10 Ağustos 2009 Pazartesi

"Cumhuriyetimizin ilk sözü ‘Laiklik’ değildir"


















Ekim 03, 2007


*....İsterseniz sözü burada Rahmetli Atilla İlhan’a bırakalım:

“-Cumhuriyetimizin ilk sözü ‘Laiklik’ değildir, laiklik Gazi hasta yatağındayken 1937’de anayasaya girmiştir. Cumhuriyetimizin ilk sözü nedir biliyor musunuz: Kahrolsun Emperyalizm!...

Evet, Türk bu rekabeti “kabul” etmekle zâten “Kahrolsun Emperyalizm” demiş olur.


Sıra, Emperyalizm’in nasıl kahredileceğine gelir. Bunun yolu kültür köklerinden kopmadan yâni Emperyalizmin “kavramlar tuzağına” düşmeden, yani Çanakkale ve Milli Mücadele ruhuyla okullara, fabrikalara, tarlalara koşmakla olur.


Türk milleti “Kahrolsun Emperyalizm” dediğinde ve bunda samimi olduğunu gösterdiğinde Amerika kıtasından Asya’nın en doğusuna, Afrika’nın en güneyinden ihtiyar dünyanın en kuzeyine kadar her coğrafyadan müttefikler bulacak, dünya derin bir nefes alacaktır. Çünkü bu dünya Emperyalizmin kurduğu bir dünyadır ve bu dünyadan hiç kimse memnun değildir.


Emperyalizmin kurduğu bu dünyada, nüfusun yüzde 80’i sağlıksız evlerde oturmakta, yüzde 70’i okuma yazma bilmemekte ve açlık sınırı altında yaşamakta, sadece 60 milyon insan dünya servetinin yüzde 60’ını zimmetine geçirmiş bulunmaktadır.Emperyalizmin kurduğu dünyada her yüz kişiden sadece biri üniversite mezunudur ve bu dünyada milyarlar susuzluktan, milyonlar salgın hastalıktan kırılmaktadır. Bütün bunlar yetmiyormuş gibi, bu dünyayı kuran emperyalistler kitleler üzerine atom bombaları atmakta, düzenlerini sürdürebilmek için ülkeleri işgal edip milyonlarca kişiyi öldürebilmekte, ülkelerin içlerini darbeler, kardeş kavgaları ile karıştırarak ve demokrasiyi hırsızlıklarına bir maymuncuk yapıp kendilerine biat eden yönetimleri işbaşına getirmektedirler.

Dünya, “Yeni bir Dünyaya” muhtaçtır ve mevcudundan daha iyi “Yeni Bir Dünya” kurabilecek tarihi kökler ve genler, bizde, Türk milletindedir. Herkesin Türk’le bir meselesi işte bunun için var.


* * *


Öyleyse Türk Milleti'ni selamete çıkaracak milli bir hareketin amacı; köklerimizden kopmadan, emperyalizmin "kavramlar tuzağına" düşmeden, Çanakkale ve Milli Mücadele "ruh"unu asla kaybetmeyerek, okullara, tarlalara ve fabrikalara koşma'yı "yeniden" sağlamak olmalıdır!



(*) http://www.yenicaggazetesi.com.tr/a_haberdetay.php?hityaz=890

0 yorum:

Yorum Gönder

 

"Allahsız Oğlu Allahsız"

Firavunların Laneti ile Damgalandı: "Allahsız Oğlu Allahsız" - Açık İstihbarat

Sizi artık ne gücünüz, ne malınız mülkünüz, ne gizli hesaplardaki paranız, gizli ortaklıklarınız, sansürünüz, RTÜK'ünüz, her yıl yenisini yaptırmakla övündüğünüz hapishaneleriniz, eteğinizi öpen basınınız, biat etmiş yargıçlarınız, silah arkadaşları bin bir iftirayla tutuklanırken size topuk selamı veren generalleriniz;

Ne öfke ve kin kusan diliniz, korku filmine dönen çehreniz, yalakalarınız, dalkavuklarınız, jurnalcileriniz, gaz bombalarınız, özel yetkili mahkemeleriniz, 'akilleriniz'...

Allah'ı kandırmak, güya günahlarınızın kefaletini ödeyip sıyırmak amacıyla, halkın parasıyla inşa ettirmeye giriştiğiniz cami-mabed'leriniz..

Hiç birisi kurtaramayacak demektir...

Devamı...

Perdenin arkasında hava kötü

Sürece Diyarbakır'dan bakınca...


Örgütün gizli ajandasını anlamamız
için son iki gün içinde yerinde teyit ettiğim üç noktayı kayda geçeyim:

1- Örgüte katılım artıyor.Yeni yapıda rol almak için dağa çıkanlar artıyor. Burada örgütün şöyle bir taktiği var. Çekilme adı altında gidenlerin ciddi bir kısmı bu yeni katılımlar. Bir yandan da tecrübeliler içeride bekletiliyor. Hem bölgedeki koordinasyonu yapıyorlar hem de olası bir yol kazası sonrası çatışmaya hazır bekliyorlar. Plana göre ekime kadar tecrübeliler çıkmayacak. Sonra da kar kış bahanesiyle kalmaya çalışacaklar.

2- PKK ağır silahlarını ve bombaları belli bölgelerde depoladı.
Etraflarını da bubi tuzakları ve mayınlarla çevirdi. Dolayısıyla ihtiyaç halinde lojistik sorunu yaşamayacak. Asker bir şekilde buralara girmek isterse de ağır zayiat verecek.

3- Örgüt bu süreci legalleşme dönemi olarak gördüğü için önceki gün yeni bir kampanyanın startını verdi. Bundan sonra herkes evine ve işyerine Öcalan posterleri asacak.

4- Örgüt uyuşturucu ekimine hız vermiş. Diyarbakır kırsalı esrar tarlalarıyla dolu. Diyarbakır neredeyse suç ihraç ediyor. 'Nasıl olsa çözüm sürecindeyiz operasyon olmaz' diye köylüleri de baskı altına almışlar.

Başka örnekler de vermek mümkün. Yani örgüt bir yandan çözüm/barış diyor ama öbür taraftan başka bir ajandanın yol haritasını uyguluyor.