eleyen Yunanistan ekibi PAOK'un taraftar sitesinde (www.paokmania.gr) yer alan açılış introsu Türkleri ve Müslümanları ayağa kaldırdı.


Sitede yer alan giriş animasyonunda Ayasofya Camii'nin kubbesinde bulunan hilal yerine haç dikildiği görülüyor. Daha sonra PAOK kulübünün simgesi olan kartallar gökyüzünde uçmaya başlıyor. Kartallar Ayasofya Camii'nin 4 minaresini teker teker yıkıyor.(Milliyet)


Ne bekliyordunuz ki?
 
"Sıfır Sorun" demekle sorunlar(!) sıfırlansaydı, "böyyük" devlet adamımız Turgut Özal'ın dediği gibi halamız, dayımız olurdu.
 
Her ne kadar bu haber resmi bir açıklama mahiyetinde değilse de, var olduğu bize her fırsatta küstahça hatırlatılan bir niyetin sportif bir karşılaşma vesilesi ile yeniden ortaya konmasından başka bir şey değildir.
 
Hesapta sorunları sıfırla çarpıp sonucu sıfırlayacaktık ama sıfır, sorunları değil bizimkileri çarpmış görünüyor. Tüccar mantığı ve harem ağası kafasıyla, "oldu da bitti maaşallah" diyen sünnetçi misali sorunları kesip atıvereceğini düşünebilmek, eskilerin dediği gibi; "sıfıra müncer olma"nın yani "sıfıra indirgenme"nin en kestirme yoludur.
 
Siz, değil Sümela'yı ayine açmak, bunlara, Sümela ile beraber PONTUS'u geri verseniz yine de hiç bir şeyi değiştirmiş olamayacaksınız!

Zira onların sorunları "TÜRKLER"dir, onların bu topraklarda halen yaşıyor olabilmelerine duyulan büyük öfke ve kabullenemeyiştir.

Bunu unutarak, yok sayarak, görmezden gelerek yeni bir politika "icat" ettiğini sanmak, (şayet altında başka bir tezgâh yok ise...) en iyimser deyişle, saflık ve aptallıktan başka bir şey değildir...

0 yorum:

Yorum Gönder

 

"Allahsız Oğlu Allahsız"

Firavunların Laneti ile Damgalandı: "Allahsız Oğlu Allahsız" - Açık İstihbarat

Sizi artık ne gücünüz, ne malınız mülkünüz, ne gizli hesaplardaki paranız, gizli ortaklıklarınız, sansürünüz, RTÜK'ünüz, her yıl yenisini yaptırmakla övündüğünüz hapishaneleriniz, eteğinizi öpen basınınız, biat etmiş yargıçlarınız, silah arkadaşları bin bir iftirayla tutuklanırken size topuk selamı veren generalleriniz;

Ne öfke ve kin kusan diliniz, korku filmine dönen çehreniz, yalakalarınız, dalkavuklarınız, jurnalcileriniz, gaz bombalarınız, özel yetkili mahkemeleriniz, 'akilleriniz'...

Allah'ı kandırmak, güya günahlarınızın kefaletini ödeyip sıyırmak amacıyla, halkın parasıyla inşa ettirmeye giriştiğiniz cami-mabed'leriniz..

Hiç birisi kurtaramayacak demektir...

Devamı...

Perdenin arkasında hava kötü

Sürece Diyarbakır'dan bakınca...


Örgütün gizli ajandasını anlamamız
için son iki gün içinde yerinde teyit ettiğim üç noktayı kayda geçeyim:

1- Örgüte katılım artıyor.Yeni yapıda rol almak için dağa çıkanlar artıyor. Burada örgütün şöyle bir taktiği var. Çekilme adı altında gidenlerin ciddi bir kısmı bu yeni katılımlar. Bir yandan da tecrübeliler içeride bekletiliyor. Hem bölgedeki koordinasyonu yapıyorlar hem de olası bir yol kazası sonrası çatışmaya hazır bekliyorlar. Plana göre ekime kadar tecrübeliler çıkmayacak. Sonra da kar kış bahanesiyle kalmaya çalışacaklar.

2- PKK ağır silahlarını ve bombaları belli bölgelerde depoladı.
Etraflarını da bubi tuzakları ve mayınlarla çevirdi. Dolayısıyla ihtiyaç halinde lojistik sorunu yaşamayacak. Asker bir şekilde buralara girmek isterse de ağır zayiat verecek.

3- Örgüt bu süreci legalleşme dönemi olarak gördüğü için önceki gün yeni bir kampanyanın startını verdi. Bundan sonra herkes evine ve işyerine Öcalan posterleri asacak.

4- Örgüt uyuşturucu ekimine hız vermiş. Diyarbakır kırsalı esrar tarlalarıyla dolu. Diyarbakır neredeyse suç ihraç ediyor. 'Nasıl olsa çözüm sürecindeyiz operasyon olmaz' diye köylüleri de baskı altına almışlar.

Başka örnekler de vermek mümkün. Yani örgüt bir yandan çözüm/barış diyor ama öbür taraftan başka bir ajandanın yol haritasını uyguluyor.