1 Aralık 2009 Salı

Müdafaa-i Hukuk nedir?

Mustafa Kemal Palaoğlu, Müdafaa-i Hukuk anlayış ve örgütlenmesini özünden kavrayan ve bu kavrayışı en açık biçimde ifade eden aydınların başında gelir. Müdafaa-i Hukuk Saati adlı yapıtındaki saptamalar, bu hareketin gerçek niteliğini ortaya koyan belirlemelerdir. Palaoğlu, Müdafaa-i Hukuk'u şöyle tanımlar: 'Müdafaa-i Hukuk, devlet kuran, hatta kendisi bizatihi devlet olan bir milli mücadele hareketidir. Siyasi bir harekettir. İstanbul'daki fırkaların ve o anlamda particiliğin dışında ve üstünde, kendisi başlı başına siyasi bir harekettir. İçinden iki meclis (Osmanlı meclisi ve TBMM), bir meclis gurubu ve bir siyasi parti (Halk Fırkası) çıkarmıştır...


Müdafaa-i Hukuk bir ideolojidir, onun dinamik niteliği de budur; bir dünya görüşü, bir yaşam biçimidir. Müdafaa-i Hukuk bir kamu vicdanı hareketi, bir namus hareketidir: Buna Müdafaa-i Hukuk ruhu diyoruz. Atatürk bu ruhu 'milli vicdan' ve onun oluşturduğu cepheye 'namus cephesi' diyor. Müdafaa-i Hukuk bir hareket, bir eylem. O ruh, yerel ya da bölgesel hareketleri başlatıyor... Müdafaa-i Hukuk bir örgüttür. Dağınık,
birbirinden bağımsız eylemler, dernekler, kongreler ve 'yerel iktidarlar'; Sivas Kongresi'nde ulusal bütünlüğe ulaştırılmışlardır. Sivas Kongresi ve ve Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti; aritmetik bir örgütsel toplam demek değildir., geometrik ve ideolojik bir sıçramadır... Müdaffa-i Hukuk demokratik bir kuruluştur. Atatürk'ün diliyle meşru, medeni ve siyasi bir örgüttür... Cemiyet'in tarihi misyonu; bağımsız, tekil, ulusal, yeni bir Türk devleti kurmaktır... Müdafaa-i Hukuk, tam bağımsız, kayıtsız koşulsuz ulus egemenliğidir, Türkiye Cumhuriyeti ve Kemalizmin özüdür... Bu nedenle tüm zamanların siyasal iktidarları için en doğru ve en yalın meşruiyet ölçütüdür. Tüm seçimlerden de, seçim sandıklarından da, güvenoylarından da, daha geniş ve daha gerçek meşruiyet ölçütüdür. Müdafaa-i Hukuk ideolojisinden sapmak, tarih önünde de, millet önünde de meşruiyeti yitirmek demektir."*

Biz de bu vesile ile şunu belirtelim ki; Kemalizm bir ideoloji değil bilimsel bir projedir. Temel maksadı; yüzyıllardır bir imparatorluğun yükünü omuzlayan bir milletin, ümmetçilikten kurtarılarak yeniden özüne döndürülme, bir 'ulus devlet haline getirilme' projesidir. Bu projenin ideolojisi ise Müdafaa-i Hukuk'tur. Müdafaa-i Hukuk ideolojisinin ruhuna tam anlamı ile vakıf olamamış hareketlerin ise millet menfaatına bir fayda sağlaması mümkün değildir!

_______________________

*Antik Çağ'dan Küreselleşmeye Yönetim Gelenekleri ve Türkler, Metin Aydoğan / Cilt II, Shf: 857

0 yorum:

Yorum Gönder

 

"Allahsız Oğlu Allahsız"

Firavunların Laneti ile Damgalandı: "Allahsız Oğlu Allahsız" - Açık İstihbarat

Sizi artık ne gücünüz, ne malınız mülkünüz, ne gizli hesaplardaki paranız, gizli ortaklıklarınız, sansürünüz, RTÜK'ünüz, her yıl yenisini yaptırmakla övündüğünüz hapishaneleriniz, eteğinizi öpen basınınız, biat etmiş yargıçlarınız, silah arkadaşları bin bir iftirayla tutuklanırken size topuk selamı veren generalleriniz;

Ne öfke ve kin kusan diliniz, korku filmine dönen çehreniz, yalakalarınız, dalkavuklarınız, jurnalcileriniz, gaz bombalarınız, özel yetkili mahkemeleriniz, 'akilleriniz'...

Allah'ı kandırmak, güya günahlarınızın kefaletini ödeyip sıyırmak amacıyla, halkın parasıyla inşa ettirmeye giriştiğiniz cami-mabed'leriniz..

Hiç birisi kurtaramayacak demektir...

Devamı...

Perdenin arkasında hava kötü

Sürece Diyarbakır'dan bakınca...


Örgütün gizli ajandasını anlamamız
için son iki gün içinde yerinde teyit ettiğim üç noktayı kayda geçeyim:

1- Örgüte katılım artıyor.Yeni yapıda rol almak için dağa çıkanlar artıyor. Burada örgütün şöyle bir taktiği var. Çekilme adı altında gidenlerin ciddi bir kısmı bu yeni katılımlar. Bir yandan da tecrübeliler içeride bekletiliyor. Hem bölgedeki koordinasyonu yapıyorlar hem de olası bir yol kazası sonrası çatışmaya hazır bekliyorlar. Plana göre ekime kadar tecrübeliler çıkmayacak. Sonra da kar kış bahanesiyle kalmaya çalışacaklar.

2- PKK ağır silahlarını ve bombaları belli bölgelerde depoladı.
Etraflarını da bubi tuzakları ve mayınlarla çevirdi. Dolayısıyla ihtiyaç halinde lojistik sorunu yaşamayacak. Asker bir şekilde buralara girmek isterse de ağır zayiat verecek.

3- Örgüt bu süreci legalleşme dönemi olarak gördüğü için önceki gün yeni bir kampanyanın startını verdi. Bundan sonra herkes evine ve işyerine Öcalan posterleri asacak.

4- Örgüt uyuşturucu ekimine hız vermiş. Diyarbakır kırsalı esrar tarlalarıyla dolu. Diyarbakır neredeyse suç ihraç ediyor. 'Nasıl olsa çözüm sürecindeyiz operasyon olmaz' diye köylüleri de baskı altına almışlar.

Başka örnekler de vermek mümkün. Yani örgüt bir yandan çözüm/barış diyor ama öbür taraftan başka bir ajandanın yol haritasını uyguluyor.