8 Haziran 2010 Salı

Uzun oluyor gemilerin direği!

Uzun olur gemilerin direği, yine yandığı ile kaldı anaların yüreği!


"Türkiye artık büyük devlet oluyor, bölgede artık söz sahibi oluyor!" "Büyük dönüşüm, büyük değişim" yalanlarıyla arsızlık çıtalarını alabildiğine yükseltenler, belli ki, ellerindeki "sırığın" maharetine çok güveniyorlar.


Bir kere şunu bilmeliler ki, ne söylendiğinden önce, "sözü" söylenenin "kim" olduğuna bakılır da ondan sonra o söz ciddiye alınır. Her devrin adamlarının, her düğünün çengilerinin süslü laflarına karnımız tok! Ardı ardına toprağa düşen evlatlarımızın acısı içimizdeyken, birden bire gündeme "düşürülen" Filistin'e yardım meselesiyle millet oyalandı ve Barzani'nin ayağına kırmızı halılar seriliverdi! Başka bir zaman olsa büyük bir infiale sebep olacak bu ziyaret, 10 kişinin canına mal olsa da, "ustaca" kamufle edilmiş oldu.

Kendi vatanlarından göz göre göre büyük bir parça koparılırken cenazeden cenazeye, bir kaç dakikalığına "Şehitler ölmez, vatan bölünmez" sloganları ile iktifa eden, aralarda "Tekbir" getirmeyi de ihmal etmeyen milletimiz, günlerdir "Filistin uğruna" şehit olanlara ağlıyor! Gözleri o kadar yaşlı, yürekleri o kadar yanık olmalı ki, bir gün önce İskenderun'da haince katledilen 7 evladının acısı herhalde(!) bu acının yanında daha hafif kalıyor!


Öte yanda, evlatlarına kurşun sıkanları himaye edenlerin ayağına ise kırmızı halılar seriliyor, ona "devlet adamı" muamelesi yapılıyor! Dışişleri Bakanı'nın bu "değerli ağabey"ine izzet, ikram ve saygıda kusur edilmiyor. Ee, Talabani de bir büyüğümüzün "ağabeyi" değil miydi zaten?!...Neyse, bu arada da eller oğuşturularak "Zat-ı Âlîlerinden" terör örgütünü ortadan kaldırmasını "istirham" etmek de unutulmuyor allahtan! Daha çok "ticaret" için ricaların "arz edilmesi" de ihmal edilmiyor tabii ki.

İşte manzara bu!

Bu rezil manzarayı çiçekli bir çerçeveye oturtmakla görevlendirilenlerden biri ise bir televizyon programında bir gerçeği ifşa etmek durumunda kalıyor:


"Güneydoğu Anadolu'daki Kürt vatandaşlarımızın sorunları Barzani mahkemeleri tarafından çözülüyor."

Durum bu kadar açık!

Ataların zamanında söylemiş: "Zengin zengin diye maldan ederler, yiğit yiğit diye candan ederler!" diye...

Dön de önce kendi haline ağla, ey millet!

0 yorum:

Yorum Gönder

 

"Allahsız Oğlu Allahsız"

Firavunların Laneti ile Damgalandı: "Allahsız Oğlu Allahsız" - Açık İstihbarat

Sizi artık ne gücünüz, ne malınız mülkünüz, ne gizli hesaplardaki paranız, gizli ortaklıklarınız, sansürünüz, RTÜK'ünüz, her yıl yenisini yaptırmakla övündüğünüz hapishaneleriniz, eteğinizi öpen basınınız, biat etmiş yargıçlarınız, silah arkadaşları bin bir iftirayla tutuklanırken size topuk selamı veren generalleriniz;

Ne öfke ve kin kusan diliniz, korku filmine dönen çehreniz, yalakalarınız, dalkavuklarınız, jurnalcileriniz, gaz bombalarınız, özel yetkili mahkemeleriniz, 'akilleriniz'...

Allah'ı kandırmak, güya günahlarınızın kefaletini ödeyip sıyırmak amacıyla, halkın parasıyla inşa ettirmeye giriştiğiniz cami-mabed'leriniz..

Hiç birisi kurtaramayacak demektir...

Devamı...

Perdenin arkasında hava kötü

Sürece Diyarbakır'dan bakınca...


Örgütün gizli ajandasını anlamamız
için son iki gün içinde yerinde teyit ettiğim üç noktayı kayda geçeyim:

1- Örgüte katılım artıyor.Yeni yapıda rol almak için dağa çıkanlar artıyor. Burada örgütün şöyle bir taktiği var. Çekilme adı altında gidenlerin ciddi bir kısmı bu yeni katılımlar. Bir yandan da tecrübeliler içeride bekletiliyor. Hem bölgedeki koordinasyonu yapıyorlar hem de olası bir yol kazası sonrası çatışmaya hazır bekliyorlar. Plana göre ekime kadar tecrübeliler çıkmayacak. Sonra da kar kış bahanesiyle kalmaya çalışacaklar.

2- PKK ağır silahlarını ve bombaları belli bölgelerde depoladı.
Etraflarını da bubi tuzakları ve mayınlarla çevirdi. Dolayısıyla ihtiyaç halinde lojistik sorunu yaşamayacak. Asker bir şekilde buralara girmek isterse de ağır zayiat verecek.

3- Örgüt bu süreci legalleşme dönemi olarak gördüğü için önceki gün yeni bir kampanyanın startını verdi. Bundan sonra herkes evine ve işyerine Öcalan posterleri asacak.

4- Örgüt uyuşturucu ekimine hız vermiş. Diyarbakır kırsalı esrar tarlalarıyla dolu. Diyarbakır neredeyse suç ihraç ediyor. 'Nasıl olsa çözüm sürecindeyiz operasyon olmaz' diye köylüleri de baskı altına almışlar.

Başka örnekler de vermek mümkün. Yani örgüt bir yandan çözüm/barış diyor ama öbür taraftan başka bir ajandanın yol haritasını uyguluyor.