22 Ağustos 2009 Cumartesi

VAZİYETİMİZ BUDUR !

















Haber (1)


PKK'lıya miting gibi cenaze!

PKK'lıların cenazesinin teslim alınışı mitinge dönüştü

10.08.2009 / haberturk.com

Şırnak'ın Beytüşşebap ilçesi Kato Dağı'nda 5 Ağustos'ta güvenlik güçlerince etkisiz hale getirilen 2 PKK'lının cenazeleri ailesi tarafından alındı.
Cenazenin alınışı sırasında Beytüşşebap esnafının kepenk kapattığı gözlendi.

BEYTÜŞŞEBAP / AHT Kato dağında güvenlik güçlerinin düzenlediği operasyonlarda 5 Ağustos'ta etkisiz hale getirilen PKK'lı teröristler "Xemgin" kod adlı Erhan Şimşek ile "Sema" kod Muhsine Ete'nin aileleri Beytüşşebap Cumhuriyet Başsavcılığı'na cenazeleri almak için başvurdu. Başsavcılığın onayından sonra Beytüşşebap İlçe Devlet Hastanesi'nde 2 PKK'lının cenazesi ailelerine teslim edildi. PKK'lılardan Muhsine Ete'nin cenazesi toprağa verilmek üzere Siirt'e, Erhan Şimşek'in cenazesi ise Muş'a götürüldü.

Bu arada DTP Beytüşşebap İlçe Teşkilatı önünde toplanan yaklaşık bin kişi, cenazelerin aileye verilmesinin ardından, ilçe merkezine 2 kilometre uzaklıktaki hastaneye doğru yürüyüşe geçti. PKK ve Öcalan lehine slogan atarak yürüyen grup, yoğun güvenlik önlemleri altında hastaneye geldi.Hastane önünde toplanan kalabalığa konuşan DTP Beytüşşebap İlçe Başkanı Rahmi Ataman, geçmişte yaşamını yitirenlerin cenazelerinin cumhuriyet savcılarınca verilmediğini söyleyerek, "Barışın konuşulmasına rağmen halen bölgede operasyonların devam ediyor. 1 Eylül'e kadar ya onurlu bir barış gelecek ya da bu savaş daha derinleşecek. Bizim çağrımız barışın bir an önce gelmesidir" diye konuştu.

Konuşmaların ardından, sloganlar atarak yürüyüşe geçen grup, cenaze araçlarının ilçe dışına çıkmasıyla olaysız bir şekilde dağıldı. Polisin yoğun güvenlik önlemi aldığı yürüyüşte, sık sık PKK ve Öcalan lehine slogan atılırken, ilçedeki esnafın kepenk kapattığı gözlendi.


Haber (2)

“Operasyondaydım hakim bey”

07.08.2009 / LALE ŞIVGIN / Tercüman
--------------------------------------------------------------------------------
İkinci Ergenekon iddianamesinin dünkü duruşmasını izlemek için salona girerken, beni nelerin beklediğini bilmiyordum. Ancak salonda tanık olduğum diyaloglar tarihe yazılacak cinstendi.

Salonun havasızlığı ve bunaltıcı sıcağa rağmen, öyle bir diyalog yaşandı ki salonda buz gibi bir hava esti.

Hakim Köksal Şengün, karşısındaki 1985 doğumlu 24 yaşındaki gence; "Önceki duruşmaya neden gelmedin?” sorusunu yöneltti.

Hakimin karşısındaki genç ise mahcup bir tavırla; "Gelemedim çünkü operasyondaydım” dedi.

Operasyonda olduğu için bir önceki duruşmaya gelemeyen o gencin adı Eren Mumcu.

Teğmen Mumcu; ikamet adresi sorulduğunda "Kışla”; görevi sorulduğunda ise, "Hakkari Yüksekova'daki Dağ ve Komando Tugay Yardımcılığı” cevabını verdi.

Mumcu, "Gelemedim çünkü operasyondaydım” diyerek aslında tek bir cümleyle Ergenekon tartışmalarına son noktayı koymuş oldu.

Artık "Ergenekon davası nedir” diye soranlara şu cevabı verebiliriz.


Ergenekon davası, dağdaki teröristle çatışmaya giden genç bir teğmeni; "terörist” suçlamasıyla sanık sandalyesine oturtmaktır”

Düşünebiliyor musunuz; dağda teröristle çatışmaya giren 24 yaşındaki bir teğmen, Silivri'de terörist muamelesi görürken, dağdaki bebek katilleri için açılım planları yapılıyor. Teröristle mücadele eden askeri, Ergenekon marifetiyle dağdan indirenler, dağdaki bebek katillerini ise afla, açılımla indirmeye hazırlanıyor.



