1 Ağustos 2009 Cumartesi

TARİHTEN BİR EMİR VE DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ...


























Yer : Çanakkale,
Tarih: 3 Mayıs 1915
Saat : 7.06'dan sonra




*TÜMEN EMRİ

*(5 maddeden oluşan tümen emrinin 5.maddesi...Tümenden bazı subayların ilave kuvvet istemeleri ve askerlerin çok yorgun olduğu gerekçesiyle emirleri yerine getirmekte zorlandıklarını ima etmeleri üzerine...)

"5-Karşımızdaki düşmanı tamamen mahvetmekten ibaret olan vazifemizi yerine getirmek için sahip olduğumuz kuvvetlerden başka kuvvet talep etmek, Kirte mıntıkasında ve vatanın diğer hudutlarında cereyan eden muharebeleri hatırlamamaktan ileri gelebilir. Benimle beraber burada harp eden bütün askerler katiyen bilmelidirler ki, bize verilen vatanın namusu vazifesini tamamen yerine getirmek için bir adım geri gitmek yoktur. Bu sırada istirahat uykusu aramanın bu istirahatten yalnız bizim değil, bütün milletimizin ebediyyen mahrum kalmasına sebebiyet verebileceğini hepinize hatırlatırım. Bütün arkadaşlarımın benimle hemfikir olduklarına ve düşmanı tamamen denize dökmedikçe bozgunluk belirtileri göstermeyeceklerine şüphe yoktur.



19. Tümen Komutanı M. Kemal"


***

Vatan uğruna harcanmış, savaşlarla, cepheden cepheye (hem de Çanakkale gibi dünya tarihine geçmiş savaşlar da dahil olmak üzere), hep ölüm kalım anlarıyla ve ağır sorumluluklar altında yaşayarak geçirilmiş koca bir gençlik...Her şeyi bir an bir kenara bırakmış olsak, sadece bu durum bile insan olanın vicdanında büyük bir hürmetin doğması için yeterlidir. Bu kadar ağır baskılar altında doğru kararlar alabilmiş, 'genç olmaktan' kaynaklanabilecek ve -mazur görülebilecek- en ufak bir toyluğuna dahi rastlanmamış bu emsalsiz insanın şahsiyeti önünde saygı ve hürmetle eğilmek insan olana bir borç olduğu gibi, O'nu daimi bir minnet ve şükran duygusu ile anmak da Türk'üm diyen her herkes için bir şereftir.

0 yorum:

Yorum Gönder

 

"Allahsız Oğlu Allahsız"

Firavunların Laneti ile Damgalandı: "Allahsız Oğlu Allahsız" - Açık İstihbarat

Sizi artık ne gücünüz, ne malınız mülkünüz, ne gizli hesaplardaki paranız, gizli ortaklıklarınız, sansürünüz, RTÜK'ünüz, her yıl yenisini yaptırmakla övündüğünüz hapishaneleriniz, eteğinizi öpen basınınız, biat etmiş yargıçlarınız, silah arkadaşları bin bir iftirayla tutuklanırken size topuk selamı veren generalleriniz;

Ne öfke ve kin kusan diliniz, korku filmine dönen çehreniz, yalakalarınız, dalkavuklarınız, jurnalcileriniz, gaz bombalarınız, özel yetkili mahkemeleriniz, 'akilleriniz'...

Allah'ı kandırmak, güya günahlarınızın kefaletini ödeyip sıyırmak amacıyla, halkın parasıyla inşa ettirmeye giriştiğiniz cami-mabed'leriniz..

Hiç birisi kurtaramayacak demektir...

Devamı...

Perdenin arkasında hava kötü

Sürece Diyarbakır'dan bakınca...


Örgütün gizli ajandasını anlamamız
için son iki gün içinde yerinde teyit ettiğim üç noktayı kayda geçeyim:

1- Örgüte katılım artıyor.Yeni yapıda rol almak için dağa çıkanlar artıyor. Burada örgütün şöyle bir taktiği var. Çekilme adı altında gidenlerin ciddi bir kısmı bu yeni katılımlar. Bir yandan da tecrübeliler içeride bekletiliyor. Hem bölgedeki koordinasyonu yapıyorlar hem de olası bir yol kazası sonrası çatışmaya hazır bekliyorlar. Plana göre ekime kadar tecrübeliler çıkmayacak. Sonra da kar kış bahanesiyle kalmaya çalışacaklar.

2- PKK ağır silahlarını ve bombaları belli bölgelerde depoladı.
Etraflarını da bubi tuzakları ve mayınlarla çevirdi. Dolayısıyla ihtiyaç halinde lojistik sorunu yaşamayacak. Asker bir şekilde buralara girmek isterse de ağır zayiat verecek.

3- Örgüt bu süreci legalleşme dönemi olarak gördüğü için önceki gün yeni bir kampanyanın startını verdi. Bundan sonra herkes evine ve işyerine Öcalan posterleri asacak.

4- Örgüt uyuşturucu ekimine hız vermiş. Diyarbakır kırsalı esrar tarlalarıyla dolu. Diyarbakır neredeyse suç ihraç ediyor. 'Nasıl olsa çözüm sürecindeyiz operasyon olmaz' diye köylüleri de baskı altına almışlar.

Başka örnekler de vermek mümkün. Yani örgüt bir yandan çözüm/barış diyor ama öbür taraftan başka bir ajandanın yol haritasını uyguluyor.