8 Eylül 2009 Salı

ŞEHİTLERİMİZİN AİLELERİNE...

Daima büyük çilelerle imtihan edildiğine tarihin defalarca şahitlik ettiği bu büyük millet, uğradığı ölçüsüz alçaklık ve kalleşliklere kurban verdiği her yiğit evladının şehadeti ile, hem ebediyete kadar daima başı dik ve hür bir millet olarak yaşamaktan asla vazgeçmeyeceğini bütün dünyaya bir daha ilan ediyor, hem de şeref ve haysiyeti için başka hiç bir milletin ödemeye cesaret edemeyeceği bedelleri, bütün acılarını içine gömerek, gerektiğinde derhal ve fazlası ile ödemeye daima hazır olduğunu da bilfiil ispat ediyor!


Artık sizler de bu ispat ve ilan'ın şerefine o büyük acınızla nail olanlardansınız.

Ne mutlu size ve ona ki, vatanına milletine kurşun sıkarak ölmedi!
Ne mutlu size ve ona ki, düşmandan kaçarken sırtından vurulmadı!

Şehitler için; "onlara ölü demeyiniz" müjdesi veren mukaddes kitabımızı imanımıza kılavuz ederek, böyle büyük acılar karşısında bile bizleri dik tutan Yüce Allahımıza binlerce hamd eder, yürekleri hepimizden çok daha fazla dağlanan sizlere ve yakınlarınıza tekrar tekrar sabrı cemil niyaz ederim.

Selam, saygı ve hürmetlerimle...

0 yorum:

Yorum Gönder

 

"Allahsız Oğlu Allahsız"

Firavunların Laneti ile Damgalandı: "Allahsız Oğlu Allahsız" - Açık İstihbarat

Sizi artık ne gücünüz, ne malınız mülkünüz, ne gizli hesaplardaki paranız, gizli ortaklıklarınız, sansürünüz, RTÜK'ünüz, her yıl yenisini yaptırmakla övündüğünüz hapishaneleriniz, eteğinizi öpen basınınız, biat etmiş yargıçlarınız, silah arkadaşları bin bir iftirayla tutuklanırken size topuk selamı veren generalleriniz;

Ne öfke ve kin kusan diliniz, korku filmine dönen çehreniz, yalakalarınız, dalkavuklarınız, jurnalcileriniz, gaz bombalarınız, özel yetkili mahkemeleriniz, 'akilleriniz'...

Allah'ı kandırmak, güya günahlarınızın kefaletini ödeyip sıyırmak amacıyla, halkın parasıyla inşa ettirmeye giriştiğiniz cami-mabed'leriniz..

Hiç birisi kurtaramayacak demektir...

Devamı...

Perdenin arkasında hava kötü

Sürece Diyarbakır'dan bakınca...


Örgütün gizli ajandasını anlamamız
için son iki gün içinde yerinde teyit ettiğim üç noktayı kayda geçeyim:

1- Örgüte katılım artıyor.Yeni yapıda rol almak için dağa çıkanlar artıyor. Burada örgütün şöyle bir taktiği var. Çekilme adı altında gidenlerin ciddi bir kısmı bu yeni katılımlar. Bir yandan da tecrübeliler içeride bekletiliyor. Hem bölgedeki koordinasyonu yapıyorlar hem de olası bir yol kazası sonrası çatışmaya hazır bekliyorlar. Plana göre ekime kadar tecrübeliler çıkmayacak. Sonra da kar kış bahanesiyle kalmaya çalışacaklar.

2- PKK ağır silahlarını ve bombaları belli bölgelerde depoladı.
Etraflarını da bubi tuzakları ve mayınlarla çevirdi. Dolayısıyla ihtiyaç halinde lojistik sorunu yaşamayacak. Asker bir şekilde buralara girmek isterse de ağır zayiat verecek.

3- Örgüt bu süreci legalleşme dönemi olarak gördüğü için önceki gün yeni bir kampanyanın startını verdi. Bundan sonra herkes evine ve işyerine Öcalan posterleri asacak.

4- Örgüt uyuşturucu ekimine hız vermiş. Diyarbakır kırsalı esrar tarlalarıyla dolu. Diyarbakır neredeyse suç ihraç ediyor. 'Nasıl olsa çözüm sürecindeyiz operasyon olmaz' diye köylüleri de baskı altına almışlar.

Başka örnekler de vermek mümkün. Yani örgüt bir yandan çözüm/barış diyor ama öbür taraftan başka bir ajandanın yol haritasını uyguluyor.