30 Temmuz 2010 Cuma

'Hamdolsun Ekonomisi'nde son durum

"Ekonomi"yi, adına AVM denen alışveriş merkezleri, lüks otomobiller, plazalar ve birbirinden cafcaflı "tüketim mekânları" ve "borsanın durumu" ile ölçenlere diyecek sözümüz yok, tek şartla ki; bir avuç tuzu kuruyu millet yerine koyarak ahkâm kesmeye kalkmasınlar.

Tarih 29 Temmuz 2010.

İşte bugün itibarı ile ekonomik vaziyetimizi özetleyen iki haberin Gazeteport haber sitesindeki anonsu:

Haber 1:

"Borsa yıl sonunda 66 bini görür"

Devamını gör...

24 Temmuz 2010 Cumartesi

Gelenek(!) bozulmadı!

9 EKİM 2007 tarihli Güneş Gazetesi'ndeki köşesinde Rıza Zelyut, "Kurşunu borsa sıkıyor" başlıklı makalesinde şöyle diyordu:

"Biliyoruz; cinayeti PKK işliyor.

Gel gör ki onları dağa çıkartanlar şehirlerde. Hem de şehirlerin en lüks semtlerindeler.

Saray gibi villalarda oturuyor; kamyon gibi ciplere biniyor; özel yalıtılmış lokantalarda yiyorlar.

Sakın hayal kurduğumu sanmayın.
İsbatı ortada:


PKK canileri, 12 yurttaşımızı katlettiler.
Borsa, ertesi günü görülmemiş bir noktaya yükseldi ve tarihi rekor kırdı.

Devamını gör...

20 Temmuz 2010 Salı

Bu vatanın şehitleri

Yuvalandıkları inlerinden büyük bir pervasızlıkla tehditler savuran maşaların cüret ve küstahlıkları, içimizdeki aymazlar ve işbirlikçilerinden gördükleri destekle giderek ivmeleniyor ve ardı ardına şehit haberleri gelmeye devam ediyor.

Bugün Van'da vuku bulan alçak bir saldırıda şehit düşen bir evladımızın; Serdar Yeşilyurt'un yürek burkan hikayesi, şehadeti vesilesi ile basında yer aldı.

Haber şu:

"...Kozan Garnizon Komutanı Personel Kıdemli Binbaşı Bülent Siper ve İlçe Jandarma Komutanı Yüzbaşı Kubilay Ünal, beraberindeki sağlık ekipleri ile Yeşilyurt'un Bucak köyündeki ailesinin evine gitti.



Devamını gör...

4 Temmuz 2010 Pazar

Problemi çözmenin tek yolu?

HAFTANIN KARİKATÜRÜ

İngilizlerin "Middle-East", yani "Ortadoğu" dedikleri; kendilerini dünyanın merkezinde varsayarak buna göre "merkezin doğusu" olarak tanımladıkları bölgemizde yaşanan bütün problemlerin dünyanın kaderi ile ne kadar yakından ilgili olduğunu çarpıcı bir şekilde vurgulayan bir anlatım...

Devamını gör...

İnsanlık Tarihindeki İroni

Kendilerine uygulanan zulmü şimdi başkalarına uygulayanların resmidir.


İnsanlık ve akıl rotasını kaybetmiş bir devletin ve o devlete destek veren bir milletin resmidir.
















Hasan Erdemli / Açık İstihbarat / 28.6.2010

Devamını gör...

1 Temmuz 2010 Perşembe

"Soygun sistemi"nin en gözde mesleği

".... Bankası kredi kartı ödeme güçlüğü çekerken icra işlemine maruz kaldım. Avukatı bulamıyorum. Cep telefonu ile ulaşamıyorum. Çalışan elemanı akşam 19,00'dan sonra büroya gelmemi istiyor. Elden paralar tahsil ettiler. Dosyaya yatırmak için makbuz verdiler. Makbuzlarla tahsilat icra dosyasında ödenmemiş gözüküyor. Faiz sürekli işler görülüyor.


Ankara Anafartalar şubesinden aldığım kredi kartı borcunu icradaki dosyası kapattığımı sandığım halde icra memuru avukatı arıyor gel kapat diyor kapatmıyorlar. Baroya şikayet etmek istedim. 100 TL. müracaat bedeli yatırmamı istiyor.


