17 Şubat 2010 Çarşamba

Türkiye laik, sosyal ve demokratik bir hukuk devletidir...

Hem altınlarını hem oğlunu çaldılar

Kuyumcu Ersin Yıldırım (36) ve ailesinin hayatı, İstanbul'daki dükkânının soyulması ile yerle bir oldu.


300 bin liralık altın ve dövizi çalan hırsızlar yakalandı ancak altınlarına kavuşamayan Yıldırım, tedavisi aksayan 2 yaşındaki çocuğunu beyin tümörü nedeniyle kaybetti.


Borçla açtığı kuyumcu dükkânı da iş yapmayınca şimdi hamallık yaparak ailesini geçindirmeye çalışıyor. İstanbul Küçükbakkalköy'de kuyumculuk yapan 3 çocuk babası Ersin Yıldırım'ın karakola 5 dakika mesafedeki dükkânı, 6 yıl önce silahlı 3 kişi tarafından soyuldu. Hırsızlar, 300 bin TL'lik altın ve dövizle kaçtı.


DAVALARI KAYBETTİ
Güvenlik kamerasının saniye saniye kaydettiği soyguncular, bir hafta sonra polis tarafından yakalandı. Ancak çaldıkları altınları 9 ayrı kuyumcuya sattıklarını, parasını da harcadıklarını söylediler. 3 hırsız cezaevine gönderilirken, genç kuyumcu da altınlarını satın alan kuyumculara karşı hukuk mücadelesi başlattı. Fakat kuyumcuların bazılarının "Biz altın almadık", bazılarının da "Çalıntı olduğunu bilmiyorduk" demesi üzerine davaları bir bir kaybetti. Altınlarını geri alamayan Ersin Yıldırım'ın kâbusu bununla da bitmedi. 2 yaşındaki küçük oğlu Kaan'ın beyninde tümör tespit edildi. İflas eden Yıldırım, evini ve otomobilini satarak oğlunu tedavi ettirmek için harcadı. Ama yetmedi... Minik Kaan hastalığa fazla direnemedi. Parasızlık, oğlunun canına mal olmuştu.


MAHALLEYİ TERK ETTİ
Ersin Yıldırım, kalan iki çocuğuna daha iyi bir yaşam sağlamak umuduyla borç parayla kendisine küçük bir kuyumcu dükkânı açtı. Ancak beklediği kadar iş yapamıyordu. Alacaklılar kapısını aşındırmaya başlayınca, bir gece eşi ve iki çocuğunu alıp, doğup büyüdüğü mahallesini gizlice terk etmekte buldu çareyi. Yıldırım, şimdi gündüz saatlerinde bir mobilya mağazasında 20 TL yevmiye karşılığı hamallık yapıyor. Ancak çoğu zaman müşterilerin evine çıkardığı mobilyaların ağırlığını bile hissetmiyor. Zira onun omuzlarına binen asıl yük çok daha ağır.


TEK HAYALİ, BİR GÜN ALTINLARINA KAVUŞMAK
EN büyük hayalinin çalınan altınlarına bir gün kavuşmak olduğunu anlatıyor Ersin Yıldırım. Başından geçenlere ise isyan ediyor haklı olarak: "Ekmeğimi dürüst ve onurluca kazanmak için gece gündüz çalışıyorum. Gücüm yeterse aralıksız çalışıp kazandığım parayla borçlarımı mutlaka ödeyeceğim. 3 hırsız geldi, tüm malvarlığımı ve oğlumu alıp götürdü benden. Bu hak mıdır? Kuyumcular altınlarımı bilerek aldılar. 10 bin liralık bileziğe 1-2 bin TL verip alıyor, havadan para kazanıyorlar." (Sabah)

 17.2.2010 / MİLLİYET

0 yorum:

Yorum Gönder

 

"Allahsız Oğlu Allahsız"

Firavunların Laneti ile Damgalandı: "Allahsız Oğlu Allahsız" - Açık İstihbarat

Sizi artık ne gücünüz, ne malınız mülkünüz, ne gizli hesaplardaki paranız, gizli ortaklıklarınız, sansürünüz, RTÜK'ünüz, her yıl yenisini yaptırmakla övündüğünüz hapishaneleriniz, eteğinizi öpen basınınız, biat etmiş yargıçlarınız, silah arkadaşları bin bir iftirayla tutuklanırken size topuk selamı veren generalleriniz;

Ne öfke ve kin kusan diliniz, korku filmine dönen çehreniz, yalakalarınız, dalkavuklarınız, jurnalcileriniz, gaz bombalarınız, özel yetkili mahkemeleriniz, 'akilleriniz'...

Allah'ı kandırmak, güya günahlarınızın kefaletini ödeyip sıyırmak amacıyla, halkın parasıyla inşa ettirmeye giriştiğiniz cami-mabed'leriniz..

Hiç birisi kurtaramayacak demektir...

Devamı...

Perdenin arkasında hava kötü

Sürece Diyarbakır'dan bakınca...


Örgütün gizli ajandasını anlamamız
için son iki gün içinde yerinde teyit ettiğim üç noktayı kayda geçeyim:

1- Örgüte katılım artıyor.Yeni yapıda rol almak için dağa çıkanlar artıyor. Burada örgütün şöyle bir taktiği var. Çekilme adı altında gidenlerin ciddi bir kısmı bu yeni katılımlar. Bir yandan da tecrübeliler içeride bekletiliyor. Hem bölgedeki koordinasyonu yapıyorlar hem de olası bir yol kazası sonrası çatışmaya hazır bekliyorlar. Plana göre ekime kadar tecrübeliler çıkmayacak. Sonra da kar kış bahanesiyle kalmaya çalışacaklar.

2- PKK ağır silahlarını ve bombaları belli bölgelerde depoladı.
Etraflarını da bubi tuzakları ve mayınlarla çevirdi. Dolayısıyla ihtiyaç halinde lojistik sorunu yaşamayacak. Asker bir şekilde buralara girmek isterse de ağır zayiat verecek.

3- Örgüt bu süreci legalleşme dönemi olarak gördüğü için önceki gün yeni bir kampanyanın startını verdi. Bundan sonra herkes evine ve işyerine Öcalan posterleri asacak.

4- Örgüt uyuşturucu ekimine hız vermiş. Diyarbakır kırsalı esrar tarlalarıyla dolu. Diyarbakır neredeyse suç ihraç ediyor. 'Nasıl olsa çözüm sürecindeyiz operasyon olmaz' diye köylüleri de baskı altına almışlar.

Başka örnekler de vermek mümkün. Yani örgüt bir yandan çözüm/barış diyor ama öbür taraftan başka bir ajandanın yol haritasını uyguluyor.