8 Ağustos 2009 Cumartesi

BU EVLATLARA YAZIK DEĞİL Mİ!



















Kimin umurunda değerli kardeşim, kimin umurunda?

Ankara'da epey bir zamandır koltuk hesaplarından gayrı başka hesap yapılmadığını, kim nereden, kiminle, nasıl bir koltuk kapar, nasıl ikbâle erer, hesapların bundan ibaret olduğunu bilmez misin?!. Bu hesapların sonunda büyük ihaleler var, son model arabalara kurulup, anlı şanlı güzellerle ultra modern otel odalarında al takke ver külah olmak var! Katlar var, yatlar var! Bu nedenle bu çığlıklar, bu feryatlar, bu figanlar Ankara'dan duyulmaz sevgili kardeşim, duyulmaz!

Onlar ölür, ölebilir, ölmelidir, bu onların görevi değil mi! Yan gelip yatmayacaklar ya, ölecekler elbette! Yollarız, giderler, görevleri gereği gerekirse ölürler! Çok gerekiyorsa patlatırlar bir nutuk: Kanları yerde kalmayacak! Kalır oysa, kalıyor kanlar yerlerde...Gencecik fidanlar bütün samimiyetleriyle ve vicdani sorumluluklarını ve milletlerine olan borçlarını unutmadan veriyorlar canlarını daha yirmili yaşlarında, hayatlarının baharında...Kim duyuyor, kim umursuyor! Onlar, o ıssız dağlarda, uçsuz bucaksız yalnızlıklarda, vatan topraklarında biz varız, bizler buradayız diyerek kahramanca öne atılırken, o millet televizyonlarda göbek havasına alkış tutuyor! Bunlar bir filmin senaryosu değil! Hayatlar, ölümler, kopan bacaklar, yarım kalan vücutlar bir gerçek!

Ne diyor büyüklerimiz! Kurtulalım bu hükümetten! Canı yananlara da nasihatları hazır: Sağcı isen şu partiye, solcu isen şu partiye git! Böyle yap ki deva bulsun dertlerin! Ya vatansever olmak! Ya işinde gücünde kendi halinde biriyken; yeter artık, hangi insafa, hangi vicdana sığar bu haksızlık diyerek ayağa kalkan vatanseverler! Onları hangi kategoriye sığdıracaksınız sevgili büyüklerimiz?

Beyler, arkadaşlar; artık yeter!

Siyaseti bir çirkefe çeviren bu bozuk zihniyetten medet ummayı kader bellemeye devam mı edeceğiz!?..Can verilecekse hep birlikte verilir, sıkıntı çekilecekse, hep birlikte çekilir! Milletinin şerefini ayaklar altına düşürmemek işini gencecik omuzlara yıkıp, arkasından “açılım” yapacağız diye olmadık kepazeliklerle bu şehit kanlarını kirletmek hangi vicdanın eseridir!

En kutsal bildiğimiz ne varsa onun uğruna, evlatlarımız, geleceğimiz, bayrağımız, şeref ve haysiyetimiz uğruna bugün bütün bunları kendine dert etmeyen kim varsa milli vicdanın cehenneminde sonsuza kadar kavrulacaktır.
Bilesiniz!

0 yorum:

Yorum Gönder

 

"Allahsız Oğlu Allahsız"

Firavunların Laneti ile Damgalandı: "Allahsız Oğlu Allahsız" - Açık İstihbarat

Sizi artık ne gücünüz, ne malınız mülkünüz, ne gizli hesaplardaki paranız, gizli ortaklıklarınız, sansürünüz, RTÜK'ünüz, her yıl yenisini yaptırmakla övündüğünüz hapishaneleriniz, eteğinizi öpen basınınız, biat etmiş yargıçlarınız, silah arkadaşları bin bir iftirayla tutuklanırken size topuk selamı veren generalleriniz;

Ne öfke ve kin kusan diliniz, korku filmine dönen çehreniz, yalakalarınız, dalkavuklarınız, jurnalcileriniz, gaz bombalarınız, özel yetkili mahkemeleriniz, 'akilleriniz'...

Allah'ı kandırmak, güya günahlarınızın kefaletini ödeyip sıyırmak amacıyla, halkın parasıyla inşa ettirmeye giriştiğiniz cami-mabed'leriniz..

Hiç birisi kurtaramayacak demektir...

Devamı...

Perdenin arkasında hava kötü

Sürece Diyarbakır'dan bakınca...


Örgütün gizli ajandasını anlamamız
için son iki gün içinde yerinde teyit ettiğim üç noktayı kayda geçeyim:

1- Örgüte katılım artıyor.Yeni yapıda rol almak için dağa çıkanlar artıyor. Burada örgütün şöyle bir taktiği var. Çekilme adı altında gidenlerin ciddi bir kısmı bu yeni katılımlar. Bir yandan da tecrübeliler içeride bekletiliyor. Hem bölgedeki koordinasyonu yapıyorlar hem de olası bir yol kazası sonrası çatışmaya hazır bekliyorlar. Plana göre ekime kadar tecrübeliler çıkmayacak. Sonra da kar kış bahanesiyle kalmaya çalışacaklar.

2- PKK ağır silahlarını ve bombaları belli bölgelerde depoladı.
Etraflarını da bubi tuzakları ve mayınlarla çevirdi. Dolayısıyla ihtiyaç halinde lojistik sorunu yaşamayacak. Asker bir şekilde buralara girmek isterse de ağır zayiat verecek.

3- Örgüt bu süreci legalleşme dönemi olarak gördüğü için önceki gün yeni bir kampanyanın startını verdi. Bundan sonra herkes evine ve işyerine Öcalan posterleri asacak.

4- Örgüt uyuşturucu ekimine hız vermiş. Diyarbakır kırsalı esrar tarlalarıyla dolu. Diyarbakır neredeyse suç ihraç ediyor. 'Nasıl olsa çözüm sürecindeyiz operasyon olmaz' diye köylüleri de baskı altına almışlar.

Başka örnekler de vermek mümkün. Yani örgüt bir yandan çözüm/barış diyor ama öbür taraftan başka bir ajandanın yol haritasını uyguluyor.