Doğrudan muhataplık için ..... Bankası internetinden şikayet dilekçesi de verdim. Arayan soran olmadı. Banka yetkilisini icra dosyasında olması nedeniyle bulamıyorum. Bankanın yüksek faiz almasının dışında ayrıca avukatlar da mağdur etmekte kartzedeleri. Tüketici hakem heyetine götürmeyi düşünüyorum.


Ayrıca bankayı, Bankalar Birliğine de şikayet etmek istiyorum. Bankanın araması için 1 hafta bekleyeceğim. Banka ile anlaşmanın yolunu bir türlü bulamadım."

Çok tanıdık bir hikaye değil mi? Hem de her gün binlercemizin yaşayıp durduğu ve artık birilerinin kanıksamamızı sabırla, inatla ve hatta öfkeyle beklediği bir hikaye! "Kuralları ben koyarım, çünkü borç isteyen sensin!" Tuzu kurulardan anında cevap: "Almasaydın, kullanmasaydın, zorla mı verdiler sana?". Yani; "Söylemeyim, söylemeyim diyodum, işte beni söylettin sonunda..." tarzında, karşısındakine derhal baş eğdirecek ve kendisine kazandığı zaferin bütün hazzını yaşattıracak bir cümle: "Almasaydın!"

Devamını gör...
 

"Allahsız Oğlu Allahsız"

Firavunların Laneti ile Damgalandı: "Allahsız Oğlu Allahsız" - Açık İstihbarat

Sizi artık ne gücünüz, ne malınız mülkünüz, ne gizli hesaplardaki paranız, gizli ortaklıklarınız, sansürünüz, RTÜK'ünüz, her yıl yenisini yaptırmakla övündüğünüz hapishaneleriniz, eteğinizi öpen basınınız, biat etmiş yargıçlarınız, silah arkadaşları bin bir iftirayla tutuklanırken size topuk selamı veren generalleriniz;

Ne öfke ve kin kusan diliniz, korku filmine dönen çehreniz, yalakalarınız, dalkavuklarınız, jurnalcileriniz, gaz bombalarınız, özel yetkili mahkemeleriniz, 'akilleriniz'...

Allah'ı kandırmak, güya günahlarınızın kefaletini ödeyip sıyırmak amacıyla, halkın parasıyla inşa ettirmeye giriştiğiniz cami-mabed'leriniz..

Hiç birisi kurtaramayacak demektir...

Devamı...

Perdenin arkasında hava kötü

Sürece Diyarbakır'dan bakınca...


Örgütün gizli ajandasını anlamamız
için son iki gün içinde yerinde teyit ettiğim üç noktayı kayda geçeyim:

1- Örgüte katılım artıyor.Yeni yapıda rol almak için dağa çıkanlar artıyor. Burada örgütün şöyle bir taktiği var. Çekilme adı altında gidenlerin ciddi bir kısmı bu yeni katılımlar. Bir yandan da tecrübeliler içeride bekletiliyor. Hem bölgedeki koordinasyonu yapıyorlar hem de olası bir yol kazası sonrası çatışmaya hazır bekliyorlar. Plana göre ekime kadar tecrübeliler çıkmayacak. Sonra da kar kış bahanesiyle kalmaya çalışacaklar.

2- PKK ağır silahlarını ve bombaları belli bölgelerde depoladı.
Etraflarını da bubi tuzakları ve mayınlarla çevirdi. Dolayısıyla ihtiyaç halinde lojistik sorunu yaşamayacak. Asker bir şekilde buralara girmek isterse de ağır zayiat verecek.

3- Örgüt bu süreci legalleşme dönemi olarak gördüğü için önceki gün yeni bir kampanyanın startını verdi. Bundan sonra herkes evine ve işyerine Öcalan posterleri asacak.

4- Örgüt uyuşturucu ekimine hız vermiş. Diyarbakır kırsalı esrar tarlalarıyla dolu. Diyarbakır neredeyse suç ihraç ediyor. 'Nasıl olsa çözüm sürecindeyiz operasyon olmaz' diye köylüleri de baskı altına almışlar.

Başka örnekler de vermek mümkün. Yani örgüt bir yandan çözüm/barış diyor ama öbür taraftan başka bir ajandanın yol haritasını uyguluyor.