Merak ettiğim iki şey var;

Birincisi;
Eren Mumcu'yu sanık sandalyesinde gören meslektaşları bundan sonra hangi motivasyonla teröristle çatışmaya girecek?

İkincisi ise;
genç teğmeni terörle mücadele için gittiği operasyondan ötürü neredeyse özür diletecek hale getirenler acaba bu ülkenin geleceği için ne düşünüyor?



Mum ışığında adaleti aramak


Dünkü duruşmaya damga vuran bir başak ifade de gazeteci Mustafa Balbayía aitti.

Balbay mum ışığında adalet aradıklarını söyledi. Ama işin vahim tarafı daha sonradan ortaya çıktı. Çünkü Balbay bu sözü mecazi anlamda kullanmıyordu. Balbay Silivri Cezaevinde 28 Şubatítan bu yana elektriklerin kesildiğini, çok nadir olarak cezaevine elektrik verildiğini söyledi. Elektrik olmadığı için iddianameyi çalışamadıklarını dolayısıyla savunmalarını hazırlayamadıklarını belirten Balbay, bir an önce elektriklerin verilmesini talep etti. Duruşma çıkışında Silivri'deki elektrik skandalını değerlendiren CHP Manisa Milletvekili Şahin Mengü ise bunun bir skandal olduğunu söyledi. Mengü bir cezaevinde en önemli şeyin elektrik ve aydınlatma olduğunu; bunun cezaevi güvenliği açısından da son derece hayati olduğunu ifade etti. Mengü haksız değil. Bir cezaevi düşünün ki son teknolojiyle yapıldığı iddia edilsin ama elektriği olmasın!


...

0 yorum:

Yorum Gönder

 

"Allahsız Oğlu Allahsız"

Firavunların Laneti ile Damgalandı: "Allahsız Oğlu Allahsız" - Açık İstihbarat

Sizi artık ne gücünüz, ne malınız mülkünüz, ne gizli hesaplardaki paranız, gizli ortaklıklarınız, sansürünüz, RTÜK'ünüz, her yıl yenisini yaptırmakla övündüğünüz hapishaneleriniz, eteğinizi öpen basınınız, biat etmiş yargıçlarınız, silah arkadaşları bin bir iftirayla tutuklanırken size topuk selamı veren generalleriniz;

Ne öfke ve kin kusan diliniz, korku filmine dönen çehreniz, yalakalarınız, dalkavuklarınız, jurnalcileriniz, gaz bombalarınız, özel yetkili mahkemeleriniz, 'akilleriniz'...

Allah'ı kandırmak, güya günahlarınızın kefaletini ödeyip sıyırmak amacıyla, halkın parasıyla inşa ettirmeye giriştiğiniz cami-mabed'leriniz..

Hiç birisi kurtaramayacak demektir...

Devamı...

Perdenin arkasında hava kötü

Sürece Diyarbakır'dan bakınca...


Örgütün gizli ajandasını anlamamız
için son iki gün içinde yerinde teyit ettiğim üç noktayı kayda geçeyim:

1- Örgüte katılım artıyor.Yeni yapıda rol almak için dağa çıkanlar artıyor. Burada örgütün şöyle bir taktiği var. Çekilme adı altında gidenlerin ciddi bir kısmı bu yeni katılımlar. Bir yandan da tecrübeliler içeride bekletiliyor. Hem bölgedeki koordinasyonu yapıyorlar hem de olası bir yol kazası sonrası çatışmaya hazır bekliyorlar. Plana göre ekime kadar tecrübeliler çıkmayacak. Sonra da kar kış bahanesiyle kalmaya çalışacaklar.

2- PKK ağır silahlarını ve bombaları belli bölgelerde depoladı.
Etraflarını da bubi tuzakları ve mayınlarla çevirdi. Dolayısıyla ihtiyaç halinde lojistik sorunu yaşamayacak. Asker bir şekilde buralara girmek isterse de ağır zayiat verecek.

3- Örgüt bu süreci legalleşme dönemi olarak gördüğü için önceki gün yeni bir kampanyanın startını verdi. Bundan sonra herkes evine ve işyerine Öcalan posterleri asacak.

4- Örgüt uyuşturucu ekimine hız vermiş. Diyarbakır kırsalı esrar tarlalarıyla dolu. Diyarbakır neredeyse suç ihraç ediyor. 'Nasıl olsa çözüm sürecindeyiz operasyon olmaz' diye köylüleri de baskı altına almışlar.

Başka örnekler de vermek mümkün. Yani örgüt bir yandan çözüm/barış diyor ama öbür taraftan başka bir ajandanın yol haritasını uyguluyor.